Hipponax kimdir? Ephesoslu Hipponaks hayatı
Saat: 16:15

Antik Yunan'ın şairo Hipponox, bazı kaynaklarda Ephesoslu Hipponaks olarak da geçmektedir. M.Ö. 6.yy sonlarında yaşadığı tahmin edilen Hipponax, şiirlerinde sert bir dil kullanmasıyla tanınırdı.
Antik Yunanistan'ın şairlerinden Hipponax'ın M.Ö. 6. YY'da yaşadığı tahmin edilmektedir. Helenistik dönemi büyük oranda etkileyen Hipponox, bazı kaynaklarda Ephesoslu Hipponaks olarak da geçmektedir. 3 önemli iambos şairinden biri sayılan Hipponox, şiirlerinde genellikle sert bir dilin yanı sıra küfür de kullanmıştır.
Hipponax kimdir? Ephesoslu Hipponaks hayatı
M.Ö. 540'da tiran athenagoras tarafindan efes'ten sürgün edildikten sonra fakir bir yasam sürmüs efesli ozan. bu fakirlik onu durmadan söylenen arsiz biri yapmistir. bunu yazdigi siirlerden cikariyoruz. hatta bazi siirlerinde plutos'a ve hermes'e bile cikislar yapmistir. yoksullaktan nefret etmesine ragmen kendini diger yoksullar, dolandiricilar, hancilar arasinda cok rahat hissettigi de bir gercektir. parodi'nin bulucusu olarak tanimlanan hipponaks özgün ve güclü bir kisiliktir. bir cok hellenistik ozan tarafindan örnek alinip, taklit edilmistir. (eksi)
Efes'ten postalandıktan sonra izmir civarındaki kilizman'a yerleşen hipponax'ın hayatı gerilimli geçer. bunun da bir nedeni var elbet. kaynaklara göre hipponax, ufak tefek, zayıf ama kuvvetli (acı kuvvet dedikleri olsa gerek) ve son derece çirkin bir insanmış.
Çirkinlikten ne kastediliyor yüzlerce yıl öteden anlamak zor ama alay konusu olacak kadar çirkin olduğunun vurgulanması bir fikir verir sanırım. örneğin, bupalus ve atenis adlı heykeltraş kardeşler, hipponax'ın çirkinliğini karikatürize eden heykeller yapmışlar. akılları sıra dalga geçip eğleniyorlar. birinin dalga geçmek için başka bir insanın heykellerini yapması da deli saçması ya neyse. gelgelelim dalga geçtikleri adam bir hiciv ustası. hatta anlaşıldığı kadarıyla dönemin en sert hiciv ustasıymış. öyle ki kaleminden heykeltraş kardeşlerin yanısıra kendi ailesi, tanrılar, önüne çıkan, aklına gelen herkes, herşey nasiplenmiş. yaşadığı toplumda istenmeyen bir adam haline gelmesi fazla uzun sürmemiş. acıların çocuğu bir nevi. yüzyıllar sonra yaratılacak notre dame'ın kamburu karakterinin keskin zekalı ve sözünü sakınmayan hali sanki.
Hipponax sağlığında insanları öyle bir ürkütmüş ki ölümünden sonra bile yarattığı etki devam etmiş. insanlar mezarının yanından bile geçilmesin diye laf çıkarmışlar. onu uyuyan eşek arısı olarak adlandıranlar olmuş. yalnız sonradan theocritus adında bir sofist, iyi kalpli insanların çekinmeden mezarının kenarına oturabileceğini, kötü kalplilerin ise yanına bile yaklaşmaması gerektiğini söyleyerek bir nevi iade-i itibar etmiş. onca gerilim, aşağılama, debelenme falan filandan ve adam öldükten sonra mezarını altından yapsalar ne olur! adam açlıktan ölmüş ey ahali! yaşarken yüzü gülmesin insanların, öldükten sonra aman da badem gözlüydü, dahiydi, kıymeti bilinmedi densin. iki yüzlülüğün bir ucu ilk insanda belli ki.
Hipponax, yanılmıyorsam archilochus'tan sonra tarihte bilinen ikinci hiciv ustası şair. iambic vezninde yenilik yaparak, trimetric iambic'de ikinci dizede ritmi bozar ve kısa hece yerine uzun hece koyar. buna da skazon adı verilir. sonradan meşhur olur. bunun ne önemi var derseniz, günlük hayatımızı etkileyen pratik bir önemi yok tabii ki ama düzenden bıkkınlık geçiren bir şairin söylemek istediği söze ve bırakmak istediği etkiye uyacak ölçü arayışına girmesi ve mevcut yapıyı zorlamaya başlaması önemli bir olay. değişim de değişim dediğimiz şey üç kez tekrarlanınca gerçekleşmiyor. böyle böyle ufak tefek bunalımlar, istekler, buluşlar, kurcalamalar peşpeşe gelince bir de bakıyorsunuz dün bir beytin ölçüsü değişmiş, bugün insan olmanın.
Böyle iambic, skazon falan deyince uzaydan gelen şeylerden bahsediyormuş gibi bir etki oluştu sanki ama öyle değil. hipponax'ın bu değişikliği yaparak elde etmek istediği şey, özgürce sövebilme gücü. bu değişikliği, af buyurun, şiirlerinde açık açık orospu çocuğu diyebilmek için yapmış dersek çok da yanılmış olmayız. diğer şairlerden farklı olarak hipponax konuşma diline yakın bir dille şiir yazmayı seviyor. böylece hicivleri daha etkili oluyor. en meşhur sözlerinden biri kabaca şöyle: "evli bir adamın hayatında mutlu olduğu iki gün vardır. biri, karısıyla evlendiği gün; diğeri, onun cesedini taşıdığı gün." böyle bir adam işte.
harika bir yazı olmuş, bravo..!