A24.com.tr » eğitim » Bakan İsmet Yılmaz: Medya Okuryazarlığı ile ilgili bir çalışmamız var

Bakan İsmet Yılmaz: Medya Okuryazarlığı ile ilgili bir çalışmamız var

Bakan İsmet Yılmaz: Medya Okuryazarlığı ile ilgili bir çalışmamız var

Anadolu Ajansı Editör Masası canlı yayınına katılan MEB Bakanı İsmet Yılmaz, Medya okuryazarlığının önemine değinerek "Medya okur yazarlığıyla ilgili bir çalışmamız var" şeklinde konuştu.

Gerek iletişim fakültesi mezunları, gerek sektör çalışanları gerekse İletişim Fakültesi Dekanları (İLDEK) uzun zamandır uğraş verdiği "Medya okuryazarlığı" dersinin zorunlu olması ve formasyonlu iletişimcilerin öğretmen olarak atanması konusunda sevindirici haber geldi. 

Milli Eğitim Bakanı, müjdeyi katıldığı canlı yayında verip, konu ile ilgili bir çalışma yürüttüklerini kaydetti.

İşte Anadolu Ajansı AA'nın geçtiği o bilgi.

"Medya okuryazarlığıyla ilgili bir çalışmamız var"

Medya okur yazarlığının en çok tercih edilen üçüncü seçmeli ders olduğunun, iletişim fakültesi mezunlarının formasyon alıp bu dersi vermek istediğinin anımsatılması üzerine Yılmaz, şöyle devam etti:

"Otobüslerde, trenlerde, uçakta da görüyorsunuz. Herkes elinde cep telefonuyla uğraşıyor. Meclis'te bile. Güzel bir söz var, 'Hepimiz bir odadaydık fakat her birimiz farklı dünyalardaydık.' diyor. Şimdi öyle bir odada olup da farklı dünyalarda olan insanlar var. Bağımlılık yapabilmesi de doğru değil. Bağımlılık yapıyor mu? Yapıyor. Ne yapmak lazım? Bunu etkili, yerinde, kararınca kullanmak lazım. Bunun için bir eğitim gerekiyor mu? Gerekiyor. Medya okur yazarlığı... İnşallah bununla ilgili bir çalışmamız var. Bunu yapacağız."

İLGİLİ HABER Medya okuryazarlığı dersi için dekanlardan MEB'e çağrı Medya okuryazarlığı dersi için dekanlardan MEB'e çağrı

İLGİLİ HABER Prof. Dr. Nilüfer Sezer'den medya okuryazarlığı dersine destek Prof. Dr. Nilüfer Sezer'den medya okuryazarlığı dersine destek

İLGİLİ HABER Prof. Dr. Melda Cinman Şimşek: Medya Okuryazarlığı dersi iletişim mezunları tarafından okutulmalı Prof. Dr. Melda Cinman Şimşek: Medya Okuryazarlığı dersi iletişim mezunları tarafından okutulmalı

iŞTE BAKAN'IN YENİ MÜFREDAT İLE İLGİLİ DİĞER AÇIKLAMALARI

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Yeni müfredat taslağı için 165 bin 326 görüş geldi. Bize aktarılanlar, bir tecrübenin ürünü. Bu tecrübeleri dikkate alarak daha iyi bir müfredatı öğrencilerimizin önüne koyacağız." dedi.

Bakan Yılmaz, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Kamuoyu ile paylaştığınız müfredat taslağına ilişkin görüşler ve öneriler en fazla hangi konular üzerinde yoğunlaşıyor? Ayrıca, Atatürkçülük ve İsmet İnönü’nün anlatıldığı derslerde yapılan sadeleştirmeler ile evrim teorisinin çıkarılması eleştirilmişti. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, yeni müfredata ilişkin, çoğunluğu öğretmenlerden olmak üzere çeşitli öneriler geldiğini belirtti.

Bu önerilerin 10 Şubat'a kadar alınmaya devam edileceğini bildiren Yılmaz, "Yeni müfredat taslağı için 165 bin 326 görüş geldi. Bize aktarılanlar, bir tecrübenin ürünü. Bu tecrübeleri dikkate alarak daha iyi bir müfredatı öğrencilerimizin önüne koyacağız." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, insan hakları, yurttaşlık, demokrasi, Türkçe, görsel sanatlar, hayat bilgisi, fen bilimleri, müzik, oyun ve fiziki etkinlikler, matematik, sosyal bilgiler, trafik güvenliği gibi alanlarda görüşler geldiğini aktardı.

Herkesin yeni bir öneri sunduğuna dikkati çeken Yılmaz, bir dersin saatini artırmanın ilave öğretmen ihtiyacına, bir dersin saatini azaltmanın da hizmetinden faydalanılamayacak öğretmenlerin açığa çıkmasına neden olduğunu dile getirdi.

Türkiye'deki eğitimin çok iyi bir noktaya gittiğinin altını çizen Yılmaz, her şeyin iyiye gittiğini söyleyip eğitimin kötüye gittiğini dile getirmenin doğru olmadığını ifade etti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın "2002'de her yüz liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu." şeklindeki sözlerini hatırlatan Yılmaz, geçen yıl ise yüz liralık verginin 11 lirasının faize gittiğini, bunun da ekonominin iyi yönetildiğinin göstergesi olduğunu vurguladı.

Türkiye'de yapılan bölünmüş yol, havalimanı yatırımlarını anlatan İsmet Yılmaz, Türkiye'nin artık uydu yapabilen teknolojiye sahip olduğunu aktardı.

- "Eğitime önem veriliyor"

"(İlkokul, ortaokul, lise iyi de üniversite kötü) diyemezsiniz. Ürüne bakacaksınız." diyen Yılmaz, gayret ve çalışmalarının eğitimin kalitesini artırma yönünde olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 2023 hedeflerini anlatan Yılmaz, "Bu dönemde eğitime önem veriliyor mu? Kesinlikle veriliyor." dedi.

Bakan Yılmaz, eğitime ayrılan bütçenin artırıldığına işaret ederek, derslik başına düşen öğrenci ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının azaltıldığını vurguladı. Yılmaz, kendi dönemlerinde 600 bine yakın öğretmen atandığını, öğretmen sayısının artırıldığını söyledi.

"Din kültürü ve ahlak bilgisi müfredatında hangi değişiklikleri yaptınız? AİHM kararları müfredata nasıl yansıtıldı?" şeklindeki bir soru üzerine ise Yılmaz, din kültürü ve ahlak bilgisi dersine yönelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruyu hatırlattı.

AİHM'in verdiği kararı anlatan Yılmaz, "Din dersinin hiç olmadığı dönemlerden geçtik. Yine Cumhuriyet Halk Partisi döneminde, tekrar din dersi konuldu, 40'lı yıllarda. Neden? Hiç olmadığı dönemin sakıncaları görüldü. Demek ki din dersi olması lazım. Yine biz din dersinin seçmeli olduğu dönemleri de gördük." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zorunlu eğitimin devam etmesi uygundur"

Dinin ihmal edilerek bir yere varılamayacağını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, sağlıklı bir din anlayışının verilmesi, verilen bilginin de "birlikte yaşama kültürü"nü oluşturması gerektiğini dile getirdi.

Yılmaz, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığından yetkililer ile Alevi kanaat önderlerinin de aralarında olduğu çalışma grubunda zorunlu din derslerinin devam etmesinin daha uygun olduğunun kararlaştırıldığını söyledi.

DEAŞ'e katılımın en az Türkiye'den olduğunu belirten Yılmaz, "En son Sayın Cumhurbaşkanımız, Şansölye Merkel'le görüşmesinde bile İslam tabirinin terörle yan yana kullanılmasının uygun olmadığını ifade ediyor ama bunları kullananlar da var. Dolayısıyla böyle bir gerçeği de bilerek evlatlarımızın böyle bir düşünce yaklaşımına sempatiyle bakmaması için bizim mutlaka kendi anlayışımızı vermemiz lazım." diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, şunları kaydetti:

"Her yerden görüşler aldık, hala da görüşler geliyor. Çalışmalar tamamlanmak üzere. Zorunlu eğitimin devam etmesi uygundur. Ancak Hristiyan, Musevi vatandaşlarımız bundan istisna olabiliyorlar. Alevi vatandaşlarımızın bundan istisna olmasının doğru olmayacağı, onların da bu sistemin içinde olması ancak onlara ait de dini bilgilerin daha geniş şekilde verilmesi yönünde komisyonun bir raporu var. Bu rapor doğrultusunda geçmişten daha iyi bir müfredatı inşallah yakın bir zamanda halkımızın önüne çıkaracağız."

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sınavlarda açık uçlu sorular sorulmasına ilişkin, "Biz istiyoruz ki öğrencilerimiz analitik düşünsün, olaylara daha geniş baksın. 'A, B,C,D, hepsi veya diğerleri' gibi değil de farklı düşünceleri ortaya koyabilsinler. Doğru olanı açık uçlu sorulardır, klasik sorulardır." dedi.

Bakan Yılmaz, konuk olduğu Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Hükümet programındaki, üniversite sınavlarının yılda birkaç kez yapılmasına ilişkin hükümle ilgili çalışma yürütülüyor mu? Okul başarısının daha ön plana çıkarıldığı bir sınav sistemi nasıl olacak" sorusu üzerine Yılmaz, hükümet programında üniversite sınavlarının birden fazla yapılmasının yazdığını hatırlattı.

Öğrencinin sınavın olduğu gün başının ağrıma, hasta olabilme ihtimali durumunda 1 yıl kaybettiğini belirten Yılmaz, sınavın farklı sürelerde yapılmasıyla kayıp sürenin azaltılacağını söyledi.

Bu konudaki esas yetkinin Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) olduğunu, sınavı ÖSYM'nin yapacağını aktaran Yılmaz, YÖK'ün zamanı geldiğinde kamuoyuna çalışmayı açıklayacağını ifade etti.

- "Açık uçlu sorular önemli bir dönüm noktası olacaktır"

"Bu yıl üniversite sınavının ikinci basamağı LYS'de açık uçlu sorular olacağı yönünde açıklamalar yapıldı. Müfredat taslağınızda da özellikle Türkçe derslerinden başlamak üzere önce açık uçlu, daha sonra da klasik sorularla puanlama yapılmasına doğru gidişat var. Milli Eğitim Bakanlığı olarak, TEOG dahil her sınıf kademesinde test usulünün azaltılarak açık uçlu ya da klasik sorulara dönüş söz konusu mu?" sorusuna Yılmaz, "Olacak, kesin olacak. Ancak şunu görüyorum ki, evlatlarımın her birisi açık uçlu soruya geçilmesini istemiyor." yanıtını verdi.

İsmet Yılmaz, öğrencilerde bir tedirginlik olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Biz istiyoruz ki öğrencilerimiz analitik düşünsün, olaylara daha geniş baksın. 'A, B,C,D, hepsi veya diğerleri' gibi değil de farklı düşünceleri ortaya koyabilsinler. Doğru olanı açık uçlu sorulardır, klasik sorulardır. Bununla insanlara çok daha fazla cümleler kurduruyorsun. Farklı bakış açılarına sahip olmasını sağlıyorsun. Önümüzdeki dönem Türkçe'den başlayacağız, diğer derslere de yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Ancak burada bu öğrencilerimizin gerçeğe dayanmayan kaygılarını da dikkate almamız lazım. Mümkün olduğu kadar tedirgin etmeden ama kendilerinin de yetişmesi için elimizden geleni yapacağız. İyi yetişmek için açık uçlu sorular önemli bir dönüm noktası olacaktır."

Yılmaz, açık uçlu soruların şu anda kodlama şeklinde sınırlı sayıda sorulduğunu, Türkçe dersinden başlamak üzere diğer derslere de gelecek yıllardan itibaren yaygınlaştırılacağını bildirdi.

- "2019 yılının sonuna kadar hayata geçireceğiz"

"2019 yılına kadar okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirileceği ve beşinci sınıfların yabancı dil ağırlıklı olması yönündeki hedef kapsamındaki planlamalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz" sorusu üzerine Yılmaz, 19. Milli Eğitim Şurası'nın 2014 Aralık'ta yapıldığını hatırlattı.

Eğitimde reform niteliğinde ve Türkiye'nin önünü açacak üç değişiklik hedefinin bulunduğuna dikkati çeken Bakan Yılmaz, bunlardan birisinin ilkokullarda ve okul öncesi eğitimde ikili eğitimin kaldırılarak tekli eğitime geçilmesi, ikincisinin okul öncesi eğitimin zorunlu olması, üçüncüsünün de öğrencilere yabancı dil öğretilmesi olduğunu vurguladı.

Dışa açılabilmek ve evrenseli yakalayabilmek için mutlaka yabancı dil bilmek gerektiğini anlatan Yılmaz, "İlkokula niye koymuyoruz? Kısmen var da ama öncelikle ana dilini bilsin. Ana dilini bilsin, ana dilinin temellerini oluşturduktan sonra da bir yabancı dile geçebilsin. Lisede bunun verilmesinin geç olduğunu düşünüyoruz. O halde beşinci sınıf olursa doğrudur diye... Arkadaşlarım bir çalışma yapıyor, hem derslik konusunda hem öğretmen konusunda hem okul öncesi eğitim hem de İngilizce konusunda." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, pilot illerden başlamak üzere 2019 yılının sonuna kadar hem ikili eğitimden tekli eğitime geçme hem okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim olması hem de İngilizce olmak üzere bu üç hususu hayata geçireceklerini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İki yıl yurt dışında okumuş, İngilizce'ye de bireysel olarak çalışan biri olarak söylüyorum. Sanki bir eşik vardır, bu eşiği aşarsanız o problem aşılır diye düşünüyorum. Birinci sınıfta yoğunluk veriyoruz, iki, üçte azaltacağız. Düşüncemiz şu; eşik aştırmak. O eşiği aştıktan sonra doğru kullanmadığınız zaman unutulur veya geride kalır veya üzerine toz gelir küllenir. Ama o eşiği aştıktan sonra İngiltere'ye giderseniz o toz üzerinden kalkabilir. Bir kaç gün ya da hafta içerisinde."

İlkokul beşinci sınıflarda İngilizce'yi ağırlıklı olarak vereceklerini belirten Yılmaz, "Aşamalı olarak pilot illerden başlayacağımız için ilanda, 'şu kadar sınıf bu kadar hoca' diye de kaygımız olmayacaktır. Çünkü anayasada da o hüküm vardır, 'Vatandaşa verilen bütün hizmetler ülkenin ekonomisi dikkate alınaraktan verilir' diye. 2019'a kadar bu üç hususu hayata geçireceğiz." dedi.

YORUMLAR
  • Bu içeriğe 1 yorum yapıldı.
  • veda 2017-02-14 23:15:16

    Yıllardır beklediğimiz konuşma öncelikle sayın Bakanımıza ve isteğimizi ileten medya basınına çok teşekkür ederim. Medya Okuryazarlığını İşin Uzmanları versin. İletişim fakültesi mezunu olan binlerce Halkla İlişkiler, Radyo,sinema ve Gazeteciler mevcut. Lütfen bu önemli dersi işin uzmanı versin.

  Ufak Tefek Cinayetler’de nihayet düğüm çözüldü! “Serhan o iş sende tatlım!”
Ufak Tefek Cinayetler’de nihayet düğüm çözüldü! “Serhan o iş sende tatlım!”