A24.com.tr » sağlık » TVHB'den Kene kaynaklı hastalıklara ve Kırım Kongo kanamalı ateşine ilişkin açıklama

TVHB'den Kene kaynaklı hastalıklara ve Kırım Kongo kanamalı ateşine ilişkin açıklama

TVHB'den Kene kaynaklı hastalıklara ve Kırım Kongo kanamalı ateşine ilişkin açıklama

2002 yılından bu yana özellikle bahar ve yaz aylarında artış gösteren kene vakaları, her yıl çok sayıda insanın hayatını tehdit etmeye devam etmektedir.

TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ KENE KAYNAKLI HASTALIKLARA VE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ'NE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI:

2002 yılından bu yana özellikle bahar ve yaz aylarında artış gösteren kene vakaları, her yıl çok sayıda insanın hayatını tehdit etmeye devam etmektedir. 2025 yılının Ocak-Haziran ayları arasında İstanbul, Kayseri, Tokat, Sivas ve Erzurum başta olmak üzere ülke genelinde basına yansıyan 7.801 kene ısırığı vakası tespit edilmiştir. Ne yazık ki, bu vakalardan 13’ü ölümle sonuçlanmıştır. Bu çarpıcı tablo, ülkemizde kene kaynaklı hastalıkların oluşturduğu halk sağlığı riskinin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) başta olmak üzere kene kaynaklı zoonotik hastalıklar; insan sağlığını, hayvan sağlığını, ekolojik dengeyi ve tarımsal üretim güvenliğini de tehdit eden çok yönlü bir risk alanı oluşturmaktadır.

Keneler; ısı, nefes ve titreşimi algılayabilen, bu sayede insanları yaklaşık 15-20 dakika boyunca takip edebilen, vektörlük kapasitesi son derece yüksek doğrudan doğada kontrol altına alınması mümkün olmayan eklem bacaklılardır. Yaşamlarını sürdürebilmek için kan emmek zorunda olan bu canlılar, bu süreçte insan ve hayvan sağlığını tehdit eden pek çok hastalık etkenini taşıyabilmektedir. Dünya genelinde 200’ün üzerinde hastalık etkenini taşıdığı bilinen kenelerin, Türkiye’de başta KKKA olmak üzere Lyme hastalığı, Babesiosis ve Theileriosis gibi birçok hastalığın yayılımında önemli rolü bulunmaktadır.

KKKA, Türkiye’de ilk kez 2002 yılında tanımlanmış; özellikle Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Tokat, Amasya ve Çorum illerinde endemik hale gelmiştir. Ancak Hyalomma marginatum türü kenenin Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinde de bulunması, bu hastalığın sadece sınırlı bölgelerle ilişkilendirilmesinin yetersiz olduğunu göstermektedir. 2008 yılında vaka sayısında zirveye ulaşılmış, son yıllarda ise yeniden artış eğilimi dikkat çekmektedir.

KKKA, hayvanlarda çoğunlukla belirti göstermeden seyretmekle birlikte, insanlarda ciddi kanamalara ve hatta ölüme yol açabilen viral bir enfeksiyondur. Bu nedenle hastalığın kontrolünde yalnızca bireysel önlemler değil, disiplinler arası bir mücadele stratejisi şarttır.

Kene ile mücadelede bilimsel yaklaşım esastır. Keneler, doğada uçma ya da sıçrama yetisi olmayan; çalı, ot ve çimen gibi alanlardan konakçılara tırmanarak bulaşan canlılardır. Dolayısıyla doğrudan doğadaki kene popülasyonunun kontrolü mümkün değildir. Etkin mücadele, evcil hayvanlar üzerinde düzenli aralıklarla (ortalama 25 günde bir) yapılan akarisit uygulamaları ile sağlanabilmektedir. Bu ilaçların gıda güvenliğini tehdit etmeyen, kalıntı bırakmayan ürünler olması da büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, meraların sürülmesi, yabani otların temizlenmesi gibi mekanik kontrol uygulamaları destekleyici rol oynamaktadır. Ancak çevreye gelişigüzel kimyasal ilaç uygulamaları, ekolojik dengeye zarar vereceği için önerilmemektedir.

Kene kaynaklı hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla küçük ölçekli hayvancılık işletmelerine yönelik devlet destekli ilaçlama teşvikleri ve bu mücadelenin sürekliliğini sağlayacak ulusal politikalar geliştirilmelidir. Henüz yaygın kullanımda olmayan kene aşıları üzerindeki bilimsel çalışmalar da umut vaat etmekte olup, desteklenmesi gerekmektedir.

Bireysel korunma önlemleri ise hayati önemdedir:

·         Riskli bölgelerde doğayla temas edecek vatandaşlarımızın açık renkli, vücudu örten giysiler tercih etmesi,

·         Pantolon paçalarının çorap içine alınması,

·         Kene kovucu (repellent) ürünlerin kullanılması,

·         Doğa dönüşlerinde vücudun (özellikle kulak arkası, ense, diz arkası, kasık gibi bölgelerin) kene yönünden dikkatle kontrol edilmesi gerekmektedir.

Vücuda tutunan kene, çıplak elle dokunulmadan bez veya eldiven gibi malzemelerle çıkarılmalı, üzerine sigara basmak, kolonya ya da kimyasal dökmek gibi müdahalelerden kesinlikle kaçınılmalı, sonrasında derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ateş, baş ağrısı, kas ağrısı gibi belirtiler görüldüğünde tıbbi yardım alınmalı, erken tanının yaşamsal önemi unutulmamalıdır.

Kene kaynaklı hastalıklarla mücadele; bireysel farkındalığın artırılması, kamu spotları, broşürler ve yerel bilgilendirme çalışmaları ile desteklenmelidir. Bu bilgilendirme faaliyetleri, Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda yürütülmeli; bu süreçte veteriner hekimlerin sahadaki bilgi ve deneyimi mutlaka değerlendirilmelidir.

   Ali EROĞLU

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı

YORUMLAR
  Rol aldıkları her dizi hayal kırıklığı yaratan 10 ünlü isim...
Rol aldıkları her dizi hayal kırıklığı yaratan 10 ünlü isim...