31.10.2019 / 10:57

Ahmed KAYMAK

Fırça

Bir resmi, sanat eserini pahalı yapan, değerli kılan şey nedir sizce? Sanatsal yönü mü? Figüratif değerlerinin yüksekliği mi? Yoksa ressamın lobi değeri midir eşsiz ve paha biçilmez kılan? Yoksa birkaç yüzyıl öncesinden kalma bir kilim de bu değeri eder mi?

Pahalı ressam olmakla en başarılı ressam olmak farklı şeylerdir. Van Gogh yaşarken resimlerini bir çorba parasına çiziyordu. Sefalet içinde kardeşi Teo'nun gönderdiği parayla yaşıyordu ve sonunda intihar edip hayatına son verdi. Bu arada Osmanlı'dan anlatmadan geçemeyeceğim.

Türk hat sanatının tartışılmasız en usta ismi “Hafız Osman”dır. Bir gün karşıya geçmek üzere kayığa biner. Boğazın ortalarına gelindiğinde ücretler kayıkçının yardımcısı tarafından toplanmaya başlar. Hafız Osman bakar üzerinde hiç metelik yok. Kayıkçıdan rica eder;

- Üzerimde hiç param yok ama dur sana bir *vav çekeyim der. Yoksa adam aşağı atacak.

Kayıkçı şaşkın, biraz da kızgın. Zor ikna olur;

- Peki, der.

Hafız Osman kuşağından çıkarır ve divit hokka acele bir vav çeker. Kayıkçının bir gün işi düşer. Sahafların oradan geçerken aklına gelir elindekinin ne kadar edeceğini merak eder. Gösterdiği zaman;

- Bunu nereden buldun? Bu çok kıymetli deyip eline 3- 5 altın sıkıştırırlar. Adam sevinçle ve hayret içinde paraları alır.

Gel zaman git zaman kayıkçı yine bir gün Hafız Osman'la karşılaşır. Hafız Osman ücret olarak bir gümüş akçeyi uzatır. Ama kayıkçı;

- Boş ver de bana bir vav çekiversen der. Çünkü ücret bir gümüş akçedir. Yüz akçe bir altın etmektedir. Adam Hafız Osman’ın kıymetini anlamıştır ama Hafız Osman;

- Olmaz o, o zamandı der.

Buradan geçelim Türk resim sanatının usta isimlerinden Osman Hamdi Bey'e. Kendisi müzecidir. Resim yapmanın günah sayıldığı dönemlerde Batı kültürüyle ve Batılı malzemelerle müthiş resimler yapar. Resimlerinde gelenekler altüst olmuştur. Kuran okuyan kız isimli tablosunda tüm hatları belirgin başı yarı açık bir kızı resmeder. Kaplumbağa terbiyecisinde ise dönemin idarecilerine göndermeler vardır. O dönem sarayda eğlenceler yapılıyor ve kaplumbağaların üzerine mumlar veya kandiller bağlanıp eğleniliyordu. Tarihimizin en metaforik çalışmasıdır. Tayfur Er'in Erguvaniler kitabına bakarsanız ve oradaki bağlantılı şifreleri okuduktan sonra Batı dünyasının peşinden koştuğu KUTSAL KÂSE'nin bizde ancak hamam tası olabileceğini görürsünüz. Şu anda bu tablolar Türk resim sanatının başyapıtlarındandır. Bu arada Şeker Ahmet Paşa'yı da Osman Hamdi Bey'le birlikte anmalıyız. Her ikisi de batılı resim öğelerini Türk resmine sokan iki ressamımızdır. Ayrıca Hıfzı Topuz'un, FİKRET MUALLA, ANILAR, RESİMLER, MEKTUPLAR kitabını okursanız, Fikret Mualla'nın da bir şişe şarap ya da iyi bir öğlen yemeğine bağışladığı resimlerin hikâyesine, dahi ve yoksul bir ressamın renkli hayatına tanık olursunuz.

Cumhuriyet döneminin ilk önemli koleksiyoneri Bezmen ailesidir. Sabancılar, Koçlar ve Eczacıbaşı’ndan yıllar önce resimler toplamaya başlar Halil Bezmen. Bir gün Bodrum'da yaşayan Zeki Faik İzer'e hasta ziyaretine gider. Tablolarının hepsini alır. Karşılığında makul bir ücret bekleyen ressama minik bir servet verip senin burada yaşaman uygun değil diyerek bir ev alır. Böylece günümüzde tabloları uçuk fiyatlara satılan Zeki Faik İzer ölmeden bir ev sahibi olur.

*VAV ÇEKMEK; hattatların yazılarını yazarken kullandıkları bir terimdir. Hani o meşhur kayık şeklindeki amentü yazısıdır. Kayık oradan gelmekte, vav harfleri ise kürekleri temsil etmektedir.

20/04/2013 - Eskişehir

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yoruldum dinlenmekten - 21.05.2020
>> Korona günlükleri - 13.04.2020
>> Aptal kutusu - 22.11.2019
>> GEL DE YAZMA - 09.09.2019
>> Sen benim kim olduğumu biliyor musun? - 07.06.2019
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar