A24.com.tr » » Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreci (Kronolojik)

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreci (Kronolojik)

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreci (Kronolojik)

31 Temmuz 1959 yılında başlayan Türkiye'nin AB serüveni 2016 yılının sonuna geldiğimiz şu günlerde hala bir netice kazanamadı. Peki; süreç nasıl başladı neler yaşandı? İşte o sürecin yol haritası.

A24 - ÖZEL

Türkiye'nin 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı başvuru ile başlayan Avrupa Birliği süreci aradan 57 yıl geçmesine rağmen hala olumlu bir netice ile sonuçlanmadı. 

Haberimizde 57 yıllık bu zorlu süreci kronolojik olarak ele alacağız. Bakalım Türkiye hangi dönemlerde hangi adımları atmış ne gibi sonuçlar elde etmiş.

ÜYELİK SÜRECİ 1963 YILINDA BAŞLIYOR

Avrupa Ekonomik Topluluğu 1959 yılında Bakanlar Konseyi'nin başvurusunu kabul etmesinin ardından 12 Eylül 1963 tarihinda Ankara Anlaşması imzalanıyor. Bu anlaşma ile Türkiye'nin Avrupa Biriliği'ne üyelik süreci resmen başlamış oluyor. Bu anlaşmadan yaklaşık 1 yıl sonra yani 1 Aralık 1964 tarihinde ise Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşma niteliği kazandı.

1970'li yıllara gelindiğinde ise Katma Protokol'un imzalandığını görüyoruz. İmzalanan bu protokolun önemi Türkiye'nin bu birliğe sonradan üye olcak birçok ülkeden daha önce bu protokolü imzalayan ülke olmasıdır. Bu belgeler hala Türkiye - AB sürecinde hukuki belge olarak gösteriliyor. 

Kronolojik listeye geçmeden önce Türkiye'nin Avrupa Birliği katılım müzakerelerinin 20 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'ta yapılan konferansta alınan kararla başladığını bilmekte fayda var. Buradaki katılım müzakereleri 35 fasıl üzerinden yürütülmüştür. 

13 BAŞLIKTAN 1'İ KAPATILABİLDİ

AB ile yaşadığımız müzakerlerde dikkat çeken bir konu ise şu ana kadar açılan 13 başlıktan yalnızca 1'inin kapatılmış olması gerçeğidir. Bunun yanı sıra Fransa'nın izin vermediği 5 fasıl ile Ek Protokol engeli nedeniyle açılamayan 8 fasıl bulunuyor. Yine aynı şekilde Kıbrıs Rum yönetiminin de bu konudaki tutumunu görmek gerekir. Rum yönetimi 6 fasılı engellediğini açıklamıştır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda teknik açılış kriterleri yerine getirildiği takdirde açılabilecek geriye 3 fasıl kalıyor. Bunlar "Kamu Alımları-5", "Rekabet Politikası-8" ve "Sosyal Politika ve İstihdam-19" fasıllarıdır.

TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ KRONOLOJİSİ

1959 AB'YE İLK ADIM

31 Temmuz Türkiye, AET'ye ortaklık için başvurdu.

1963
Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında 12 Eylül günü Ankara Anlaşması imzalandı.

1964
İmzalanan anlaşma 1 Aralık 1964 günü resmen yürürlüğe girdi.



1970
23 Kasım 1970 tarihine gelindiğinde ise Katma Protokolü imzalandı. Protokol Gümrük Birliği'ne ilişkin kuralları içeriyor.

1971
1970 yılında imzalanan Katma Protokolü'nün ticari hükümleri 1 Eylül 1971 tarihinde resmen yürürlüğe girdi. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) yürürlüğe giren bu geçici anlaşma ile Türkiye'den alınan ithal ürünlerde (tekstil ürünleri hariç) uygulanan gümrük vergilerini bir miktar da olsa kısıtlamalarını kaldırdı.

1973
1973 yılının ilk günü Katma Protokolü yürürlüğe girdi Böylelikle ülkemiz, Birinci Gümrük İndirimi ve Konsolide Liberasyon Listesi Uyumu’nu gerçekleştirmiş oldu.

Aynı yılın 21 Mayıs tarihine gelindiğinde ise Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında “Birinci Genişleme”ye ilişkin mutabakat sağlandı.

Türkiye ile AB arasında hareketli geçen bu yılın yaz aylarında 30 Haziran günü, İngiltere, İrlanda ve Danimarka’yı kapsayan Birinci Genişleme’ye dair Tamamlayıcı Protokol, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında imzalandı.

1974
1974 yılının ilk günü Tamamlayıcı Protokol ile ilgili "Geçici Anlaşma" yürürlüğe girmiş oldu.

1976
1976 yılına gelindiğinde ise Türkiye, İkinci Gümrük İndirimi ve Konsolide Liberasyon Listesi Uyumu'nu gerçekleştirdi.

1980
12 Eylül 1980 darbesinden 1 hafta sonra ise ortaklığın Geliştirilmesine ilişkin 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı alındı. Bu karar göre Tarım ürünlerinin tamamına yakın bir kısmında Türkiye'ye uygulanan gümrük vergilerinin 1987 yılına kadar sıfıra indirilmesine karar verildi.

1982
1980 askeri darbesi Türkiye - AB sürecini sekteye uğrattı ve 22 Ocak günü Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon'dan talebi üzerine, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Anlaşması'nın askıya alınmasını kararlaştırdı.

1986
AB ile sürecin askıya alınmasından 4 yıl sonra Türkiye ile AET ortaklık konseyi bir kez daha toplandı. Bu toplantı sonucu askıya alınan süreç tekrar başladı.

1987
14 Nisan 1987 yılında ise bir ilk yaşandı ve Türkiye ilk defa birliğe tam üye olmak adına ayrı ayrı iki defa müracaatta bulundu.

1989
Türkiye'nin tam üyelik başvurusunun incelendiği bu yılda 18 Aralık günü Avrupa Komisyonu topluluğun, yeni bir üyeyi kabul edemeyeceği belirterek, Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal alanda daha çok gelişme göstermesi vurgusu yapıldı.

1990
1989 yılında tam üyelik başvurusunun olumsuz sonuçlanmasının ardından 6 Haziran 1990 günü Avrupa Komisyonu bir İşbirliği Paketi hazırlayarak Türkiye ile yapılacak işbirliğinin hızlandırılmasını Avrupa Konsey'inden talep etti.

1994
1963 yılında Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında imzalanan Ankara Anlaşması'nda belirtilen Gümrük Birliği ilkelerinin aynı şekilde gerçekleşmesi sağlandı.

1995
1990'lı yılların ortasında Gümrük Birliği anlaşmasının son döneminin uygulanmaya konması kararı Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandı.

1996
Türkiye, AB ile 22 yıl süren geçiş dönemi sürecini 1995 yılının son günü tamamlayarak 1996 yılının ilk günü itibariyle AB sürecine Gümrük Birliği sürecini tamamlayarak girdi.

1997
1997 yılında Avrupa Birliği Lüksemburg'ta 5. kez genişlemesine dair kararlar alınsa da Türkiye'nin adı aday ülkeler arasında yer almadı.

1998
Bu yılda bir ilk gerçekleşerek Avrupa Komisyonu tarafından 3 mart günü "Türkiye için Avrupa Stratejisi" başlıklı belge açıklandı. Yine aynı yılın 4 Kasım tarihinde ise "İlerleme Raporu" açıklandı. Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan bu rapor "Türkiye'nin Katılım Yönünde İlerlemesine İlişkin Komisyon görüşlerini içeren ilk "İlerleme Raporu" yayımlandı.

1999
Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen Avrupa Konseyi Zirve Toplantısı'nda Türkiye'nin adaylık statüsünde tanınması kararlaştırıldı.

2000
2000'li yılların yaz aylarında ise AB Genel Sekreterliği Başbakanlığa bağlı bir kurum olarak kuruldu. Bu kurul 13 Ekim tarihinde "2000 yılı İlerleme Raporu"nu yayımlandı.

2001
Avrupa Birliğine tam üyelik bakımında hareketli geçen 2001 yılının 24 Mart tarihinde ise Katılım ortaklığı belgesi açıklandı. Belgeye göre Türkiye Cumhuriyeti ile Katılım Ortaklığında Yer Alan İlkeler, Öncelikler, Ara Hedefler ve Koşullar belirlendi ve resmi gazetede yayınlandı. Yine aynı yılın 13 Kasım tarihinde "2001 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı.

2002
20 Kasım günü 3. kez ilerleme raporu yayımlandı. 13-13 Aralık tarihinde Danimarka'nın Kopenhag şehrinde Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirdiği takdirde müzakerelerin gecikmeden başlanacağı bildirildi.

2003
Son yıllardaki AB ile yaşanan gelişmelerin ardından 19 Nisan gübü TBMM'de AB Uyum Komisyonu'nun kurulmasına karar verildi.

12 Haziran tarihinde ise bir kez daha katılım ortaklığı belgesi açıklandı. Bu belgede yer Alan İlkeler, Öncelikler, Ara Hedefler ve Koşullar belirtilerek resmi gazetede yayımlandı. 5 Kasım "2003 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı.

2004
2004 yılının nisan ayında Kıbrıs'ta Annan Planı referandumu yapıldı. Yapılan referanduma Türk halkı onay verirken Rum Kesimi planı reddetti. 6 Ekim "2004 yılı İlerleme Raporu" ve rapora bağlı Tavsiye Belgesi yayımlandı. Kıbrıs'ta yapılan referandum sonucunda Türk halkının Annan Planına onay vermesinden sonra Türkiye'nin siyasi kriterleri gerekli ölçüde karşıladığı belirtildi ve birliğe katılım müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulunuldu.

Bu tavsiyeler sonuç buldu ve 17 Aralık günü Brüksel'de yapılan toplantıda Türkiye'nin kriterleri yerine getirdiği belirtilerek 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelerin başlanmasına karar verildi.

2005
Müzakerlerin başlaması kararının ardından dönemin Devlet Bakanı Ali Babacan AB ile yapılacak tam üyelik müzakereleri için "Başmüzakereci" görevini yürütmekle görevlendirildi.

Bu gelişmelerin ardından “Türkiye için Müzakere Çerçeve Belgesi ve İlgili Diğer Belgeler” yayımlandı. 30 Temmuz Türkiye, AB ile ilişkilerinin hukuki temelini oluşturan 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması'nı, 1 Mayıs 2004 tarihinde AB üyesi olan 10 ülkeyi kapsayacak şekilde genişleten "Ek Protokol"ü imzaladı.

3 Ekim tarihinde ise bir ilk gerçekleşti ve Lüksemburg'da Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakereleri resmen başlamış oldu. Müzakerelerin başlamasının ardından ilk aşama olarak "Tarama Süreci" devreye girdi. Bilim ve araştırma alanında düzenlenen tanıtıcı tarama toplantısı başladı. 9 Kasım "2005 tarihinde ise bir kez daha İlerleme Raporu" yayımlandı.

2006
Kıbrıs sorunu çözümüne yönelik yeni bir plan daha gündeme geldi. Türkiye hazırladığı bu planı Kofi Annan'a sundu. Planda Türkiye'nin talebi şuydu. Türk limanları Rumlara açılacak Rum tarafı da bunun karşılığında KKTC'ye uyguladığı izolasyonları kaldıracaktı.

Kofi Annan'a sunulan bu planın ardından 26 Ocak Katılım Ortaklığı Belgesi açıklandı ve AB resmi gazetesinden yayımlandı.

12 Haziran günü tarama süreci sona erdi ve Türkiye'nin gerekli kriterleri yerine getirdiği belirtildi ve bu fasıl aynı toplantıda geçici olarak kapatıldı. 8 Kasım "2006 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı.

Türkiye'nin sunduğu planı imzalanan ek protokole karşı Rum kesimine limanların ve havaalanlarının Kıbrıs Rum kesiminin kullanımına açılmadığı tespitinde bulundu ve Türkiye'ye 14-15 Aralık'taki liderler zirvesine kadar süre verdi.

13 Kasım tarihide ise İstanbul ilk kez 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti seçildi. 11 Aralık günü bir araya gelen AB üyelerinin dışişleri bakanları Türkiye'nin ek protokol kriterlerini yerine getirmemesinden dolayı 8 fasıl başlığının açılmayacağı kararını aldı.

2007
2007 yılının ilk aylarında İşletmeler ve Sanayi Politikaları faslında fiili müzakerelerin açılmasına karar verildi. 17 Nisan da ise Türkiye'nin Avrupa Birliği müktesebatına uyum programı açıklandı.
2007'nin yaz aylarına gelindiğinde ise İstatistik ve Mali Kontrol fasıllarında fiili müzakerelerin açılmasına karar verildi. 6 kasım tarihinde ise bir kez daha ilerleme raporu yayımlandı. Aynı yılın son günlerine doğru da Tüketicinin ve Sağlığın Korunması ile Trans-Avrupa fasıllarında fiili müzakereler açıldı.

2008
2008 yılının Şubat ayında bir kez daha katılım ortaklığı belgesi imzalanarak AB resmi gazetesinde yayımlandı. 12 Haziran gününde ise Şirketler Hukuku ve Fikri Mülkiyet Hukuku fasıllarında fiili müzakerelerin açılmasına karar verildi. 5 Kasım "2008 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı.

2009
10 Ocak tarihinde ise Ali Babacan'ın yerine dönemin Devlet Bakanı Egemen BAĞIŞ, "Başmüzakereci" olarak görev aldı.
Aynı yılın 30 Haziran tarihinde ise Vergilendirme faslında fiili müzakereler açıldı. 14 Ekim "2009 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı. 21 Aralık Çevre faslında fiili müzakereler açıldı.

2010
30 Haziran Gıda Güvenliği faslında fiili müzakereler açıldı. 9 Kasım "2010 yılı İlerleme Raporu" yayımlandı.

2011
AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström, yaptığı açıklamada Türk vatandaşlarına yönelik vize şartının kaldırılacağını dile getirerek serbest vize rejiminin birkaç aşamada başlatılacağını vurguladı.

2012
AB İçişleri Komiseri'nin vize muafiyeti konusunda yaptığı açıklamadan sonra dönemim başmüzakereci görevini yürüten Devlet Bakanı Egemen Bağış, vize muafiyeti işlemlerinin 3-4 yıl sürmesinin beklendiğini belirtti.

2013
2013 yılının sonlarında imzalanan Avrupa Birliği geri kabul anlaşmasından sonra AB "vizesiz rejim yönünde yol haritası" da belirlenmiş oldu. İmzalanan bu anlaşmanın ardından Türkiye ile AB arasında vize serbestleştirme diyaloğu başlatıldı.

Anlaşma kapsamında istenilen koşulların sağlaması takdirde Türk vatandaşlarına karşı vizelerin kaldırılması konusu gündeme gelmiştir.

2016
Ortadoğu'da yaşanan iç savaştan dolayı Avrupa Birliği göç konusunda Türkiye ile anlaşmaya vardı. Bu anlaşma kapsamında Türkiye, Yunanistan'a girmeye çalışan göçmenleri geri alacaktı. Ancak anlaşma sonrası AB, Türkiye'deki mültecileride almayı kabul etti. Bunun karşılığında AB, Türkiye'ye 6 milyar EURO vereceğini ve Türkiye'ye sunduğu 72 şartı Türkiye'nin yerine getirmesi takdirde Türk vatandaşları için vizesiz seyahat vermeyi kabul etti.

Avrupa Komisyonu resmi olarak, Türkiye'ye vizesiz seyahat verilmesini önerirken Jean-Claude Juncker ise Türkiye'nin Schengen Bölgesine vizesiz giriş, kazanması için kalan kriterleri karşılaması gerektiğini dile getirdi.

Mayıs 2016 yılına gelindiğinde ise Türkiye kendisine sunulan 72 kriterden 65'ini karşıladı. Bunun üzerine Jean-Claude Juncker Türkiye Schengen bölgesine vizesiz girişi kazanmak için kalan kriterleri karşılaması gerektiğini söyledi. Jean-Claude Juncker'ın bu sözleri üzerinde dönemim Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliğine rest çekerek, AB'nin Haziran 2016'da Türk vatandaşlarına vize muafiyeti vermediği takdirde, Türkiye'nin de göçmen anlaşmasına destek vermeyeceğini açıkladı.

Mayıs 2016'da toplanan Avrupa Komisyonu 72 kriterin büyük çoğunluğunu yerine getiren Türkiye'nin 30 Haziran 2016 Schengen Alanı içinde Türk vatandaşlarının vizesiz seyahati için oylaması konusunda AB'yi yasama kurumlarına davet etti.

Türkiye'nin AB vize muafiyetinden yararlanması için geriye kalan kriterleri de yerine getirmesi gerekiyor.

İşte o kriterler....

-Türkiye, AB tavsiyeleri doğrultusunda, yolsuzluğun önlenmesi için tedbirlere geçmelidir.
-Türkiye AB standartlarına uygun Kişisel verilerin korunmasına ilişkin ulusal mevzuatın uyumlaştırılması gerekmektedir.
-Türkiye Europol ile bir anlaşma yapması gerekiyor.
-Türkiye cezai konularda bütün AB üyeleri ile çalışması gerekiyor.
-Türkiye'nin Avrupa standartlarıyla uyumlu olan terör yasalarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Bilal ŞAHİN / A24

YORUMLAR
  Google'ın en şanslı çalışanları: Zooglers
Google'ın en şanslı çalışanları: Zooglers