Medya okuryazarlığı dersini iletişim mezunları vermeli
Saat: 13:49

Okullarda seçmeli olarak okutulan medya okuryazarlığı dersinin zorunlu hale getirilmesi ve bu derslerin İletişim Fakültesi mezunları tarafından verilmesi gerektiğine bir destek daha geldi.
Hayatımızın pek çok anında medya iletilerine maruz kaldığımız günümüzde, bu iletileri doğru anlamak, çözümleyebilmek ve eleştirel yaklaşabilmek büyük önem taşıyor. Bunun için de 'medya okuryazarlığı' dersinin okullarda zorunlu ders olarak okutulması gerekliliği ortaya çıkıyor.
İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eylem Şentürk Kara, İletişim Fakültesi öğrencilerinin dört yıl boyunca medyayla ilgili gerek teorik gerekse uygulamalı almış oldukları dersler ile sayesinde bu alanında uzmanlaştıklarına dikkati çekerek şu an okullarda seçmeli ders olarak okutulan medya okuryazarlığı dersinin zorunlu hale getirilerek iletişim fakültesi mezunlarını tarafından vermesi gerektiğini dile getirdi.
Şentürk Kara, İNÜHABER’e yaptığı açıklamada, medya okuryazarlığını medyanın vermiş olduğu mesajların daha eleştirel bir gözle değerlendirilmesini olarak açıkladı.
"MEDYANIN SUNDUKLARINI SÜZGEÇTEN GEÇİRMELİ"
Medya okuryazarı olan bir bireyin medyanın sunmuş olduğu her şeyi kabul etmeyip birtakım süzgeçlerden geçirerek eleştirel bakabilmesi gerektiğini ifade etti.
Şentürk Kara, medyanın artık sadece bilgi, haber verme ve insanları eğlendirmek amacıyla faaliyet gösteren bir kurum olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Medya organları büyük şirketler halini aldı ve bu şirketlerin tabi ki en büyük hedefi kar elde etmek. Örneğin, her medya kuruluşunun bir siyasi görüşü var. Ayrıca ekonomik çıkarları doğrultusunda insanlara mesajlarını sunuyorlar. Bu yüzden her medya kuruluşunun verdiği bilgiye inanmamak gerekiyor. Öncelikle kaynak kim ona bakmak lazım. Hangi siyasi görüşü benimsiyor ya da hangi ekonomik bağları var. Bu noktalardan hareketle verilen mesajı arka planını daha kolay anlayabiliriz. Yine aynı şekilde verilen bilginin doğru olup olmadığını anlamak için mutlaka bir kaç kaynaktan kontrol etmemiz gerekiyor. Verilen bilgilerin doğruluğunu sorgulamak ancak gerçek anlamda medya okuryazarlığı yetisine sahip olmakla mümkün.”
Günümüz dünyasında medyanın artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmasından dolayı medya okuryazarlığı yetisinin bütün bireylerde geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Şentürk Kara, şunları kaydetti:
VERİLEN HER MESAJ DOĞRU DEĞİL
“Medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Sabah uyanıyoruz, cep telefonumuz elimizde, televizyon açık ya da radyo dinliyoruz. Ya da bir şekilde gazete ve benzeri şeylerle sürekli medyayla iç içeyiz. Onun dışında tişörtlerimizin üzerinde bir takım reklam yazıları var. Kafamızı kaldırıyoruz her yerde bilbordlar var. Bunlar bir takım mesajlar veriyor. Günümüzde özellikle gençlerin bundan 5-6 yıl önce yapılan araştırmalarda Türkiye’de ortalama 4-5 saat televizyon seyredildiğini gösteriyordu. Şimdi gençler televizyondan uzaklaşmaya başladı. Ama sosyal medya diye bir şey var. 7-8 saat internette, sosyal medyada vakit geçiriyorlar. Orada aldıkları mesajları ciddi anlamda değerlendirmeleri gerekiyor. Verilen her mesaj doğru değil. Örneğin, biri diyor ‘Münir Özkul öldü.’ Bu günlerce konuşuluyor. Herkes baş sağlığı diliyor. Sonra ailesi çıkıp haberi yalanlıyor. İnternette gördüğümüz ya da medyada gördüğümüz her şey doğru değil. Aynı zamanda bilimsel anlamda araştırma yaparken ya da herhangi bir konuda araştırma yaparken mutlaka üç kaynaktan kontrol etmemiz gerekiyor. Günümüzde bilgi kirliliği çok fazla.”
Şentürk Kara, medya okuryazarlığı dersi fikrinin ilk olarak 2003 yılında yapılan İletişim Şurasında ortaya çıktığını anımsatarak, “Avrupa Birliğine uyum süreci noktasında bu fikir kendisini göstermeye başladı. İlk olarak 2006-2007 eğitim-öğretim yılında pilot proje olarak beş ilde, Adana, Ankara, Erzurum, İzmir ve İstanbul’da beş ilköğretim okulunda seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı. Toplam 780 öğrenci bu dersi aldı. Bir sene sonra medya okuryazarlığı 2007-2008 eğitim-öğretim yılında tüm Türkiye’de 6.,7. ve 8. sınıflarda seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı” ifadelerini kullandı.
İLETİŞİM MEZUNLARI MEDYA OKURYAZARLIĞI YETİSİNE SAHİP
Her işin uzmanları tarafından yapılması gerektiğine vurgu yapan Şentürk Kara, bu bağlamda İletişim Fakültesi mezunlarının medya okuryazarlığı dersini vermeleri gerektiğine inandığını şu şekilde dile getirdi: “İletişim Fakültesi öğrencileri dört yıl boyunca medyayla ilgili gerek teorik gerekse uygulamalı anlamda her alanda bilgi ediniyorlar. Aynı zamanda medya okuryazarlığı dersini de alıyorlar. İletişim Fakültesi öğrencileri hem almış oldukları eğitim hem de sektörde edinmiş oldukları bilgiler neticesinde medyaya karşı nasıl bir eleştirel bakış açısıyla bakabiliyorlar ve medya okuryazarlığı yetisine sahipler” şeklinde konuştu.
Şentürk Kara, İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde vermiş oldukları medya okuryazarlığı dersinin içeriği hakkında şunları söyledi:
“Öğrencilerimize medyanın işlevleri, medyanın gücü, medyayla yapılabilecekler, bunlarla alakalı her türlü bilgiyi vermeye çalışıyoruz ve dördüncü sınıfta da medya okuryazarlığı dersini veriyoruz. Öğrencilerimiz formasyon dersleri de alıyorlar. Medya okuryazarlığı dersini verirken sadece teorik bilgi vermiyoruz. Uygulamaya yönelik bir şeyler de yapmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimize dersi anlatırken medya okuryazarlığı dersinde ortaokul düzeyindeki çocuklara nasıl ulaşabileceklerini gösteren bir takım eğitim metotları üzerinde de duruyoruz. Dersi daha verimli nasıl yapabilirsiniz, öğrencilerin derse yoğunlaşmaların nasıl sağlayabilirsiniz, görsel unsurları nasıl kullanabilirsiniz, ders anlatırken nelere dikkat etmeniz gerekiyor, medyayı tanıtırken hangi noktalar üzerinde durmak gerekiyor?’ tarzında bir takım önemli bilgileri vermeye çalışıyoruz. Bu Böylelikle öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz.”