13.03.2017 / 09:28

Abdullah AYAN

Milletvekili ne iş yapardı? Anayasa değişirse ne yapacak?

Türkiye patenti Erdoğan' a ait "Türk tipi Cumhurbaşkanlığı" sistemine geçmek -veya geçmemek- tercihlerinden birini yapmak üzere 16 Nisan günü sandık başına gidecek...

Gitmeye gidecek te, neye "evet" ya da neye "hayır" deneceği hususunda iyi kötü mürekkep yalamış kesimlerde bile kafaların hayli karışık olduğu anlaşılıyor.

"Evet" cephesi "istikrar" diyor, "büyüme" diyor, "refah" diyor da, değişiklikleri hatmetmeme rağmen değişiklik metinlerinde bu konuda yazılı bir şeye rastlamadım. Zaten hiç bir anayasa metninde yukarıdaki her derde deva sihirli kelimeler yer almaz.

Seçim bildirgelerinde, parti programlarında olmasına olur da anayasada ne işi olabilir vaatlerin...

Anayasalar tüm ülkelerde o ülke toprakları üzerinde yaşayan herkesi kucaklaması gereken -en azından olabildiğince geniş kesimlerin- mutabık kaldığı ortak yaşama iradesini ortaya koyan büyük toplumsal sözleşmeler olduğu sürece uzun ömürlü olur.

Aksi durumlarda tıpkı bizde olduğu gibi her darbe kendi anayasasını getirip dayatır, ta ki bir başka darbe gelip onu ortadan kaldırana ve kendi anayasasını hayata geçirene kadar.

1960 darbesi alabildiğine özgürlükçü olarak anılsa da kendi anayasasını yapmıştır. 1971 o anayasayı fazla geniş bulup, daha dar elbiseyi dikmiş ve giydirmiştir.

1980 darbecilerinin ülkeye reva gördükleri anayasayı, yaşattığı sorunları anlatmama gerek yok.  35 yıldır enini, boyunu, astarını, düğmelerini değiştirip duruyoruz ama bir türlü uymuyor, olmuyor da olmuyor...

Bugünlerde yine işin temeline girmeden ve insanların asıl beklentilerini karşılaması imkansız bir takım değişikliklerle bir yere varılacağı sanılıyor.

Referandumda "evet" çıkması halinde yasama görevini yerine getiren Meclisin o işlevinin yerini çıkaracağı kararnamelerle Cumhurbaşkanı (aslında Başkan veya literatürdeki adıyla President) alacak.

Hiç şüpheniz olmasın böylesi yetkiyi alan Cumhurbaşkanı (Başkan) kendi ekibine anında hazırlatıp yürürlüğe girecek kararname gibi pratik yöntem dururken, oturup günlerce bazen haftalar hatta aylar alacak yasalarla uğraşmaz.

Yine de Meclisteki Milletvekilleri eskaza bir konuda birleşip kanun çıkarmaya kalktı diyelim.

Cumhurbaşkanının veto yetkisi var ve yeni değişiklik paketiyle Meclisin aynı kanunu geçirmesi için salt çoğunluk gerekiyor. Salt çoğunluk değişiklikle 600'e çıkacak Milletvekillerinin 301' nin oyu demek.

Böylesi bir sistemin dünyada benzeri olmadığının Erdoğan da farkında olmalı ki, kendi ifadesiyle bize özgü sistemi "Türk tipi Cumhurbaşkanlığı"  olarak şimdiden adlandırıyor.

Partili Cumhurbaşkanının listesini belirleyeceği, yetkileri budanmış Milletvekillerinden oluşan bir Meclis...

İş bununla da bitmiyor. Milletvekilleri bakan ama sadece yasama yetkileri değil, denetim işlevi de bitiyor.

Bakın nasıl?

Anayasa değişiklikleriyle Milletvekillerinin Bakanlara sözlü soru sorma olanağı tümüyle tarihe karışacak.

Mevcut anayasada Milletvekillerinin yürütmenin başı olan Başbakana sözlü veya yazılı sorması mümkün ama değişiklikle Başbakanın yürütme yetkisini tek başına üstlenecek Cumhurbaşkanına soru yöneltilemeyecek.

Yine halkoyuna sunulan değişiklikle Meclisin Başbakan veya bir Bakan hakkında gensoru önergesi vermesi (güvenoyu mekanizması)  kaldırılıyor.

Haklı olarak bu ülkede yaşayan herkesin eleştirdiği mevcut anayasada bile Başbakan veya bir Bakan hakkında üye tam sayısının 1/10' u olan 55 Milletvekili soruşturma önergesi verebilir, salt çoğunlukla (276 Milletvekili) Başbakan/Bakan yüce divana sevk edilirken, değişiklikle Başkan yardımcıları veya Bakanlar hakkında soruşturma önergesi için salt çoğunluk olan 301 Milletvekilinin oyu gerekecek.

Önergenin Meclis genel kurulunda gündeme alınması için Meclisin 3/5' nin (360 Milletvekili) ve Yüce Divana Başkan yardımcılarıyla Bakanların sevki için 400 Milletvekilinin oyu gerekecek.

Seçim sisteminin ve Siyasi partiler kanununun değişmediği, Milletvekili aday listelerinin genel başkanlarca belirlendiği bir ülkede değişiklikler Meclisin yasama yetkisini budamakla kalmayacak, denetim olanağını da bitirmiş olacak.

Yapılması gereken neydi?

Yapılması gereken Başkanlık veya Türk tipi Cumhurbaşkanlığından önce Milletvekillerinin liderler sultasından kurtulması için seçim sistemini değiştirmek ve en azından dar bölge gibisinden yöntemlere yönelmekti.

Varlığını seçmenden çok, adını listeye koyan genel başkana borçlu Milletvekilliğiyle zaten yasama ve denetim görevini yapmakta zorlanan bir yapının o etkinliğinin de elinden alınmasıyla her şeyin tek adam iradesine bağlandığı bir sürecin yol ayrımındayız...

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar