30.11.2017 / 10:02

Abdullah AYAN

Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri...

İster normal tarihi olan 2019' da olsun ister erkene çekilsin önümüzdeki yerel seçimlerin kaderini bugün ülkeye hakim olan ittifaklar belirleyecek...

Bir tarafta AK Parti-MHP birlikteliğinin eninde sonunda bir formülde uzlaşması ve o uzlaşma çerçevesinde başta Büyükşehir adaylığı olmak üzere tüm ilçelerde ortak bir strateji çerçevesinde adayları belirlemesi söz konusu.

Diğer tarafta ise kafası karışık CHP' nin ister istemez öncü rolü üstlendiği bir blok var.
CHP' nin kafası karışık çünkü yerel seçim stratejisini konjonktüre göre bir kaç senaryoya göre konumlandıracağı başta genel başkan Kılıçdaroğlu ve önde gelen kurmayların söylemlerinden çıkarmak mümkün.

Örneğin İstanbul, Ankara gibi ortada olan kritik kentlerde 16 Nisan referandum sürecine uygun strateji uygulanacağı ve adayların mevcut iktidar karşıtı bloğun beklentilerine uygun biçimde görüşmelerle belirleneceği artık sır değil.

2014 yerel seçimlerinde Ankara' da büyük başarı elde eden ve çoğu gözlemciye göre gerçekte o seçimi kazanmış olan Mansur Yavaş modeli bir ortak adayla İstanbul ve Ankara' da yerel yönetimlerin el değiştirmesi en azından denenecek.

Buraya kadar yerel seçim sürecinin nasıl işleyeceğini kestirmek zor değil.
İstanbul ve Ankara gibi ikisinde de bugüne kadar zaten hiç bir iddiası olmamış MHP destekli AK Parti' ye karşı henüz ortaklık denklemine kimleri alacağı tam olarak bilinmese de, yukarıda pratik modellemesi iddialı Yavaş ve benzeri isimle yola çıkması en yüksek olasılık olan CHP...

Bu iki önemli metropoldeki yerel seçimlerin en bilinmezi ise HDP' nin ne yapacağı, nasıl bir tavır izleyeceği sorusu...
Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimleri de tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi %50+1 şartına bağlanmış olsa, sorunun cevabını bulmak daha kolay olabilirdi.
Nasıl olsa en yüksek oyu alacak iki aday ikinci tura kalacağı için, HDP ve diğer tüm siyasi hareketler, son tahlilde ehven-i şer babından da olsa, seçilmemesini istedikleri adaya karşı gidip diğer adayı desteklemek zorunda kalırlardı.

Oysa böylesi bir tercih söz konusu değil.
Bu durumda kendi adaylarını desteklemek gibi bir yol tuttururlarsa, böylesi bir tavır daha fazla oy desteğine sahip adayın ipi göğüslemesine bırakın engel olmayı yardımcı bile olabilir.
CHP' nin Ankara, İstanbul metropolleri dışında bir de seçimleri nasılsa kazanırız havasına girdiği İzmir, Eskişehir gibi zaten yerel iktidarı elinde tuttuğu kentlerle birlikte 16 Nisan referandum sonuçlarının umudu daha da güçlendirdiği Mersin (Hayır oranı % 64), Antalya (Hayır oranı %59,1), Adana (Hayır oranı %58,2) gibi büyükşehirler var.
Ortaya çıkan tablonun ilginç yanı bu yerel yönetimlerden örneğin Mersin ve Adana Büyükşehirlerinin 2014'ten beri MHP' li Başkanlarca yönetiliyor olması.
Mersin' de 2014 seçimlerinden yola çıkarsak AK Parti (%28) ve MHP' nin (%32) oy toplamı %60 ama 16 Nisan 2017 referandumunda 'evet' cephesinde bir araya gelmiş iki partinin aldığı oy toplamı %36...

AK Parti' nin bu referandumda ne oranda oy kaybettiğinden çok MHP' nin ne kadar fire verdiği sorusu, 2019 seçimlerinin de yerel anlamda ve Mersin özelinde sonucunu belirleyecek en ciddi etken...
Bendeki son anketler de gösteriyor ki, yarın yerel seçim olsa CHP, AK Parti ve MHP' nin Mersin' de tek başlarına kesin zafer elde edeceklerine dair ciddi bir üstünlükleri yok.
Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse Mersin 16 Nisan referandumunda %64 oranıyla hayır dedi ama bu %64 hayır cephesindeki CHP' ye mal edilmemeli. Zaten anketler de bunu teyit eder mahiyette sonuçlar taşımakta.

%64' ün içinde 7 Haziran 2015 genel seçimlerini baz alırsak %18' e yaklaşan (%17,85) HDP oyu var. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Türkiye genelinde kan kaybetse de Mersin' de aynı HDP %15 oy aldı. Bu nedenle Mersin denkleminde her zaman olduğu gibi %15-20 arasında değişen bir Kürt oyları ağırlığı var. (Unutulmamalı ki Kürtler ağırlıklı olarak HDP' ye oy verse de muhafazakar Kürtler olarak tanımlanacak ciddi oranda seçmen kitlesi özellikle Toroslar ve Akdeniz' de AK Partiye oy veriyor. MHP ile birlikte hareket etmesi halinde o Kürtler ne yapar sorusu kadar CHP adayının siyasi çizgisi de etkili olacaktır)

Daha da önemlisi aynı %64 içinde bugün artık siyasi kimliğiyle İyi Parti adını alan ve Akşener' in başını çektiği MHP'den kopan ama kendilerini merkez sağ olarak tanımlayan hareket var. Hareketin olası yerel seçimlerde nasıl hareket edeceği, aday çıkarıp çıkarmayacağı, hepsinden önemlisi potansiyel oy oranı yanıt arayan ve ortaya çıkacak yanıtların da Büyükşehir seçimlerini doğrudan ve derinden etkilemesi kaçınılmaz.

Bunca bilinmezle yola çıkılan süreçte, CHP şapkasıyla şimdiden sahaya inen o kadar çok aday ve o adayların şimdiden izlemeye başladıkları öylesine kıran kırana bir kampanya yöntemi ve dili var ki, insan "parti içi bel altı vuruşlarının bile böylesine etkin kullanıldığı" bir hazırlık döneminin ileride seçim dönemine nasıl yansıyacağını sormadan edemiyor...
Mersin özelinde temel soru CHP' nin %64 oranındaki hayır cephesi oylarını yerel seçimlerde Büyükşehir Başkanlığına tahvil edip edemeyeceğidir.

Bugünkü tablo bunun hiç te kolay olmayacağını ve gönlünden Başkanlık geçen bazı aday adaylarının yerel seçim sürecinde CHP' ye yarardan çok zarar verme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.
Konuyu işlemeye devam edeceğim...

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina’ya -38- (1942 şoku, Yakup Bey bahçesi) - 06.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar