Av. Hasan DOĞAN

14.04.2014 / 15:54

Av. Hasan DOĞAN

OSB yasası ile OSB Uygulama Yönetmeliği arasındaki çelişki

OSB ler kuruluş aşamasında, yasanın 4.maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşların imzası ile oluşturulan kuruluş protokolünün, bakanlıkça onanması ve ilgili sicile kayıt ile tüzel kişilik kazanır.

Kuruluştan sonraki bu ilk aşamaya bir bakıma müteşebbis heyet aşaması da denilebilir. 

 
Bu dönemde, asıl karar organi;  valilik gibi merkezi idare yetkilileri yanısıra, ticaret ve sanayi odaları temsilcileri ,sanayici vb kişilerin oluşturduğu  müteşebbis heyet  olup, yönetim kurulu ise, müteşebbis heyetten aldığı yetkiler ışığında, bir bakıma bir  vekil sıfatıyla OSB yi yönetir.
 
Ancak , üretime geçtiğini belge ile kanıtlayan katılımcı sayısı,  OSB içinde yer alan katılımcı sayısının 1/3 oranına geldiğinde, bu katılımcı-sanayiciler de, kuruluş prtokolünde belirlenen müteşebbis heyet üyelerinin yarısını geçmeyecek şekilde, müteşebbis heyet üyeliğine seçilirler. 
 
Aynı şekilde, OSB  içindeki toplam işletmelerin 2/3 oranının,  yapı kullanma alması ve bunlarında en az yarısının üretime geçtiğini belgelemeleri vede  ilk altı ay içinde yapacakları ilk genel kurul toplantısında karar almaları halinde, artık müteşebbis heyet aşaması sona erer.  
 
Buraya kadar anlatılan kısım ,herkesçe bilinen bir durum.  Bu aşamaya kadar  uygulanacak kanunda da bir tereddüt yoktur. Ancak özellikle genel kurul aşamasından sonraki süreçte,  yasanın 25. madde sinin açık hükmü gereği, OSB nin organları ile ilgili konularda artık Türk Ticaret Kanunun A.Ş lerle ilgili hükümleri uygulanacağının belirtilmesi nedeni ile, çelişkili bir durum ortaya çıkmaktadır.   
 
Bunun da ,ilk anda önemsiz olduğu düşünülse de  aslında, çok önemli hukuki sonuçları bulunmaktadır.  Konuya biraz daha açıklık getirecek olur isek :  OSB lerde, eğer genel kurula geçilmiş ise :  genel kurulun toplantıya çağrılma şekli, gündem, karar alma vb konular veya  alınacak kararlara karşı yargı yoluna gitme vb hususlarda artık  , TTK nın A.Ş lerle ilgili hükümlerine başvurulacağı  anlamına gelmektedir. 
 
Bu durumda da özellikle genel kurul toplantıları öncesi ve sonrasında, TTK anonim şirketler için geçerli olan tüm kuralların burada da aynen geçerli olduğu ve yapılacak işlemler ve kararlarda buna göre hareket edilmesi anlamına gelmektedir ki bu da son derece önemlidir.
 
Uygulamada, hatta bazı mahkeme kararlarında dahi bu husus dikkatten kaçmaktadır.  İlgili kişilerce de, genel kurul aşamasına geçildiği halde, yönetim kurulu veya genel kurul kararları ile ilgili olarak yanlış başvurular  yapılmakta bunlar da hak kaybına neden olmaktadır. 
 
Bu nedenle, özellikle genel kurulların yapılacağı bu ilk altı aylık dönem de dikkate alınarak bu konuya kısaca  değinmek  istedik:  
 
OSB kanunun 25.maddesi gereği, Genel kurul Toplantısına çağrı şekli , gündemin oluşturulması , katılımcıya bildirilen gündemde olmayan bir hususun gündeme alınması vb konular , tamamen TTK da anonim şirketlerle ilgili  düzenlemeye tabidir.  
 
Dolayısıyla genel kurulları yaparken, katılımcıların toplantıya nasıl çağrılacağı, gündemin nelerden oluşacağı ve gündeme ek madde konulması veya sırasının nasıl değiştirileceği, toplantı ve karar yeter sayısının ne olacağı , bunun hangi süre ile korunacağı vb hususların tamamen TTK nın ilgili hükümlerine tabi olunacağı tartışmasıdır.      
 
İşte tam da bu noktada, uygulamada sıklıkla karşılaşılan ve  bugüne kadar da hiç değinilmeyen  bir soruna  dikkat çekmeden edemeyeceğim ki bunun da aslında çok önemli olduğuna inanıyorum. 
Zira yasadaki çelişkiler, doğal olarak sanayicinin  yasal haklarını kullanmada hak kaybına uğramasına neden olacaktır.    
 
OSB Kanunun 25.maddesi:  OSB lerde  genel kurula geçmeden sonra, OSB organları ile ilgili konularda TTK nın Anonim Şirketlerle ilgili hükümlerinin uygulanacağını açıkça belirtmiştir.  Bu durumda da,  örneğin , OSB organlarından biri olan Genel Kurulda alınacak kararlara karşı dava açma  süresinin, TTK 445. maddesindeki (3 aylık) sürenin olacağı açıktır.  Buraya kadar sorun yok. Ancak OSB Uygulama Yönetmeliğinin 34/1 maddesinde, OSB Kanunun 25. ve TTK nın 445 maddesi ile çelişecek şekilde genel Kurul Kararlaırna karşı açılacak dava süresini 1 ay olarak belirtmiştir ki işte bu, uygulamada önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 
 
Başka bir deyişle,   TTK nın 445. maddesi, genel kurul kararlarına karşı yasal başvuru süresini 3 ay olarak belirlediği halde, OSB Uygulama Yönetemliğinin 34/1 maddesinde bu süre 1 aydır ki bu OSB kanunun 25.maddesine de aykırı bir durumdur. 
 
Bu nedenle , OSBÜK ve OSBDER in,  konu ile ilgili bu düzeltme için ilgili bakanlık nezdinde gerekli   çalışmayı yaparak, sanayici için hak kaybına neden olacak bu çelişkili durumun ortadan kaldırılmasını sağlamaları çok faydalı  olur düşüncesindeyim.  Aksi taktirde uygulamada sorunlara, dolayısıyla katılımcı sanayici açısından yasal başvuru hallerinde hak kayıplarına neden olabilir.
  doganhukuk34@gmail.com   
 
 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı ve Organize Sanayi Bölgeleri - 11.10.2016
>> Üretim Reform Paketi kanun tasarısının OSB mevzuatına etkileri - 23.09.2016
>> OSBÜK , 19.09.2014 tarihli çalıştay ve gelen sonbahar - 22.09.2014
>> RUHSAT MÜDDETİ - 14.04.2014
>> Organize Sanayi Bölgelerinde kiralama işlemi - 14.04.2014
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar