Aptal kutusu
Neden mi?
Durun açıklayayım. Kutsal kitabının ilk emri OKU olan bir dine mensup ülkede günlük okuma süresi 17 sn. Tv izleme süresi günlük ortalama 5-6-saat (18 000sn.) olan ülkede yazmak sizce de normal sayılır mı?
Batılı tv ye Aptal kutusu demiştir. Çünkü tüm toplumu angaje edebilir, istediğiniz algıyı oluşturabilirsiniz.
Almanlar Hitlerin propaganda subayı Goebbels sayesinde savaşı kazandıklarına hatta tüm Dünyanın kendileri karşısında dize geldiğine inanıyordu. Rus tanklarını caddelerinde görünceye kadar.
Şu an bunu tüm ülkeler kullanmakta. En büyük örneği de Kuzey Kore dir.
Olimpiyatlarda esip gürlediklerini tüm madalyaları alıp futbolda ise rakiplerini dağıtıp her yıl Dünya şampiyonu olduklarını sanırlar.
Bizde de durum pek farklı değildir. Enflasyon hep eksilerde gezer oysa çarşı Pazar a çıkınca gerçek enflasyona toslarsınız.
Gözleriniz fal taşına döner. Hemen eve koşup bir iki haber, üzerine de bir iki dizi izlediniz mı normale dönersiniz.
Diziler hep yalılarda geçer. Herkes entrikacı herkes şirket sahibi, herkes de son model arabalı falan filan.
Bir de herkes silahlı, herkes tetikçi herkes kabadayı. Ortalık kan ve barut dan geçilmez.
Oysa asıl kabadayı ve en delikanlılar harama bulaşmadan asgari ücretle ev kirasını denkleştirmeye, emeğiyle ay sonunu getirmeye çalışanlardır.
Ama burada asıl paradoks şudur; bu aptal dizileri, yine bu emekçi sınıf izlemektedir. Onun içindir ki ülkemde Acunlu lahmacunlu yarışmalar ve boğazdaki yalılarda yaşanan entrikalar en büyük raytingi alırlar.
Başa dönersek kimse okuma zahmetine girmez “beyin obezleri” gibi aptal kutusunda önüne konulanı, kendine yutturulanı yer.
Tüm klavyetör ve tetikçi kalemlerin yazdıkları okunur.
Birileri ise deli gibi Beyin sancısı çekerek klavyesini, kalemini döver.
