CHP mahkumlara af düzenlemesine şerh koydu

CHP af yasasına şerh koydu.

CHP 'li üyeler tarafından komisyon raporuna bir yazı verildi ve şerh konuldu.  Muhalefet şerhinde, hükümlülere yönelik ceza indirimi konusunda düzenlemenin bir ihtiyaç olduğuna vurgu yapılırken , şerhte teklifin kapsamının yeterli olmadığına yer verildi.

CEZAEVLERİ DOLU

Söz konusu şerhte cezaevlerinin dolu olduğuna yer verildi ve koronavirüs tehlikesine yer verildi. Bu nedenle kapsamın genişletilebileceğine yer verildi. Söz oknusu şerh yazısında şu ifadelere yer verildi:

"Ancak uygulanacak hiçbir çözümün hukuk ilkelerini yok saymamalı, toplumsal vicdanda onarılmayacak yaralar açmamalıdır. Affın, vücuda verilmiş bir kortizon olduğu unutulmamalıdır"

Şerh yazısında, söz konusu teklifin birçok yönden Anayasa 'ya aykırı olduğuna yer verildi ve  "Tutuklu ve hükümlüler arasında keskin bir ayrım yapılması, gerçek suçlular, siyasi (sanal) suçlular arasında ayrımcılık, terör suçlarının tümden kapsam dışı tutulması Anayasa aykırılıkların başında gelmektedir" denildi.

Kısmi af niteliği taşıyan söz konusu teklifin Genel Kurulda en az 360 oy alması gerekiyor. 360 'tan az oy alması durumunda teklif komisyona geri gönderilir. Şerhte "Teklifin yasalaşıp uygulamaya konulmasının ardından Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gündemine gelmesi durumunda, aykırılık temelinde genişlemesini kaçınılmaz kılacaktır" iddiasında bulunuldu.

DENETİMLİ SERBESTLİK

Denetimli serbestlik maddesi ile ilgili şu ifadelere yer verildi:

"Özellikle sosyal medyada muhalif görüş açıklayanlar ya da iktidarın uygulamalarına, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına eleştirel yorum yapanlara sıklıkla açılan soruşturma ve davalar neticesinde verilen cezaların büyük bir kısmı artık cezaevlerinde geçirilecektir. Bu maddenin uygulamaya konulması durumunda, şu anda 300 bin civarında olan tutuklu-hükümlü sayısının çok kısa bir zamanda 500 binlere çıkması kaçınılmaz gözükmekte."

TEK TEK AÇIKLADI

MHP Grup Başkanvekili ve teklifin altında imzası olan Muhammed Levent Bülbül, sosyal medya hesabı üzerinden şu paylaşımı yaptı:

1- Kamuoyu tarafından İnfaz Paketi olarak bilinen kanun teklifi 31 Mart 2020 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi imzasıyla Meclis’e sunulmuştur.

2- 2 Nisan 2020 saat 11:00’da Komisyonda başlayan görüşmelerde özellikle HDP sözcülerinin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçların da kapsama alınması yönündeki talepleri, komisyon faaliyetini uzatma ve hatta bloke ederek akamete uğratma teşebbüslerine kadar varmıştır.

3-CHP sözcüsü,paketi desteklediklerini ancak silahlı eyleme katılmamış terör örgütü üyelernin,terör propagandası mahkumlarının,terör örgütüne yardım yataklık yapanların ve TCK 314/3(Devlete Karşı Silahlı İsyan)maddesinden mahkûm olanların da paketten yararlanmasını talep etmiştir

4-İP milletvekilleri, cinsel suçların infaz indiriminden yararlanacağını iddia etmişlerdir. Söz alan uzmanlar, böyle bir durumun olmadığını, cinsel suçlara indirim uygulanmayacağını belirtmişler, sonrasında İP milletvekilleri yapılan izahtan tatmin olup, teşekkür etmişlerdir.

5-Buna rağmen İP Gn. Bşk.tarafından “Kadına şiddet ve çocuk istismarı suçlarının indirimden yararlanacağı”yönünde kara propaganda kampanyası başlatılmıştır.Bu iftiraya karşı MHP ve AK Parti yetkilileri, komisyon tutanakları ile cevap vermiş, İP’in yalanı gözler önüne serilmiştir.

6- Bir defa daha altını çizerek ifade etmek gerekir ki; aşağıda belirtiğimiz suçlardan hüküm giyenler infaz paketinde, infaz sürelerinin indiriminden ve denetimli serbestlik sürelerinin bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıla çıkarılmasından kesinlikle faydalanamayacaklardır.

7-İnfaz Paketinin spekülasyonlardan ve provokasyonlardan uzak olabilmesi için azami gayret gösterilmiş,milli ve toplumsal hassasiyetler azami ölçüde gözetilmiştir.Cezaevlerinin mevcut durumu sürdürüleblir değildir.Birçok risk ve birçok tehlikeli senaryodan bahsedebilmek mümkündür

8- Covid-19 salgın hastalığı ile ortaya çıkan hassasiyetler de göz önüne alındığında, kanun teklifinin ivedilikle yasalaşması, siyasi hesaplaşmalara malzeme yapılmaması ülkemiz ve milletimiz açısından hayati önem arz etmektedir.