22.05.2017 / 09:43

Abdullah AYAN

Telefonun yüzyıllık gelişimi ve Mersin...

Önceki yazıda dönemin iktidarının 1935 bütçesine koyduğu ödenekle Anadolu' nun önemli ticari merkezlerinin Ankara' ya telefonla bağlanması hedefine değinmiştim.

 Önceki yazıda dönemin iktidarının 1935 bütçesine koyduğu ödenekle Anadolu' nun önemli ticari merkezlerinin Ankara' ya telefonla bağlanması hedefine değinmiştim.
P.T.T genel müdürlüğü her ne kadar çalışmaların bir kaç ayda tamamlanacağını açıklasa da, özellikle dünya ile olan ilişkisi nedeniyle Mersin için yaşamsal öneme sahip proje ancak 1938 yılında tamamlanabilir.

2 Şubat 1938 günlü Yeni Mersin gazetesinin manşetinde yer alan "Mersin-Ankara telefon hattı yapıldı. Bir kaç güne kadar umuma açılacak. Dün Valimiz Nafia Vekili Ali Çetinkaya ile görüştü" haberi o dönemin zor ve meşakkatli şartları göz önüne alındığında Mersin'in Ankara üzerinden dünyaya açılacak olması gerçekten ölçülmeyecek kadar değerli bir müjdedir.

Görüşmenin ilk deneme adına telefonla gerçekleştiğini içeriğinden anladığımız haberin tümünü okuyalım:
"Bir müddetten beri inşaatının ikmaline çalışılan Mersin-Ankara, Mersin-İstanbul telefonunun tesisatı hitam bulmuş (sona ermiş, tamamlanmış) ve evelki gün tecrübeleri yapılarak muvaffakiyetli neticeler alınmıştır.

Dün sayın Vali ve Parti Başkanımız (dönem tek partinin Valileri aynı zamanda parti il başkanı yaptığı dönemdir) Rüknüddin Nasuhioğlu Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) Bay Ali Çetinkaya ile telefonda görüşmüşler ve başarılan büyük muvaffakiyetten dolayı Mersinlilerin teşekkürlerini, tebrikleriyle arz etmişlerdir. Nafia Vekilimiz de Valimizi tebrik etmişlerdir.
Haber aldığımıza göre 5-6 güne kadar Mersin-İstanbul, Mersin-Ankara telefon hattı halkın ve tüccarların istifadelerine açılacaktır. Aynı zamanda Zonguldak-Kayseri-Sivas ve Erzincan ile de telefon mükalemesi olacaktır. Cenubi Anadolumuzun yegane iskelesi olan ticari, iktisadi ehemmiyeti günden güne artan şehrimizin inkişafına yeni yapılan telefon hattının da yardımı dokunacağı tabiidir.

Cumhuriyet hükümetimizin feyz-i ve verimi ile başarılan bu mühim işten dolayı Mersinliler büyük sevinç duymaktadırlar."
O dönem açısından, uzakları hayli yakın kılan telefon yatırımları bununla da sınırlı değil.
Ocak 1938'ta Silifke Merkez ile tüm köyler arasındaki telefon tesisatının tamamlandığı bilgisinin yer aldığı gazete haberleri iyi bir örnek...
Hava ulaşımında da aynı günlerde önemli atılımlar var...

4 Şubat 1938 tarihli Yeni Mersin gazetesindeki habere göre Nisan ayından itibaren Ankara-Adana arasında tayyare postaları işlemeye başlayacak.

Detayına göz atalım:
"Devlet Hava Yolları İdaresi, Nisan başından itibaren geniş mikyasta başlayacak hava yolları seferleri için şimdiden hazırlıklara başlamıştır.
Devlet Hava Yollarının Nisan başına kadar bütün yolcu tayyareleri gelmiş olacağından on tayyare daima servise hazır vaziyette bulunacak, bunun için ilkbaharda hava seferleri yalnız İstanbul-Ankara arasında değil, İstanbul-Ankara-Adana arası ve mütekabil (karşılıklı) servisler şeklinde de başlamış olacaktır.

Gene bu yaz içinde Elazığ ve Van servislerinin de açılması kabil olacaktır. Devlet Hava Yollarının mevcut kadrosu genişleyecek olan servise ve çoğalacak tayyarelere yetişmeyeceği için kadro yeni elemanlarla takviye edilecektir. Bundan dolayı da ilk babda 8 yeni tayyare makinisti alınacaktır.

Önümüzdeki mevsimde devlet hava yolları yolcu nakliyatı tarifelerinde bir miktar daha tenzilat yapılabileceği de ümit edilmektedir"

Hava ulaşımının ciddiyetle ele alındığına en iyi gösterge aynı günlerde İstanbul Yeşilköy' de bir havaalanının yapılmasına karar verilmesidir.
Yine 1938'de Ankara, İstanbul yanında İzmir ve Adana hava alanları projesinin hayata geçirilmesi çabalarına tanık olmaktayız.

23 Şubat 1938 günlü Yeni Mersin' den okuyalım:
"Geçen sene Ankara' dan başlanmış olan devlet hava meydanları yapılması işine bu sene de devam edilecektir. Meydanların Avrupada olduğu gibi uçuşun tam selametini temin edecek, bütün tesisatı cami (toplamı) olması takarrür etmiştir.

Bu sene evvela Ankara çimento fabrikası karşısında yapılan uçuş istasyonuna bir devlet hava yolları umum müdürlüğü bir de Ankara merkez istasyon müdürlüğü için iki bina yapılacak, ardından İstanbul, İzmir, Adana başta olmak üzere diğer hava seferleri yapılacak şehirlerde istasyonlar tanzim edilecektir.

Tayyarelerin meteoroloji istasyonları ile devamlı irtibatını temin için bütün hava istasyonlarında telsiz muhabere sistemleri kurulacağı gibi posta tayyarelerinin geceleri dahi sefer yapabilmelerini temin edecek tertibat alınacak, hava meydanları projektörlerle teçhiz edilecektir.

Bu suretle hava yolları postalarıyla uçuş en emniyetli şekle sokulmuş olacaktır."

Aslında Adana hava meydanı için yer tespiti 1937'de yapılmış ve hipodrom yanındaki arazi uygun bulunarak istimlak çalışmalarına başlanması kararlaştırılır.

Adana 'uçuş istasyonuna' biçilen rol, daha o hava taşımacılığının emeklediği yıllarda bile hayli önemlidir.

Hava meydanının beynelmilel uçuşlara uygun biçimde yapılması ön görülürken, Bükreş ve Sofya'dan alınacak ecnebi yolcuların Adana üzerinden Tahran aktarmalı Hindistan ve diğer uzakdoğu ülkelerine ulaşmaları düşünülmektedir.

Aynı zamanda Adana-İzmir ve Adana-Diyarbakır seferleri de o günlerde tasarlanır.
Adana hava meydanının istimlaki hızla gerçekleşir, inşaat ta dönemin koşullarına aldırmadan hayli kısa zamanda tamamlanır.
30 Mart 1939 tarihli Yeni Mersin'e göre "hava meydanı telsiz binası ile teşkilat bürolarının yer aldığı 'gayet zarif' binalar tamamlanmış, tesviye işleri de hararetle devam etmektedir."

İstanbul ve Ankara' dan hava postalarının Adana seferlerine başlaması uzun sürmez.

1 Nisan 1939' da başlayan seferler ilgi görmüş olmalı ki, 1940 yılında hava meydanındaki asfalt 2 piste ilaveten 2 beton pist ilavesi kararlaştırılır. Bunun için bütçeye koyulan ödenek yaklaşık 1 milyon liradır.

O dönem uçuşlar için ödenecek ücretlere gelince...

Fikir vermesi için Nisan 1938 sonunda Bakanlar Kurulunun yolcu taşımasıyla ilgili tarife cetvelinden bir iki rakam paylaşayım: Buna göre Ankara-Adana yolcularından 30, Adana-İstanbul hattında ise 35 lira ücret alınması öngörülmekte...

Telefonun Mersin' deki gelişme sürecine dönecek olursak; 50'den başlayıp önce 100'e ardından 200'e çıkarılan kapasite yetmeyince 1944'te bin hatlık santral projesi ve o güne kadar santral görevlisi eliyle manüel bağlantının otomatik hale gelmesiyle ilgili gelişmeleri de bir sonraki yazıda anlatayım...

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar