A24.com.tr » gündem » "Futbolda şike" davası

"Futbolda şike" davası

"Futbolda şike" davası

- Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım: -"Bana yöneltilen suçları işlemedim. Bundan dolayı beraatime karar verilmiştir. Yine beraatimi istiyorum. Vereceğiniz karara saygı duyuyorum" - "Bu dava, başı dışarıda olan işbirlikçi örgütlere başkaldırıp direnmenin bedelini ödetme davasıdır. Tamamı hukuk dışı yöntemlerle oluşturulan bir kurgu üzerine kuruludur" - "İlk ifadelerimde söylediğim gibi bu dava sadece kendi başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe davası değildir. Bu dava şike davası değildir. Bu dava FETÖ'nün devleti ele geçirme projesinin ve düşüncesinin bir parçasıdır. Bu dava böyle görülmelidir" - Davaya katılan Trabzonspor'un avukatı, bazı sanıkların ilk yargılama aşamasında şike iddialarını kabul ettiğini söyleyince Aziz Yıldırım tepki göstererek, "FETÖ'cüler gibi konuşuyor, aynısını Silivri'de FETÖ'cüler söylüyordu. Şov yapıyorsunuz. Biz yapsak yaptık derdik. Biz yapmadık Trabzonspor yaptı" iddiasında bulundu

İSTANBUL (AA) - Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 36 sanık hakkında verilen beraat kararlarını usulden bozduğu "Futbolda şike" davasında yargılanan Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, kendisine yöneltilen suçları işlemediğini belirterek, beraatine karar verilmesini istedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, bozma ilamına karşı beyanı alınan Aziz Yıldırım, önce FETÖ'nün faaliyetlerinden bahsederek, darbe girişiminde hayatını kaybeden şehitlere rahmet diledi.

Neredeyse 10 yılı bulan yargılamanın sonlanmamasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini kaydeden Yıldırım, "İlk ifadelerimde söylediğim gibi bu dava sadece kendi başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe davası değildir. Bu dava şike davası değildir. Bu dava FETÖ'nün devleti ele geçirme projesinin ve düşüncesinin bir parçasıdır. Bu dava böyle görülmelidir." dedi.

Yıldırım, 14 Şubat 2012'de Silivri'de yapılan duruşmada sarf ettiği, "Ne şikesi, memleket elden gidiyor" sözünü hatırlatarak, "Temmuz 2015'de Habertürk televizyonunda 'Bu örgüt 50 bin kişiyle sivil ihtilal yapacak' dediğimde bu gerçeği anlamayanlar oldu. Halen dahi anlamayan ve anlamamış gözüken hainler var. Bu dava, başı dışarıda olan işbirlikçi örgütlere başkaldırıp direnmenin bedelini ödetme davasıdır. Tamamı hukuk dışı yöntemlerle oluşturulan bir kurgu üzerine kuruludur." dedi.

Şike operasyonunu yapan polislerin, iddianameyi hazırlayan savcıların ve yargılamayı yapan heyetin, FETÖ bağlantılarına dikkati çeken Yıldırım, "Örgütün kurşun asker haline getirdiği mensuplarınca hazırlanan metinlere dayanılarak yargılanmamız bile başlı başına hukuka aykırı bir durumdur ve bu dosyada beraat dışında verilecek her karar, FETÖ'ye can suyu olacaktır." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, gözaltına alınması ve yargılanma süreçlerine değinerek, "Bizim kaçacağımızı, bu nedenle tutuklanmamız gerektiğini karar veren kişilerin kendileri bu ülkeden kaçtılar. Bir kısmı ise kaçmak üzereyken sınır illerinde yakalandılar. Bunlar FETÖ'cü olduğu için kaçtı. Bu şerefsizlerin bir tanesi kalmadı. FETÖ'cü değillerse bugün bu ülkeye gelecekler ve adalete hesap verecekler. Oysa ben FETÖ, yargı teşkilatını tümüyle ele geçirmiş olmasına ve Yargıtay hakkımdaki cezayı onamış olmasına rağmen, tutuklanmak üzere özel uçak tutarak Fransa'dan Türkiye'ye döndüm. Çünkü ben suçsuz olduğuma inanıyordum. Bunların hepsi vatan haini." şeklinde konuştu.

Yıldırım, "Bana yöneltilen suçları işlemedim. Bunu 8-9 sene anlattım. Bundan dolayı beraatime karar verilmiştir. Yine beraatimi istiyorum. Vereceğiniz karara saygı duyuyorum." diyerek sözlerini sonlandırdı.

Yıldırım'ın ardından söz alan Şekip Mosturoğlu, görülmekte olan davanın, FETÖ'nün kumpas davalarının başyapıtı olduğunu söyledi.

FETÖ üyesi yargı mensuplarının olağanüstü çabuklukla davayı görüp karara bağladığını belirten Mosturoğlu, "Bu dosyanın tüm aşamalarında ağır hak ihlalleri yapılmıştır. 32 yıllık avukat olarak, 8-9 yıldır hayatımın her anında bu dosyada savaşıyorum. Yargılamanın bu denli uzaması hukuka olan inancımı sorgulatmaktadır. Yargılamanın bir an önce sonlanmasını ve beraatime karar verilmesini talep ediyorum." diye konuştu.

Sanıklardan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz da bu dava yeniden görülürken, bir yandan da "şikede kumpas" yargılamasının sürdüğünü ifade ederek, "Biz o davada müdahiliz. Oradaki sanıkların gözlerinin içine baka baka bazı sorular sorduk, cevap veremiyorlar. Cevap verememeleri bile kumpası gösteriyor." dedi.

Sanık Bülent Uygun ise "1 dolara vatanı satanlarla, vatanını savunanların mücadelesiydi bu. Fenerbahçeliler de bunu gösterdi. Vatanı satanların kurduğu kumpastan sonra beraat etmiştim, beraatimi istiyorum." diye konuştu.

Sanık Hakan Karaahmet, davanın kilit adamlarından biri olduğunu, ilk aşamada örgüt liderliği ile suçlandığını, suçlamaları çok komik bulduğunu belirterek, beraatini talep etti.

Sanıkların taleplerinin alınmasının ardından mahkeme başkanı, izleyiciler bölümünün en arka kısmında oturan Olgun Aydın'a (Peker) seslenerek huzura çağırdı.

Başkanın, "Sen neden orada oturuyorsun." diye sorduğu Aydın, heyetin olduğu bölüme yürürken, "Ben destek için geldim, bu davada yokum." ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı, Aydın'a, heyete karşı saygılı olması konusunda uyarıda bulununca, sanık avukatları Aydın'ın bu dosyada olmadığını belirtti. Aydın da, "Yargılandığımın farkında değilim, size karşı bir saygısızlığım söz konusu olamaz." diyerek yerine geri döndü.

- Tartışma

Daha sonra duruşmada söz alan Trabzonspor Kulübü Derneği avukatı, 2012'de Fenerbahçe Spor Kulübünün katılma talebinin kabul edildiğini ancak gelinen aşamada kulübün suçtan zarar görme ihtimalinin ortadan kalktığını, bu nedenle "katılan" sıfatının kaldırılmasını istedi.

Yargıtay kararına ilişkin işlemlerinin takdirinin heyete bıraktığını ifade eden avukatın, "Sanıkların o dönemki şikeye ilişkin tapeleri kabul etmesi, şikenin sanıklar tarafından ifadelerinde kabul edilmesi..." dediği sırada duruşma salonunda sesler yükseldi.

Aziz Yıldırım, avukata tepki göstererek, "FETÖ'cüler gibi konuşuyor, aynısını Silivri'de FETÖ'cüler söylüyordu. Şov yapıyorsunuz. Biz yapsak yaptık derdik. Biz yapmadık Trabzonspor yaptı. Başkanı burada söylesin. Böyle bir konuşma yok." dedi.

Bunun üzerine Trabzonspor avukatı, sanıklar İskender Alın ve İbrahim Akın'ın ilk yargılama aşamasındaki ifadelerinde şikeyi kabul ettiklerini öne sürdü.

İbrahim Akın'ın ve İskender Alın'ın avukatları da söz alarak bu beyana tepki gösterirken, Alın'ın avukatı, "Müvekkil buradadır. Eğer aklınızda bir şüphe varsa sorun, herhangi bir yerde şike yapmış mı? Teşvik almış mı?" dedi.

Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği ve Fenerbahçe Futbol A.Ş. avukatı İsmail Tepecik de "Fenerbahçe hain FETÖ kumpası sonucu maddi ve manevi sonsuz zararlara uğramıştır. Bunun telafisi mümkün değil. Ne yazık ki bazı spor kulüpleri de buna iştirak etmiştir. Biz tüm Fenerbahçe yöneticilerinin beraatine karar verilmesini istiyoruz." diye konuştu.

- Ara karar

Beyanların alınmasının ardından mahkeme, bozma ilamına ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin usulden bozma ilamına uyulmasına hükmetti.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Selim Kımıl'ın dosyasının, bu dosyadan ayrılmasını istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Selim Kımıl'ın dosyasının ayrılmasına, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan "futbolda şike kumpası" dava dosyasının istenmesine karar verdi.

Heyet, ayrılan 5 sanıkla ilgili duruşmayla, diğer sanıkların duruşmasını 6 Kasım'a erteledi.

Duruşma sonrası, izleyiciler bölümünde oturan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç ve bazı yöneticiler duruşma salonundan çıktı. Aziz Yıldırım ise bir süre sonra diğer sanıklarla birlikte salondan ayrıldı.

-Yargıtayın bozma gerekçesinden

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin davaya ilişkin usulen bozma kararında, mahkumiyet hükümleri Yargıtay 5. Ceza Dairesinin kararıyla daha önce onanan bazı sanıklar hakkındaki ilamların infazı aşamasındayken, müdafilerin mahkemeden infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi isteminde bulundukları hatırlatılmıştı.

Daire tarafından daha önce haklarındaki hükümlerin bozulmasına karar verilen sanıklar bakımından ise dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde esas sırasına kaydının yapıldığı, bu dosyanın bozmadan sonraki 13 Kasım 2014 tarihli ilk oturumunda Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği belirtilmişti.

Yargılamanın yenilenmesi istemleri bakımından sanıklardan Ahmet Çelebi, Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Olgun Peker, Selim Kımıl ve Abdullah Başak hakkındaki dosyanın, aynı mahkemenin 2014/226 esas sırası, Özden Aslan hakkındaki dosyanın ise yine aynı mahkemenin başka bir esas numarası ile kaydının yapıldığı aktarılan kararda, farklı esas sayılarıyla kaydı yapılan bu üç dosyadaki yargılamanın birlikte yürütüldüğü kaydedilmişti.

Kararda, bu davanın sanıklarının mağdur olarak gösterildiği "Şikede kumpas" adlı kamu davasının da açıldığı anımsatılmıştı.

Dairenin gerekçesinde, mahkumiyet hükümleri onanarak kesinleştikten sonra yargılamanın yenilenmesine karar verilen hükümlüler Aziz Yıldırım, Olgun Peker, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl hakkındaki dava dosyası ile sanık Özden Aslan hakkındaki dava dosyasının birlikte yargılama konusu yapıldığına işaret edildi. Her iki yargılamanın koşulları ve sonuçları birbirinden farklı olduğundan, haklarındaki hükümler kesinleşenlerle yargılamaları devam edenlerin birlikte yargılanmasının yasal olarak olanaklı bulunmadığı ifade edilmişti.

Bu olanaklı olmadığı halde haklarındaki mahkumiyet veya beraat hükümleri, Daire tarafından daha önce bozularak mahkemesine iade edilen sanıklar hakkındaki dava dosyası ile diğer dosyanın birleştirilerek görülmesinin bozma nedeni yapıldığı aktarılmıştı.

YORUMLAR
  Türk televizyon tarihine damga vuran 29 önemli dizi....
Türk televizyon tarihine damga vuran 29 önemli dizi....