İran yönetiminden protestoculara gözdağı
Saat: 16:44

Hükümete yönelik protestoların giderek arttığı İran'da hükümetten protestoculara yönelik tehdit gibi açıklama geldi.
İran'da 3 gündür devam eden protesto gösterilerine katılım giderek artarken, hükümet sert tedbirler almaya hazırlanıyor.
İran'ın birçok kenti son birkaç günde, herhangi bir siyasi şahsiyet veya grubun çağrısı olmadan, ülkenin ekonomik, siyasi ve "yoksulluk, işsizlik" gibi sosyal durumuna itiraz etmek amacıyla bir araya gelen kitlelerin geniş çaplı gösterilerine sahne oldu. Etkisi giderek artan gösterilerin sebebi olarak, batık finans şirketlerinin binlerce kişiye yönelik yarattığı mağduriyet olduğu belirtiliyor. Associated Press haber ajansı gösterilerde iki kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Devlet televizyonuna konuşan İranlı bir yetkili ise hayatını kaybedenlerin İran polisi tarafından değil 'yabancı ajanlar' tarafından öldürüldüğünü iddia etti. İran İçişleri Bakanı Abdülrahman Rahmani Fazli, göstericilerin şehirlere 'korku, şiddet ve terör' yaydığını söylerken, göstericilere sert karşılık verileceğini açıkladı. İran'da Devrim Muhafızları ise protestolara devam etmeleri durumunda hükümet karşıtı göstericilerin "ulusun demir yumruğuyla" karşılaşacaklarını açıkladı.
Ülkedeki yaşam standartları nedeniyle başlayan protestolar üç gündür sürüyor. Devrim Muhafızları Komutanı İsmail Kovsari protestoların, siyasi sloganların atıldığı ve mülklerin yakıldığı bir hale dönüştüğünü söyledi ve ekledi:
''MÜLKLERİ YAKMAYACAKLARDI''
"Eğer bu insanlar artan fiyatlar nedeniyle sokaklara çıktıysa o sloganları atmayacaktı, mülkleri ve arabaları yakmayacaktı." İranlı yetkililer protestolardan "karşı devrimcileri ve yabancı güçlerin ajanlarını" sorumlu tuttu.
BATIK FİNANS ŞİRKETLERİNİN MAĞDURLARI
Aslında bu protestolar bir anda ortaya çıkmadı. Son bir yıl içinde başta Tahran olmak üzere birçok kentte, sayıları 6 bini bulan batık finans şirketlerine yatırımlarını kaptıran mağdurlar, küçük çaplı da olsa gösteriler düzenleyip sert sloganlar eşliğinde seslerini yükseltiyordu.
İran'da bu şekilde mağdur edilen birkaç milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Devlet ve hükümet kurumları, gösteriler büyümediği sürece bunlara müdahalede bulunmadı.
YOKSUL KESİM VE MUHALİFLER DE GÖSTERİLERE KATILDI
Son günlerdeki gösterilere katılanların büyük çoğunluğunu yine bu kişiler oluşturuyor. Ancak bu kez toplumun yoksul tabakası ve muhalif siyasi grupların da bunlara katıldığı görülüyor.
Göstericilerin ana hedefini, ülkedeki hayat şartları, yoksulluk ve işsizliğe itiraz oluştururken, İran'ın ekonomisi ile dış siyasetinin iç içe bir yapıya sahip olması, bu üç grubun gösterilerdeki ilişkisini ortaya koyuyor.
GÖSTERİLERDE ATILAN SLOGANLAR
Örneğin, göstericiler, "Paralarımızı Suriye, Gazze ve Lübnan'da harcamayın" diye itiraz ediyor, "Halk dilenecek duruma düştü" diye haykırıyor. Yine, Rıza Şah Pehlevi'yi ülkenin modernleşme simgesi olarak görenler gösterilerde ona dua ediyor.
Halkın gösterilerde attığı diğer sloganlar ise şöyle: "Suriye'yi bırak da bizim halimize bir bak", "Ne Gazze, Ne Lübnan, canım İran'a feda olsun", "Kahrolsun Hizbullah", "İslam cumhuriyeti istemiyoruz", "İstiklal, özgürlük, İran Cumhuriyeti" ve "Halk dilenciliğe başladı".
Şüphesiz, İran'daki iki siyasi kanadın yetkilileri de sahip oldukları istihbarat ve güvenlik kurumları sayesinde, bu yönde bir olayın patlak vermesini bekliyorlardı. Ancak, halkın içinde bulunduğu ekonomik alandaki hoşnutsuzluğun dışa vurulması amacıyla bunlara engel olmama yolunu seçtiler.
GÖSTERİLER DAHA DA YAYILABİLİR
Tamımına yakını muhafazakâr kesime ait olan söz konusu batık mali kurumlar iflas ilan ettikleri için mağdurların yatırımlarının akıbeti belirsizliğini koruyor.
Hükümet, yalnızca İran Merkez Bankası güvencesi altında olan "Caspian" ve "Elbürz" şirketlerine ait borçları ödemeyi kabul etti. Diğer batık şirketlerin borçlarının üstlenilmemesi, gösterilerin daha da yayılmasına neden olabilir.