SAĞLIKSIZ VE YETERSİZ BESLENMENİN 5 GİZLİ İŞARETİ

Vücut, sağlıklı olmanın aynasıdır ve çoğu zaman ihtiyaçlarını belirli sinyaller vererek iletir. Günlük hayatın telaşı içerisinde, bu ayrıntılar gözden kaçabiliyor. Sağlıksız ve yetersiz beslenmenin vücuttaki sinyallerini göz ardı etmek, uzun süreli ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle, bazı belirtilere dikkat etmek büyük önem taşıyor.

Acıbadem Life Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Diyetisyen Zehra Elban, sağlıksız ve yetersiz beslenmenin vücuttaki beş belirgin işaretini şöyle sıraladı:

1.Yorgunluk ve Halsizlik

Gün boyunca sürekli yorgunluk hissi yaşıyorsanız ve işlerinize odaklanmakta zorlanıyorsanız, bu yetersiz beslenmenin bir işareti olabilir. Sadece yorgunluk hissi de değil aynı zamanda baş dönmesi, düşük tansiyon gibi durumlar da yetersiz protein alımı ve öğün atlama sonucu karşımıza çıkar. Ayrıca, demir eksikliği de anemiye yol açarak sizi sürekli yorgun ve halsiz hissettirebilir.

2. Saç Dökülmeleri ve Tırnak Kırılmaları

Saçlarınızın dökülmeye başlaması ve tırnaklarınızın kırılması, vücudunuzun yeterince vitamin ve mineral almadığını gösterebilir. Örneğin, biotin ve çinko eksiklikleri saç dökülmesine neden olabilir.

3. Sık Hastalanmak

Üç ay içinde birkaç kez grip veya soğuk algınlığına yakalanıyorsanız, bu bağışıklık sisteminizin zayıfladığını ve vücudunuzun yeterli besin desteği almadığını gösterebilir. Özellikle A, E ve C vitamini, çinko eksiklikleri, yetersiz sıvı alımı, yetersiz meyve/sebze tüketimi, tam tahıllar gibi bitki bazlı gıdalardan fakir bir diyet ve hareketsiz bir yaşam tarzı, zayıf bir bağışıklık sistemine katkıda bulunabilir veya mevcut hastalık süresini uzatabilir.

4. Uyku Düzensizlikleri

Gece uykusuzluk çekiyorsanız ve sık sık uyanıyorsanız, bu beslenme alışkanlıklarınızın etkisi olabilir. Özellikle aşırı şeker ve kafein tüketimi uykusuzluğa yol açabildiği gibi, yatmadan önce yemek yemek gibi yanlış yeme alışkanlıkları uyku döngüsünü negatif yönde etkiler.

5. Duygusal Dalgalanmalar

Yediklerimiz ve ruh halimiz arasında güçlü bir etkileşim vardır ve bu döngü iki yönlü olarak çalışır. Yani, sadece yediklerimiz kendimizi nasıl hissettiğimizi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda nasıl hissettiğimiz de yediklerimizi büyük ölçüde etkiler. Yediğimiz besinler, beynimizdeki kimyasal dengeleri etkiler. Örneğin, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin üretimi, besinlerle doğrudan ilişkilidir. Veya ruh halimiz yediklerimizi etkiler stres, üzüntü veya kaygı anlarında insanlar genellikle “rahatlatıcı” veya “konfor” gıdalar arar. Bu tür gıdalar genellikle yüksek şeker ve yağ içerir, bu da beslenme alışkanlıklarının bozulmasına yol açabilir. Şekerli ve işlenmiş gıdaların kan şekeri seviyelerini hızlıca yükseltip düşürmesi, ani ruh hali değişimlerine yol açabilir. Stabil bir kan şekeri seviyesi, daha dengeli bir ruh hali sağlar. Ayrıca stres ve kaygı, sindirim sistemimizi etkileyebilir. Stres altındayken sindirim sorunları yaşamak, iştah değişikliklerine neden olabilir ve bu da beslenme düzenimizi etkiler.

Bu belirtiler sağlığınızın birer alarm sinyali olabilir ve genel yaşam kalitenizi etkileyebilir. Bu belirtileri göz ardı etmek yerine, beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek sağlıklı ve dengeli bir diyet benimsemeye özen gösterin. Vücudunuzu dinleyin, ihtiyaç duyduğu besin ögelerini sağlayın ve sağlığınızı destekleyen alışkanlıklar geliştirin.