A24.com.tr » ekonomi » Taksiciler terör olaylarını fırsata mı çeviriyor? (Bölüm3)

Taksiciler terör olaylarını fırsata mı çeviriyor? (Bölüm3)

Taksiciler terör olaylarını fırsata mı çeviriyor? (Bölüm3)

Binlerce insanın kullandığı Atatürk Havalimanı'nda, özellikle terör olayları sonrası taksicilerin müşteri seçtiği ve yüksek ücretler talep ettiği yönündeki iddiaları dernek başkanlarına sorduk.

A24 - ÖZEL

Türkiye'nin en büyük havalimanı özelliğini taşıyan Atatürk havalimanı, yolcu ve sefer sayısı bakımından da ülkenin en işlek havalimanı konumunda bulunuyor. 2016 yılı verilerine göre 19.1 milyonu iç hatlar, 40 milyonu dış hatlar olmak üzere toplamda 60 milyon yolcu taşındı.

28 Haziran 2016 tarihinde Dış Hatlar Terminali'ne gerçekleştirilen terör saldırısı ve 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi gibi kötü olaylara rağmen, 18 Eylül 2016'da inen-kalkan uçak sayısı bin 500'e ulaştı ve havalimanının rekoru kırıldı. Aynı gün yolcu sayısı ise 156 bini aştı.



Trafiğin bu kadar yoğun olduğu bir yerde, Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi de yolcu yükünü hafifletmede oldukça önemli rol oynuyor. Kooperatif, 690 taksi ve 1800 sürücü ile yolculara hizmet veriyor ve günde 9-10 bin civarında yolcu taşıyor.

Ancak yaşanan terör olayları sonrası, havalimanındaki taksicilerle ilgili olarak fırsatçılık iddiaları ve suçlamaları ortaya atıldı. Özellikle 2016'da Atatürk Havalimanı'na düzenlenen terör saldırısı ve 25 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece, taksicilerin araçlara müşteri almadığı ya da fahiş fiyatlar talep ettiği gündeme gelmişti.

"ÇAMUR ATILDI, ÜSTÜMÜZDE KALDI"



Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi Başkanı Fahrettin Can bu konudaki iddiaların doğrulanamadığını belirterek suçlamalara şu şekilde yanıt verdi:

"Darbe girişiminde değil ama havalimanındaki bombalı saldırının yaşandığı gün, taksicilerin yolculardan 100 Dolar (yaklaşık 360 TL) gibi bir miktarda para aldıkları söylendi. Sosyal medyada gündeme geldi bu konu. Ama bunları ispat edemedik. İddia edenler de ispat edemedi. Peşine düştük biz bunun. Bütün bu çevredeki otelleri gezdik. Böyle bir şikayet alıp almadıklarını sorduk. Şikayet almadık ancak bir avukat bunu sosyal medyada duyurdu. O avukat hakkında suç duyurusunda bulunduk. Avukat da ortaya çıkmadı. Sadece böyle bir dedikodu çıktı, çamur atıldı, üstümüzde kaldı. Siyasi birimler de dahil gerekli yerlere durumu bildirdik."

"3 ŞOFÖR ARKADAŞIMIZ ŞEHİT OLDU, İFTİRALAR ALÇAKÇA"

Bu iddiaların bir iftira olduğunu belirten Fahrettin Can, "Buradan 2 bin kişi ekmek yiyor, 10 bin kişi geçiniyor. Bunlar ispat edilmediği sürece dedikodudan ibarettir. Çünkü o saldırıda zaten bizim 3 şoför arkadaşımız şehit oldu. 9 arkadaşımız da çeşitli yerlerinden yaralandı. Biz orada can derdine düşmüştük. İnsanların böyle bir iftirada bulunması çok alçakça bir şey" diyerek suçlamaları reddetti.



Tüm bunlara rağmen böyle bir kötülüğü yapabilecek kapasitede insanlar olabileceğini de söyleyen Can, şöyle devam etti:
"Bu tip kötü karakterli insanlar olabilir. Ama böyle bir şey çıkmadı ortaya. Tespit edilemedi. Aksine taksiciler insanlara yardımcı oldu. Yaralıları hastaneye taşıdılar. Herhangi bir ücret talep edilmedi. Öyle bir şansı da yok zaten. O anki can pazarında ücret talep etmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Böyle biri varsa o kişi şoför değil, insan bile olamaz. İnsan olarak kabul etmiyoruz."

Havalimanındaki taksicilerle ilgili bir başka şikâyetse, trafiğin yoğun olduğu ve araç bulmanın zor olduğu saatlerde durumu fırsata çevirmeleri yönünde. Bazı taksi şoförlerinin aynı anda birden fazla yolcuyu almaya çalışması, yüksek ücret talep etmesi yolcuları mağdur duruma getiriyor. Bu durumun yakın zamandaki mağdurlarından biri de Avukat Yeliz Yılmaz Özgür.

YELİZ YILMAZ ÖZGÜR (Avukat):



17 Şubat Cuma günü akşam saat 19.00 sıralarında şehirlerarası yolculuk yaparak Atatürk Havalimanı'na gelen Avukat Yeliz Yılmaz Özgür, başından geçenleri a24.com.tr'ye anlattı:

"Taksi durağında araç olmaması ve yolcu kuyruğunun fazla olması nedeniyle yan yoldan geçen sarı taksilere yöneldim. Oradan geçen taksiciye 4. Levent'e gitmek istediğimi söyledim. Adam inip paketlerimi aldı ve bagaja koydu. Taksiye bindikten yaklaşık 5-10 metre sonra bir yolcu daha alıp yola öyle devam etmek istediğini söyledi. Nedenini sorduğumda kurtarmadığını belirtti. Ben de 'Dolmuş mu çekiyorsunuz? Neyi kurtarmıyor?' diye yanıt verdim. Bu sefer trafiğin yoğunluğunu bahane etti. Ben de bu arada E-5'ten mi gideceğini sordum. Bana çıkıştı ve sert bir şekilde 'E-5 ya da TEM'den mi gideceğine şoför karar verir. Daha biner binmez beni yönlendiriyorsunuz' şeklinde bir cümle kurdu."

İKİ YOLCUDAN AYRI AYRI ÜCRET TALEBİ

Evde küçük çocuğu olduğu için bir an önce eve ulaşma derdinde olduğunu kaydeden Özgür, "Hem araca başka bir yolcu daha alacağını hem de ikimizden ayrı ayrı ücret alacağını söyledi. Ben de araca başka bir yolcunun binmesini kabul etmediğimi ve aynı yöne giden iki yolcudan çift tarife alamayacağını söyledim. O sırada taksici, yurt dışı yolcularının geliş kısmına geçti. Aracı sağa çekerek bagajdan eşyalarımı indirdi. Beni de indirdi tabii" diyerek adeta araçtan atıldığını dile getirdi.



Araçtan indirildikten sonra başka taksi arayışına geçtiğini belirten Yeliz Yılmaz Özgür, birkaç taksicinin daha durup gideceği yeri beğenmediklerini söyledi ve şöyle devam etti:

"Bir tanesi trafiğin çok yoğun olduğunu, her yerin kilitlendiğini söyledi. Ben de yolların gayet açık olduğunu, uygulamada her yerin yemyeşil olduğu cevabını verdim. Bana yardımcı olacağını iddia ederek araca aldı. Arada bir trafiğin yoğun olduğunu, gidilecek gibi olmadığını söyledi. Ben de trafiğin yoğun olmadığını yineledim ve yol güzergâhıyla ilgili alternatifler sundum. Bu sefer onlara da bahane buldu ve ısrarla önerdiğim yerin yoluna girmedi. Daha sonra beni Dünya Ticaret Merkezi'nin oradaki metroya bırakacağını söyledi. Ben de oranın işimi görmediğini ve evde küçük çocuğum olduğu için bir an önce eve gitmem gerektiğini söyleyerek Yenikapı metrosuna bırakmasını istedim. Ama bırakmadı. Ücreti de almak istemedi. Ben de 'Hayır işi mi yapıyorsunuz? Ne münasebet' diyerek parasını uzattım."

"KISA MESAFE GİDEREK GÜNÜ KURTARIYORLAR"

Taksicilerin bu tavrının sebebini sonradan fark ettiğini anlatan Özgür şu ifadeleri kullandı:
"Parayı aldıktan sonra bu şekilde günü kurtardığını söyledi. 'Kısa mesafeden gidip geliyorum. 10'ar liradan. Niye trafiğe girip sıkıntı çekeyim' dedi. Sonradan anladım ki gidişte trafik yokmuş, dönüş trafiği yoğun olduğu için o mesafeyi gitmek istemiyorlarmış. Ben de dedim ki 'Niye böyle düşünüyorsunuz. Sonuçta birini bırakırsınız, dönüşte havalimanı müşterisi çıkar. Belli mi olur nasibin nereden çıkacağı'. Ama yine de indirdi beni arabadan. Sonra metroyla devam etmek zorunda kaldım."



"HAVALİMANI TAKSİCİLERİNİN ADINI KİRLETİYORLAR"

Avukat Yeliz Yılmaz’ın yukarıda yer alan şikayetini sorduğumuz Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi Başkanı Fahrettin Can, havalimanındaki taksicilerin aynı anda birden fazla yolcuyu araca alması veya yolcunun gideceği yere itiraz etmesi yönündeki iddiaları reddetti. Böyle bir şey olsa bile bu taksilerin kendi kooperatiflerine bağlı araçlar olamayacağının altını çizen Can, şöyle konuştu:

"Bunları yapanlar, trafiğin yoğun olduğu ve araç bulmanın zor olduğu saatlerde dışarıdan gelen taksilerdir. Bizim araçlarımız öyle bir şey yapamaz. Bizde kameralar var. Kamera kayıtlarından görülür ve ihraç edilir. Dışarıdan gelen sarı taksiler yapar onu. Bizimkiler biraz turuncudur. Eğer bu tip şikâyetler varsa plakasını alıp bize bildirsinler. Bizim araçlarımızdan olmasa da İstanbul'da biz onu buluruz. Bu yüzden ceza yiyen çok taksici var. Bunlar yüzünden havalimanı taksicilerinin adı kirleniyor. Havalimanından binince insanlar buranın taksisi olduğunu düşünüyor hemen. Ama buraya dünya kadar araba hücum ediyor. Arabanın çok fazla olmadığı akşam saatlerinde dışarıdan gelen taksiler, yolcuları üst üste almaya çalışıyorlar. Çeşitli numaralar çeviriyorlar. Onların plakasını alıp bize bildirsinler."

PEKİ TÜM BU İDİALARLA BİRLİKTE ARTAN TERÖR OLAYLARI İLE İLGİLİ OLARAK TAKSİCİLER NE TÜR ÖNLEMLER ALIYOR?



Terör olaylarıyla ilgili 7-8 sene önce gündeme getirdikleri bir konu olduğunu hatırlatan İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur, önerilerle ilgili şunları paylaştı:

"Araçlarda takip cihazı (GPS) olması, hem şoförün hem de müşterinin güvenliğini sağlayacak şekilde ve mahremiyeti de ihlal etmeyecek derecede kameralar konulması, taksinin hangi saatte nerede olduğunun ve kim tarafından kullanıldığının bilinmesi gibi bir sistemi 7-8 sene önce önermiştik. Bu yapılmadı maalesef."

Terör olaylarında sosyal olarak taksi sektörünün vatanına bağlı olduğunun (özellikle darbe girişimi gecesi) görüldüğünü vurgulayan Yahya Uğur, büyükşehirlerde bu işin sadece kamu görevlilerinin çalışmalarıyla durdurulamayacağını belirtti.

Bazen özel kurumların da bu konuda devlete yardımcı olması gerektiğinin çok net bir şekilde ortaya çıktığına dikkat çeken Uğur, "Şoför arkadaşlarımıza terörist olmasından şüphelendikleri kişileri polisin önünden geçerken aratmalarını, polisin kendilerini çevirmesi için işaret vermelerini söylüyorum. Yaşadığımız, paramızı kazandığımız bu ülkeye borcumuz var. Bunu da biz bu şekilde öderiz diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Terör olaylarından sonra daha dikkatli olduklarını söyleyen Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi Başkanı Fahrettin Can ise, "Artık eskisi gibi değil. Şoförlere eğitim veriyoruz zaman zaman. Şüpheli gördükleri kişileri emniyete bildirmelerini söylüyoruz. Bizim kooperatif binamızın giriş ve çıkışlarına da güvenlik yerleştirdik. Hususi araçlarla buradan geçişi engellemeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

A24 / Onur KAYA

Yarın: ÖTV indiriminin taksilere yansıması ve istanbuldaki taksilerde aranan şartlar.

İLGİLİ HABER İstanbul'a 27 senelik taksi plakası ambargosu! ( Bölüm1 ) İstanbul'a 27 senelik taksi plakası ambargosu! ( Bölüm1 )

İLGİLİ HABER Mobil uygulamalar yüzünden İstanbul'daki taksi duraklarının yüzde 33'ü kapandı (Bölüm2) Mobil uygulamalar yüzünden İstanbul'daki taksi duraklarının yüzde 33'ü kapandı (Bölüm2)

YORUMLAR
  Aşık Veysel 123 Yaşında... (İyi ki doğdun Aşık Veysel!)
Aşık Veysel 123 Yaşında... (İyi ki doğdun Aşık Veysel!)