Çavuşoğlu ve Tillerson'dan Ankara'da ortak basın toplantısı
Saat: 12:34

ABD ile Türkiye arasından yaşanan gerginlik sonrası Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Ankara'da bir araya geldi.
İşte birlikte canlı yayında durum değerlendirmesi yapan ve soruları yanıtlayan iki tarafın dile getirdiği konular:
Bakan Çavuşoğlu'nun sözlerinin satır başları şöyle:
Stratejik ortaklık farklı alanlara genişletilmiştir ve sadece iki ülke değil bölgemizde ve ötesinde bir çok ülke ve halklar bu stratejik ortaklıktan faydalanagelmiştir.
Esasen bu ortaklığın temeli de Kore'de birlikte verdiğimiz mücadele olmuştur. Geçmişte de ilişkilerimizde inişler çıkışlar oldu. Hatta krizler oldu. Ama her zaman orta ve uzun vadedeki ortaklık vizyonumuzu ön planda tutarak, diyalog yoluyla samimi ortamda tüm sorunları konuşarak geçmişte bu kritik aşamaları birlikte geçtik.
'KRİTİK AŞAMADAYIZ'
Şimdi ise böyle bir kritik aşamadayız. Dün akşam her iki tarafta düşüncelerini, beklentilerini hatta kaygılarını açık şekilde dile getirmiştir. Ya bu ilişkileri tekrar yoluna koyacaktık ya da daha kötüye gidecektir. İlişkilerimizi normalleşme konusunda bir mutabakata bir anlayışa vardık. Elbette bunun için atılması gereken adımlar var. Her iki tarafın da beklentileri var. Biz FETÖ konusunda, FETÖ ile mücadele konusunda ABD’nin YPG’ye verdiği destek konusunda ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadele konusunda beklentilerimizi net bir şekilde dile getirdik.
Fakat bugüne kadar verilen sözler oldu. Konuştuğumuz konular oldu. Tutulmayan sözler de oldu, çözemediğimiz konular da oldu. Bundan sonra sonuç odaklı adımları nasıl atabiliriz? Konuların sözde kalmaması için birlikte neler yapabiliriz bunları da konuştuk.
Vize krizinden sonra bir çalışma grubu oluşturduk ama kapsamı da genişleterek bu sorunları nasıl çözeceğimizi birlikte konuşacağız. Örneğin FETÖ konusunda delil var mı, gönderilenler yeterli mi değil mi? Bu mekanizma içerisinde delillerin paylaşılması ve değerlendirmeleri de birlikte yapmakta fayda var.
'ARTIK VAATLER DEĞİL ÇALIŞARAK BU KONULARI AŞMAK İSTİYORUZ'
Suriye konusunda endişelerimiz nasıl karşılanacak? Terör örgütleriyle mücadele nasıl olacak? Irak’ın toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacağız? En önemlisi de Cenevre süreciyle birlikte siyasi sürece nasıl gideceğiz? Dün bu konuları uzmanlarımızla somut adımlar atarak, artık vaatler sözler değil çalışarak bu konuları aşmak istiyoruz. Bu mekanizmalar topu taca atma, süreci savsaklama değildir. Tam tersi anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacak. Oyalama yok ve inşallah ilk toplantı Mart ayının ortasından önce gerçekleşecek.
Neticede dün ve bugün yaptığımız toplantılar, ikili ilişkilerimizin geleceği bakımından endişelerimizin karşılanması bakımından ve bölgesel konulardaki Suriye olsun Irak olsun ve terörle mücadele konularında, işbirliğimiz bakımından kritik bir ziyaret ve kritik bir görüşme olmuştur. Ben inanıyorum ki yani ilişkilerimizin tekrar yoluna girmesi çişin önemli olan bu ziyaret ve toplantılar neticesinde, birlikte geleceğe yönelik ortak adımlar atarız ve neticeleri alırız. İki müttefik gibi güveni yeniden tesis ederiz ve bu güven zemininde ikili işbirliğimizi güçlendiririz.
TILLERSON: 'FEDAKÂRLIKLARI BİRLİKTE ÜSTLENDİK'
Sayın Dışişleri Bakanı’na misafirperverlikten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da dün akşamki toplantımız için teşekkür etmek istiyoruz. Geniş kapsamlı, endişelerin dile getirildiği aynı zamanda gelecekle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız toplantı serisi oldu. Türkiye ve ABD arasındaki ilişki derin bir ilişki. Bu sadece müttefiklik ilişkisi değil. Türkiye NATO’ya katılan ilk ülkelerden birisi. Türk birlikleri Kore’de çalıştılar, Afganistan’da Bosna’da birlikte çalıştık. Fedakârlıkları birlikte üstlendik.
Hem DEAŞ, hem PKK hem diğer terörist örgütlerin tehdidiyle karşı karşıya. NATO’nun desteğini de önemsiyoruz. Türkiye çok önemli bir ülke. Bizim bu anlamda Suriye ile ilgili işbirliğimiz, DEAŞ ile ilgili konular, güvenli bölgelerin oluşması ve bağımsız Suriye için birlikte çalışmamız gerekiyor.
Türk Halkı ve Türk Hükümeti, 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyorlar. Hepimize örnek oldular. Türkiye’nin sınırları koruması talebini ciddiye alıyoruz. Tabi ki bu anlamda bu çalışmaların gerçekleştirirken özellikle sivil halka zarar gelmemesi için Türkiye’den ricalarımız var. Gerilimin de artmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Suriye’deki hedeflerimiz konusunda Türkiye’ye açık davrandık. Her zaman SDG’ye sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını, herhangi bir şekilde askeri hedeflerin daha ileri taşınmasını engelleyecek destek olduğunu belirttik. Türk demokrasisini her zaman destekledik. Hukukun üstünlüğü, basının özgürlüğü konusunda her zaman desteklemeye devam ediyoruz.
2016 yılındaki darbe girişimini gerçekleştiren suçluların şeffaf biçimde yargılanması gerekiyor. Türkiye’deki konsolosluğumuzun yerel çalışanların tutuklanmasındaki endişemizi ile getirdik. OHAL şartlarında tutuklu sayısının yüksekliği konusundaki endişelerimizi de dile getirdik.