Labirent Sanat'tan “İlkel Çorba” isimli kişisel sergi
Saat: 13:09

Labirent Sanat, 13 Eylül 2025 tarihinde açılan Sabire Susuz’un “İlkel Çorba” isimli kişisel sergisini duyurdu.
Yaşamın kökenine dair en çok başvurulan metaforlardan biri, “İlkel Çorba” fikridir. Bu çorba, sayısız molekülün, enerjinin ve rastlantının birlikte kaynadığı, hiçbir belirgin düzenin olmadığı ama sınırsız olasılığın bulunduğu bir ilk anı imler. “İlkel Çorba”, özünde bir “kaos”tur fakat bu kaos, verimsiz bir dağınıklık değil, potansiyel bir doğum anıdır. Canlılık, tam da bu düzensizlikten filizlenmiştir.
Sanatçının kendilik bilincini ele aldığımızda benzer bir dinamikle karşılaşırız. Sanatçının benliği, başlangıçta dağınık malzemelerden, birbirine yabancı deneyimlerden, içsel itkilerden ve toplumsal kodlardan oluşan psişik bir çorbadır. Tıpkı moleküllerin rastlantısal çarpışmalarının zamanla düzenli yapılara evrilmesi gibi, sanatçının zihinsel çorbası da yavaş yavaş semboller, imgeler ve formlar etrafında kümelenir. Rastlantı burada yalnızca kör bir tesadüf değildir; daha çok sanatçının bilinçdışıyla dünyadan topladıklarının karşılaşma mekânıdır. İşte bu karşılaşmalarda ilk kez bir “ben” görünür: Sanatçı, kendi yarattığı imgelerle kendini tanır, kendi kurguladığı biçimlerde kendi izini sürer.
Kişiliğin oluşmaya başlaması, evrenin yaratımının dolambaçlı, uzun sürecinin insan ömründe gözlemlenebilecek zorluğuna ve karakterine bir göndermedir. Yaşantının kaotik unsurlarını bir araya getirerek anlamlı bir görsel ya da deneyim sunmak, kaostan düzen, rastlantıdan anlam ve belirsizlikten varlık yaratabilen “İlkel Çorba” ile ortak varoluş karakteri içerir.
RNA molekülleri kopyalamayla çoğalırlar ve her kopyalamada doğal seçilimle farklılaşır, dönüşür ve DNA içinde bilgi taşıyan proteinlerinin yapısı, zihnimizin bağlantısal becerisine benzer, yaşamı hücre zarı kontrolüyle iç organizasyonları optimize eder. Böylece kaynaklar en etkin ve en verimli biçimde kullanılabilir. Kendiliğinden oluşan, kendi kendini kopyalayabilen “İlkel Çorba”yı, oto-portresini yapan bir sanatçının, zihinsel enerjisinden somut bir imgeye dönüştürürken, kendi görselini kopyalamasına benzetiyorum. Her bir kendi portresini, hücre zarı gibi düzenleyerek, zihninin biyolojik varlığını vücuda getirir. Kopyaladıkça farklılaşan bir evrim.
Özetle, evrenin kendiliğinden oluşabilmesini yansıtan “İlkel Çorba” potansiyeli, kendimizi gerçekleştirebilme yolunda, bunun zihnimizde de aktive edilebileceğinin verisidir. Yaşamın belirsiz rotasında, kaotik gerilime kendimizi bırakmadan öznelliğimizi oluşturamayacağımız gibi, “İlkel Çorba” yaratıcılığın da bir metaforu olarak görülebilir.
Sabire Susuz’un, evrenin kökenine dair en güçlü metaforlardan biri olan “İlkel Çorba” ile 1996-2005 yılları arasında kendilik pratiğine dair sürecin yansımalarını gözlemleyebileceğimiz işleri arasındaki ilişkiselliği birlikte keşfetmek için Labirent Sanat, 13 Eylül - 25 Ekim 2025 tarihlerinde sizleri bekliyor.