Parlamento nedir? Sözlükteki anlamı, kökeni
Saat: 16:08

Parlamento, meclisteki yasama organına verilen isimdir. Belirli süre için seçilen vekillerden oluşur ve yasa çıkarmak, bütçeyi incelemek, hükümeti denetlemek gibi görevleri bulunur.
Devletlerin bir parlamento, bu parlamentoya karşı sorumlu bir hükümet ve sorumsuz bir devlet başkanı tarafından yürütülmesi usulüne parlamenter rejim denir. Devlet başkanı tarafsız bir itidal unsurudur.
Parlamento kelimesinin doğuş yeri İngiltere’dir. 13. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanmıştır. İngiltere’de krallar, devletin işlerini görüşmek ve özellikle yeni bir vergi koymak istedikleri zaman, devlet erkanından başka, halk tarafından da mebuslar seçilmesini emreder ve bunları bir meclis halinde toplardı. Meseleler görüşüldükten sonra, karar meclisi dağılırdı. Memleketin dört bir köşesinden gelen mebuslar, mebusluk hakkını kaybederek evlerine dönerlerdi.
Kral tekrar bir istişarede bulunmak isterse yeniden seçimler yapılır ve yeni bir meclis meydana getirilirdi. Böylece bir sene içinde üç defa seçim yapılır, üç yeni meclisin toplandığı görülürdü. Meclisin belli bir zamanı ve müddeti yoktu. Esasen bu meclis tamamıyla ihtisasi mahiyette bir meclisti. Sonradan bu usul değiştirilmiş ve daha pratik bir usul konulmuş. Neticede, seçilen milletvekillerinin üç dört sene gibi daha uzun bir zaman vazifede kalmaları ve parlamento adı verilen bir meclis meydana getirmeleri sağlanmıştır.
Daha sonra parlamenter rejim İngiltere’de yerleştikten sonra, parlamento bu rejimin unsurlarından biri haline gelmiştir. İngiltere’de parlamento iki meclislidir. Bunlardan biri zengin ve soyluların meydana getirdiği Lordlar Kamarası, diğeri ise halkın temsilcilerinden meydana gelen avam Kamarasıdır. On üçüncü yüzyılın başlarında İngiltere’de Lordlar Kamarası daha ağır basıyordu. Sonraları, Lordlar Kamarasının parlamentodaki gücü zayıfladı. Avam Kamarası daha güçlü hale geldi.
Hemen hemen bütün dünya devletlerinde üye sayıları ve yetkileri ülke şartlarına göre değişen parlamentolar mevcuttur. Her ülkede kanun yapmak, yeni kurallar tespit etmek yetkisi parlamentolara verilmiştir. Eskiden kanun yapmak yetkisi de krallara ait olduğu için, parlamentonun doğuşu büyük mücadeleler sonucu gerçekleşmiştir. Özellikle Fransız tarihi bu tip mücadelelerle doludur. Parlamento tek meclisli veya birden fazla meclisli olabilmektedir. İngiltere’de, ABD’de, Fransa’da iki meclisli parlamento mevcuttur. Türkiye’de 1876 Kanun-ı Esasi iki meclisli, 1921 ve 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunları tek meclisli, 1961 anayasası iki meclisli 1982 Anayasası tek meclisli, parlamento usulünü kabul etmiştir.
Parlamentolarda bulunan milletvekili sayısı da ülke şartlarına göre değişmektedir. Parlamentonun kaç kişiden meydana geleceği her ülkenin kendi anayasası ile belirlenmiştir. Mesela Türkiye’de 1982 Anayasası, parlamentonun 400 milletvekilinden teşekkül etmesini hükme bağlamış; daha sonra yapılan değişiklikle 450’ye çıkarılmıştır. 1961 Anayasası ise 600 kişilik bir parlamento kabul etmişti. Bunun 450 üyesi Millet Meclisinde 150 üyesi ise Cumhuriyet Senatosunda bulunuyordu.
Ayrıca 27 Mayıs 1960 ihtilalini yapan Milli Birlik Komitesi üyeleri, ömür boyu Tabii Senatör olarak Cumhuriyet Senatosu üyesi sayılmışlardı. Bunların dışında 15 üye de Cumhuriyet Senatosuna Cumhurbaşkanı tarafından Kontenjan Senatörü olarak tayin ediliyordu. 1982 Anayasası ile bütün bu lüzumsuz fazlalıklar kaldırılmıştır. Parlamento çalışmaları aleni olarak cereyan eder. Yani isteyen vatandaşlar parlamento çalışmalarını takip edebilir. Fakat parlamento gizli kalmasını istediği önemli konuları görüşürken kapalı toplantılar da yapabilir. Parlamentoda oyların sayımı muhtelif şekillerde olabilir. Kapalı zarf usulü, ayağa kalkarak veya parmak kaldırmak gibi usullerle oylama yapılabilir.
Parlamentonun yetkileri ve işlevi
Parlamentonun en önemli iki yetkisi yasa çıkarmak ve bakanlar kurulunu denetlemektir. Bunun yanında, çeşitli kararlar almak, uluslararası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, savaş ilanına, ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, genel ve özel af ilan etmek gibi yetkiler de kullanabilir.Parlamentoların birincil yetkisi ülkede uygulanacak hukuk kurallarını, yani yasaları yapmaktır. Yasaların üstünlüğü ilkesi yasaları koyan organın, yani parlamentonun üstünlüğü sonucunu vermiştir. Parlamentonun üstünlüğü, her konuda ve sınırsız olarak yasalar çıkarmak biçiminde gelişmiştir.
Bu durum bazen parlamentodaki siyasal çoğunluğun temel hak ve özgürlükleri çiğnemesine yol açtığı için parlamentonun üstünlüğünü sınırlayan, anayasanın üstünlüğü düşüncesi gelişmiştir. Bunun sonucu olarak parlamentonun çıkardığı yasaları anayasaya uygunluk açısından denetleyen, yasaları anayasaya aykırı bulduğunda iptal kararı verebilen anayasa mahkemeleri kurulmuştur. Öte yandan, günümüzde teknik ve ekonomik gelişmelerin hızlanması, uzmanlık konularının artması, siyasal ve ekonomik konularda hızla karar alma ve kural koyma gereğinin doğması gibi nedenler yasama etkinliklerinin eski canlılığını yitirmesine yol açmıştır.
Bugün bazı demokratik ülkelerde yürütme organı, özellikle "yasa gücünde kararnameler" yoluyla, bir bakıma yasama işlevini yerine getirmektedir. Ama bu nitelikteki kararnameler parlamentoda görüşüldükten sonra onaylanmakta ya da kaldırılmaktadır. Yasa gücündeki kararnameler sorunu, "yasama yetkisinin devredilmezliği" tartışmasını yeniden gündeme getirmiştir. Parlamentonun yetkilerinin ikinci bölümü, parlamentonun içinden çıkan hükümetin denetlenmesiyle ilgilidir. Hükümeti oluşturan bakanlar, kendi emirleri altında bulunan bütün birimlerin işlevlerinden ve kendi çalışmalarından ötürü yasama organı önünde sorumludur.
Bu denetim yetkisinin elde edilmesiyle, mutlak krallıklardan anayasal krallıklara (meşruti monarşi), buradan da siyasal açıdan sorumsuz olan devlet başkanı ile sorumlu olan hükümetin bulunduğu parlamenter sisteme geçilmiştir. Parlamentonun hükümeti denetlemesi güven oylaması, meclis soruşturması, gensoru, meclis araştırması, yazılı ve sözlü soru gibi çeşitli yollarla olur. Hükümetin göreve başlayabilmesi için parlamentonun güvenini kazanması gerekir. Görevi başında bulunan bir hükümeti düşürmek ya da bir bakanın görevine son vermek için parlamento gensoru yoluna başvurabilir.
Denetimin bir başka yolu da meclis soruşturmasıdır. Bir bakanın görevi ile ilgili bir eyleminin suç olduğu hakkında bir kuşku varsa meclis soruşturması açılabilir. Soruşturma önce parlamentoda kurulan bir komisyon tarafından yapılır. Soruşturmanın sonucunda bakan suçlu bulunursa ve bu parlamentonun genel kurulunda kabul edilirse, ilgili bakan yargılanmak üzere Yüce Divan'a gönderilir. Bunun dışında, parlamento üyeleri belirli bir konuda bilgi edinmek amacıyla meclis araştırması yapılmasını sağlayarak, ilgili bakanlara sözlü ya da yazılı sorular sorarak bir anlamda denetim işlevlerini yerine getirirler.
Ama bunlar, hükümet ya da bakanlardan biri açısından siyasal sorumluluk doğurmayan, dolayısıyla görevden çekilmelerini gerektirmeyen denetim ve bilgilenme yollarıdır. Günümüzde parlamentonun denetim işlevinde bir aşınma görünmektedir. Gensoru ve meclis soruşturması gibi denetim yolları etkili bir biçimde işletilememektedir. Çünkü parlamentoda hükümete ve bakanlarına güvenoyu vermiş bir siyasal çoğunluk bulunmaktadır. Parlamentodaki çoğunluk ise, bir siyasal partinin üyeleri olduğu için bu partinin karar organlarının kararlarına uymak durumundadır.
Siyasal partinin kararlarına uymayan bir milletvekili parti disiplinine uymadığı için partiden çıkarılabilir. Bu nedenle, parlamentodaki siyasal çoğunluk güvenoyu verdiği bir hükümeti ya da bakanını güvensizlik oyuyla düşürmeye yanaşmaz. Yasama ve denetleme işlevlerinde belirli bir daralma görülmesine karşın, parlamentolar önemini sürdürmektedir. Bunun başlıca nedeni, toplumlardaki çeşitli sınıfların siyasal alanda temsilini sağlayan bir organ oluşudur. Parlamento, ülke yönetimine ilişkin politikaların üretildiği, tartışıldığı ve kararların alındığı bir organ olarak önemini korumaktadır.
Parlamentoların yapısı
Parlamentoların yapısıyla ilgili başlıca sorun bunların kaç meclisten oluşacağıdır. Bazı ülkelerde doğrudan halkın seçimine dayanan tek meclisli parlamentolar yeterli görülmüştür. Bazı ülkelerde ise, halkın seçimine dayanmayan, soyluların oluşturduğu meclis geleneğinin bir devamı olarak ikinci bir meclis de bulunmaktadır. Bunun örneği İngiltere'deki Lordlar Kamarası'dır. Günümüzde ikinci meclis çeşitli siyasal nedenlerle öngörülmektedir. Tek meclisli parlamentoların çoğunluk önderinin istediği doğrultuda çabuk karar verebilmesi, bu arada toplumun ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin yasalar aracılığıyla aşırı derecede kısıtlanabilmesi, bu karar alma sürecini yavaşlatacak ikinci meclisin kurulması için başlıca nedenlerdendir. Bu meclislere genellikle "senato" adı verilir.
Fransa'da, İtalya'da ve 1961 Anayasası'na göre Türkiye' de bu türden ikinci meclislere yer verilmiştir. İkinci meclislerin kuruluşları da birincilere göre farklılıklar gösterir. Birinci meclisin üyesi olabilmek için, ülkenin yurttaşı olmak, yaklaşık 30 yaşlarında bulunmak ve ilköğrenim görmüş olmak yeterli sayılırken, ikinci meclis üyeliği için genellikle yükseköğrenim görmüş olmak ve daha ileri yaşta bulunmak gibi nitelikler aranmaktadır. İkinci meclisin çeşitli meslek gruplarının temsilini sağlamak için kurulduğunu gösteren örnekler de vardır.
Korporatif nitelikli bu türden ikinci meclislere iki Dünya Savaşı arasında Romanya ve Yunanistan'da, 1937 Anayasası'yla İrlanda' da, 1953 Anayasası'yla Yugoslavya'da rastlanmıştır. Federal bir yapı gösteren devletlerde ise iki meclisli bir sistem adeta zorunludur. Bu sistemde birinci meclis halkın doğrudan adaylara ya da partilerine oy vermesiyle oluşur. Bu mecliste genel kamu çıkarları korunur. İkinci meclise ise federe devletlerin eşit sayıda temsilcileri katılır. Burada federe devletlerin çıkarları korunur. Bunun bir örneğinin görüldüğü ABD'de, yasama organı Kongre, Temsilciler Meclisi ile Senato'dan oluşur.
PARLAMENTONUN İŞLEYİŞ ŞEKLİ
Parlamentoların işleyişi anayasa ve içtüzüklerde gösterilir. Bunun yanında anayasa gelenekleri de parlamentoların işleyişinde önemli bir rol oynar. Parlamentoların işleyebilmesi için parlamento içi organların kurulması gerekir. Bu organlardan başlıcaları meclis başkanı ve başkanlık divanıdır. Bu organlar meclis üyeleri tarafından seçilir. Meclis başkanlık divanına, mecliste grubu bulunan siyasal partiler güçleri oranında katılır. Bu organların temel görevleri, meclis gündemini hazırlamak ve meclis genel kurulundaki görüşmeleri yönetmektir. Meclisin bu organları görevlerini yerine getirirken meclisteki siyasal partilere karşı tarafsız davranmak zorundadır.
Meclislerin öbür iç organları komisyonlar ve komitelerdir. Parlamentoda sürekli komisyonların yanında, belirli konuların araştırılması için kurulan ve geçici olarak görevlendirilen süreksiz komisyonlar da çalışır. Sürekli komisyonlar çeşitli uzmanlık ya da bakanlık hizmet alanlarına göre ayrılır. Dışişleri, içişleri, milli savunma, adalet, milli eğitim komisyonları bu tür komisyonların örneklerindendir. Bu tür komisyonlar kural olarak bütün bir yasama dönemi boyunca çalışırlar. Bu komisyonların asıl görevi, milletvekillerinden gelen yasa önerilerini ve bakanlar kurulundan gelen yasa tasarılarını olgunlaştırmaktır.
Siyasal partiler komisyonlardaki üyeleri aracılığıyla yasa tasarıları hakkındaki görüşlerini açıklarlar. Komisyonlar bu teklif ve tasarıları öncelikle anayasaya uygunluk açısından inceler, daha sonra kabul edilenler görüşülmek üzere meclis genel kuruluna gönderilir. Bir konunun birden fazla komisyonun görev alanına girmesi durumunda karma komisyonlar kurulabilir. Parlamentonun bu tür komisyonları İngiltere'de oldukça etkisizdir. Kıta Avrupa'sında ise etkili bir rol oynar. Öte yandan, parlamentoda belirli işler için kurulan ve sürekli olmayan komisyonların tipik örneğini meclis soruşturma ve meclis araştırma komisyonları oluştururlar.
Parlamento içi organlar arasında siyasal partilerin meclis grupları da yer alır. Bunlar siyasal partilerin ayrı birer örgütü değil, parlamento içindeki kollarıdır. Partilerin yasama organındaki çalışmaları bu gruplar eliyle yürütülür. Parlamento üyeleri meclis genel kurulunda oy verirken, parti gruplarının daha önce o konuda almış oldukları bağlayıcı kararlar doğrultusunda hareket ederler. Böylece parti disiplini sağlanır. Parlamentonun temel organı meclis genel kuruludur. Bütün yasa teklif ve tasarıları ile parlamentonun görev alanına giren öbür konular genel kurulda görüşülerek karara bağlanır.
Bir meclisin toplanmış sayılabilmesi için, üye tamsayısının yandan bir fazlasının genel kurul oturumunda bulunması gerekir. Ama bazı ülkelerde devamsızlıkların ve muhalefet engellemelerinin genel kurul toplantılarını yapılamaz hale getirmesini önlemek için meclisin daha düşük katılımla toplanabilmesi öngörülmüştür. Parlamentoda yasalar ve kararlar belli oy sayısına ulaşılarak çıkarılabilir. Burada kural, meclis genel kurulunda verilen oyların yarıdan bir fazlasının olumlu (kabul oyu) olmasıdır. Ama bazı önemli kararlar için özel çoğunluklar aranabilir. Örneğin, cumhurbaşkanının parlamento tarafından seçildiği ülkelerde genellikle üçte iki çoğunluk ya da salt çoğunluk aranır. Anayasada değişiklik yapan yasaların kabulü için de üçte iki çoğunluk gerekir.
Parlamentoda oylamalar açık ya da gizli olarak yapılabilir. Açık oylama, parlamento üyesinin bağlı olduğu parti ve seçmeni tarafından denetlenmesini de sağlar. Oy verme tekniklerinin en klasiği renkli ya da yazılı pusulaların bir sandığa atılması, daha çağdaş olanı da milletvekillerinin oturdukları yerden elektronik aygıtları kullanarak tercihlerini açıklamalarıdır. Bazı oylamalar el kaldırma ya da ayağa kalkma biçiminde de yapılabilir. Meclislerde bazı konuların önce görüşülmesi bu konulara öncelik tanınarak sağlanabilir. Ayrıca bazı konular normal usullerin dışında, hızlandırılmış usullerle görüşülebilir.
Yasalar genel olarak iki kez görüşülerek kabul edilir. Eğer bazı yasaların bir kez görüşülerek kabul edilmesi yeterli sayılmış ise bu usule "ivedilik usulü" denir. Meclis genel kurullarının yaptığı görüşmeler açıktır ve bunlar tutanak dergilerinde tam olarak yayımlanır. Ama genel kurul kararıyla kapalı oturumlar da yapılabilir. Parlamentolar, seçim yasalarında öngörülen usule göre, dört ya da beş yıllık bir süre için halk tarafından seçilen milletvekillerinden oluşur. Bu sürenin dolmasından önce seçimin yenilenmesine karar verilebilir.
Parlamenter ayrıcalıklar
Parlamento üyelerine, temsilcilik, yasama ve denetleme görevlerini tam bir bağımsızlık içinde yapabilmeleri ve özellikle parlamentodaki çoğunluğun baskısı altında kalmamaları için bazı ayrıcalıklar tanınmıştır. Başkaları işlediğinde suç olan bazı eylemlerin parlamento üyeleri işlediğinde suç olmaması ya da parlamento üyelerinin işledikleri bazı suçlardan ötürü üyelikleri süresince ceza kovuşturması yapılamaması parlamenter ayrıcalıklardandır.
Kaynağı gene İngiltere'de olan parlamenter ayrıcalıkların iki biçimi vardır. Bunlardan birincisi, yasama sorumsuzluğu'dur.
Yasama sorumsuzluğu, parlamento üyesinin meclis çalışmalarındaki oylarından ve sözlerinden, mecliste ileri sürdüğü düşüncelerden, ayrıca bunları meclis dışında tekrarlamasından sorumlu tutulmaması, herhangi bir ceza kovuşturmasının açılamaması anlamına gelir. Yasama sorumsuzluğuna "mutlak dokunulmazlık" da denmektedir. Bu eskiden, kralın, aleyhinde konuşan ya da onun haklarının kısılması için oy veren temsilciler hakkında ceza kovuşturması yaptırmasına karşı temsilcileri koruyan bir kurum olarak doğmuştur. Bugün ise, parlamentodaki çoğunluğun azınlık üzerindeki baskısını ortadan kaldırmak için kullanılmaktadır. Yasama sorumsuzluğu süreklidir, parlamento üyeliği ortadan kalksa da temsilcinin verdiği oydan, söylediği sözden ötürü cezai, hukuki sorumluluğu olmaz.
Yasama sorumsuzluğunun mutlak olup olmaması, yani sorumsuzluğun bir sınırının olup olmadığı tartışmalıdır. Örneğin, bir milletvekilinin meclis çalışmaları sırasında başka bir milletvekiline hakaret etmesi ya da oyunu anayasal düzeni değiştirecek biçimde kullanması durumunda bu sorumsuzluktan yararlanıp yararlanamayacağı tartışılmaktadır. Yasama sorumsuzluğu milletvekilinin kişiliğine tanınmış bir hak değil, yaptığı işin kamu yararı niteliği taşımasından doğan bir ayrıcalıktır. Parlamenter ayrıcalıkların ikinci biçimi, yasama dokunulmazlığıdır.
Bu, parlamento üyesinin, seçimden önce ya da sonra bir suç işlediği ileri sürülerek, meclis kararı olmadıkça sorguya çekilememesi, tutuklanamaması ve yargılanamamasıdır. Parlamento üyesinin herhangi bir suçtan ötürü ceza kovuşturmasına uğrayabilmesi için parlamentonun yasama dokunulmazlığını kaldıran bir karar vermesi gerekir. Ama bazı durumlarda, örneğin ağır cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, parlamento kararı olmaksızın ceza kovuşturmasına başlanabilir. Bu durumda yasama dokunulmazlığı kendiliğinden kalkmış sayılır. Yetkili makam durumu hemen parlamentoya bildirir.
Yasama dokunulmazlığından yararlanan parlamento üyesi hakkında işlediği suçtan ötürü ceza kovuşturması yapılması ya da bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Bu da, yasama dokunulmazlığının üyelik sıfatına bağlı olarak geçici olduğunu göstermektedir. Yasama dokunulmazlığı önceleri, kralın parlamentoya girmesini istemediği ya da parlamentoda çalışırken varlığına katlanamadığı bazı milletvekillerini görev yapmaktan alıkoymasına karşı düşünülmüş bir ayrıcalıktı. Bugün de, yasama organındaki çoğunluğun baskısına karşı ya da yasama organı dışındaki kişilerin milletvekilinin görevini yapmasını engelleyici davranışlarına karşı koruyucu bir işlevi vardır.
SÖZLÜKTEKİ ANLAMI
1. Başlıca görevi yasama, devlet bütçesini çıkarma, hükümeti denetleme olan ve üyeleri halkoyu ile belirli bir süre için seçilen meclis ya da meclisler (millet meclisi ve senato).
CÜMLE İÇİNDE KULLANIMI
Parlamento, devlet statüsü ve milli ordu için yeni kanunlar neşretti.
- F. R. Atay
KELİMENİN İNGİLİZCESİ
[parlamentare] v. parley, negotiate, deal, compromise
n. parliament, house of representatives, national legislative body of certain countries
v. parley; palaver
Köken: İtalyanca