04.11.2014 / 14:03

Ahmed KAYMAK

İŞ GÜVENSİZLİĞİ ve PİSİ- PİSİ ne!

Emek en yüce değerdir… Dedi sosyalizm. Kapitalizm de parayı en yüce değer olarak gördü.

 İNSANLIK en yüce değer olmadığı sürece bu para ve emeğin çatışması hep sürecek.

 

Kaza, her türlü önlem ve tedbir alındıktan ve tüm şartlar yerine getirildikten sonra meydana gelen istenmeyen olaylara denir.

Hiçbir önlem alınmadan tedbir alınmadan işçinin madene indirilmesi “Diri, diri mezara inin” demektir. Bir adam metrelerce yerin altına neden iner? Sorunun cevabı paradır. Bir adam çalışanları için neden hiç tedbir almaz?

Bununda adı kaza olamaz..

 

Ölmeden toprağa girmek gibi bir şeydir bu. İş kazalarının en büyük sebebi İŞSİZLİKtir.

Bir madenci diyor ki;

“Evet aşağıda ölüm var belki, ama yukarıda açlık mutlak.”

 

Bilinçli bir şekilde tarım alanları betonlaştırıldı. Tarıma yer kalmadı. Bu sayede aşırı bir yağmurda her taraf beton olduğu, suyu emecek toprak kalmadığı için, ağaçlar kesilip katlolduğundan, sel ile karşılaşırız. Tarım baltalanınca, samana muhtaç kaldık. Dışarıdan saman almaya başladık. Bu hayvancılığımızı da bitirdi, pahalı samanla hayvancılık yapılamadı. ANGUT gibi dışarıdan elin kısır anguslarını aldık.

 

İşsiz kalan köylümüz, çiftçimiz hayvanını elinden çıkarınca alternatif iş alanlarına yöneldi.

“İnin madene” denildi indiler.

 

Asgari ücretle kol bacak kopartan ilkel makinelerde çalıştılar. Hiçbir tedbir almadan

“Çıkın şu apartmanın tepesine” denildi. Tedbirsiz çıktılar.

“Çık tersanede şu gemiyi boya” denildi. Önlemsiz çalıştılar.

Vahşi kapitalizmin çağdaş köleleri oldular. Açlıkla imtihan olunca insanlar, en kötü seçenekle yani “seçeneksizlik”le karşılaştı.

Patronun her dediğine “he” deyip; “Ne iş olursa yaparım abi”cilik süreci başladı.

 

Otuz yıllık kamu görevimin son 6-7 yılı, işçi sağlığı ve iş güvenliği atölye sorumlusu olarak geçti…

 

Neler nelerle karşılaştım. Bir kaza olur gece vardiyasıdır. İşveren tüm ruhsat, ehliyet, belge, izin ve ne lazımsa, her şeyi sabaha kadar halleder.

 

Sonuç: Ölen suçludur. Eğer hallolmazsa ölenin ailesine yüklüce para verilir, olay kapanır. Bir kaza olur 50 kişilik atölyede bir şahit bulamazsınız. Tüm şahitler anlaşıp aynı ifadeyi verir. Genellikle eli kalem tutan biri ifadeyi yazar. “Olay yukarıdaki gibi gerçekleşmiştir” diye kopya ifade verilir dosya kapanır.

 

“Önlemek ödemekten ucuzdur.”

 

Bu mantalite yerleşmediği için kaza olasıya kadar bir şey yapılmaz kaza olunca da;

“Takdir-i ilahi”dir.

 

Yani eşek sağlam kazığa bağlanmaz Allaha havale edilir. Be adam tedbir sünnettir, der İslam; yoksa Allah senin eşeğinin çobanı mı? Gel al tedbirini sonra Allaha yönel. Bu kafayla gidersen kapını da kilitleme.

 

Kamu da nispeten tedbirler alınır ama özel sektör, hele taşeron çalışanıysanız, Allah muhafaza tüm işler karambol’e gelir.

 

Almanya madencilik bilhassa kömür üretiminde birincidir, üstelik çok çıkardıkları için onlarda kömür yerin baya bir altındadır. Ama onlarda hiç ölüm olmaz. Ölüm daima benim garip halkımı ve garip annelerimi bulur. O kadar temizdir ki, annem elinde küçücük bir çomakla, karınca kaderince suyun akışını hızlandırmak için borunun etrafını açar.

 

En safından;

“Oğlum yüzme de bilmezdi” der.

 

Madalyalı yüzücü olsa ne değişir?

 

Bence suçlular kedi. Evet Pisi-Pisi’dir.

İş kazalarında ölümlerimizde PİSİ-PİSİ’nedir.

 

Birkaç kedi (Sayıları elli kadarmış) madene dalmış ardından köpekler koşmuş ortalık hengâme, bu arada birkaç direk devrilince göçük oluşmuş, kedilerle köpekler bir olup toprağı eşeleyince yan dehlizden galeriyi sular basmış. Görgü tanıklarına göre olaydan sonra kediler köpekler birlikte kaçıp kurtulmuş. Kimsenin suçu yok yani.

 

Evet kedidir kedi...

 

Bazen hüznünüzü anlatamaz böyle saçmalarsınız. Ama düşünün Soma’dan hiç ders alınmamış. Hem kim gelirse gelsin bu değişmez. Sanki eleştirenler daha iyisini mi yapacak?

 

Yönetim değişir, hükümetler, değişir madencinin kaderi değişmez. Artık birileri çıkıp insanımıza değer versin

Artık bu milletin anası ağlamasın. Yoksa anamızı ağlatanlar, burada olmasa bile ötede hesap vermeyeceklerini mi sanıyor acaba?

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yoruldum dinlenmekten - 21.05.2020
>> Korona günlükleri - 13.04.2020
>> Aptal kutusu - 22.11.2019
>> Fırça - 31.10.2019
>> GEL DE YAZMA - 09.09.2019
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar