Ahmed KAYMAK

Efendim yaş itibariyle epey eski olduğumuzdan büyüklerimizden gelen kültürle akşamları radyo etrafına toplanıp. Haber (ajans) dinleyip sonrada ailecek radyo tiyatrosuna kilitlenirdik. TV dizisi gibi değil, herkes işini gücünü yapabilir, mutfağa içeri dışarı geçebilir, “Yahu hanım aç şunun sesini biraz” denilerek herkes özgürce dolaşırdı.

Şimdikiler gibi (aptal kutusu) saçma ucuz ve basit Acunlu lahmacunlu programlar izlemek zorunda ve teslim alınmış değildik.

Hele o lambalı radyoların ısınması, cızırtılı sesi ve babaannemin “Bu şeytan icadı, galiba içinde küçük insanlar var” deyişi hala kulaklarımda. Çocuk olduğum için epey bir bu teze inanmışlığım vardır.

Hele o maç anlatımları yok mu? Halit Kıvanç, rahmetli Orhan Boran, öyle bir maç anlatırlardı ki; o anı yaşar, İnönü Stadı'na gider, denize bakan kaleye doğru, santra çizgisinin sağından, ceza sahasının sol çaprazına 2 metre kala, kaleyi hafif çaprazdan gören yerde, meşin yuvarlakla buluşurduk. Ustalar adeta koordinat verir gibi anlatır, sol ayağının üstüyle filelerle buluşturduğu zaman da işi hayal gücümüze bırakıp maçı yaşatırlardı. Burayı siz ruhunuzu katarak süsler, olayı beyin gücünüz aydınlatır karşınıza getirirdi.

Şimdi öyle mi? İpe sapa gelmeyen dolgu ve birbirinin tekrarı programlar.

Bu arada usta radyocuların çoğu küstürülmüş. Ceyhun Yılmaz, Cem Ceminay, Hopdedik Ayhan, Hakan Gündüz, Arzu Çağlan, Mansur El Sabah… Hiç biri şu an mikrofonda değil. Bu isimlerin hepsi küstü.

Şimdi bu isimler olmadan radyonun bir anlamı var mı sizce?

Sponsorlar çok dinlenen program ve kaliteli radyocu bulamamak tan şikayetçi.

İçeriğe müdahale maaş ve ücret gibi problemlerden dolayı artık efsane radyocular radyoculuk yapamıyor.

Yeni nesil radyocular ve DJ'ler radyoyu adeta müzik kutusu haline getirdi ve yukarıdaki isimler gibi bir dinleyici kitlesi oluşturamadı.
Sanırım radyonun ruhunu da iyi aktaramıyorlar.
Bu isimler olayınca radyonun tadı tuzu da kalmadı.

Bu radyo fenomenleri radyoyu bize daha bir sevdirmişti. Ne yazık artık yoklar.Ben bir an önce dönmelerini bekliyorum.

Not: Bu yazımı radyocu arkadaşım (Radyonun içindeki adam) Mansur El Sabah ve DJ. Cambaz'a ithaf ediyorum.