A24.com.tr » magazin » Ayşen Gruda ile Müjdat Gezen: Bir zamanlar aşk yaşadık

Ayşen Gruda ile Müjdat Gezen: Bir zamanlar aşk yaşadık

Ayşen Gruda ile Müjdat Gezen: Bir zamanlar aşk yaşadık

Türk sineması ve tiyatrosunun iki büyük mizah ustası Ayşen Gruda ile Müjdat Gezen, Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye röportaj verdi. Usta oyuncular bir zamanlar aşk yaşadıklarını itiraf etti.

Yıl, 1963... Yer, Muammer Karaca Tiyatrosu... ‘Şeş Beş’ oyunu için oradasınız... Birbirinizi ilk kez gördüğünüz an?

Ayşen Gruda: “Ne komik adam ya!” dedim.

Müjdat Gezen: Ben de “Ne güzel bir kız” diye düşündüm.

Müjdat Bey, 13 yıl önce hayatınızı anlatan bir kitap yazdınız. Ve eski aşklarınızdan birini ‘G.A’ kod adıyla verdiniz. Onun Ayşen Gruda olduğu iddia edilmişti o dönem... Siz gerçekten aşk yaşadınız mı?

Müjdat Gezen: Evet. Eh nişanlandık da sayılır aslında...

Sonra ne oldu?

Müjdat Gezen: Ne olacak, askerdeyken Ayşen’e sinirlenip alyansı helaya attım (gülüyor).

Adım adım gidelim... Nasıl başladı aşk?

Ayşen Gruda: Dur Müjdat ben anlatacağım bu kısmı. Biz 1963’te tanıştık ve bir sene aynı oyunda oynadık. Ama arkadaşız yani... Sonra Müjdat askerlik için İskenderun’a gitti. Daha dün gibi hatırlıyorum; Saraçhane’de, yolda yürüyorum, Müjdat asker iznine gelmiş. Arkamdan “Deli, deli!” diye bağırıyor. “Bir yerde çay var, gidelim mi” diye teklif etti. E gidiş, o gidiş... Flörte başladık Hakancığım. Sonra izni bitti ve askere döndü. Bir görsen, bana kilolarca aşk mektubu yazardı.

Müjdat Gezen: Ama bunun karşılığında ne oldu? Bir gün Ayşen bana, “Ben başkasıyla evleniyorum” dedi!

BİZİM AŞKIMIZIN YÜZDE 90’I MEKTUPTU

İlişkinin en derin yerinde neden terk ettiniz Müjdat Bey’i?

Ayşen Gruda: İntikam için! Aslında, çocukça bir şey diyeyim. Bu yine askerden izne geldi; ‘Yasak Sokaklar’ isminde bir film çekiliyor ve Müjdat da orada asistan. Bir gün baktım ki filmde oynayan Pervin Par’ın kirpiğini takmış, kıyafetlerini giymiş, taklitler yapıyor. Çok sinirlendim. Neden başkasının elbiselerini değil de Pervin’inkileri giyiyor diye...

Müjdat Gezen: Pervin’e de Allah rahmet eylesin!

Ayşen Gruda: Ay ay, öldü mü Pervin Par?

Müjdat Gezen: Evet.

Ayşen Gruda: Güzel kadındı... Neyse hikâyeye döneyim; bu duruma ben çok kızdım. Üst kata çıktım, ağladım, ağladım... Hatta oyuncu arkadaşlar “Müjdat’ı dövelim mi” dediler. İstemedim tabii. O yeniden askere gittikten sonra ben de evlenmeye karar verdim. Bunu duyan Müjdat, bana okkalı bir mektup yazdı. Zaten bizim aşkımızın yüzde 90’ı mektuptu.

ÇAPKINDIM AMA GÖZLERİM FILDIR FILDIR DEĞİLDİ

Hiç mi temas olmamıştı aranızda?

Ayşen Gruda: Aa daha neler!

Müjdat Gezen: Yalnız bir şey söyleyeyim; Ayşen’in bende bikinili fotoğrafları vardı. Foto Esmer’de çekilmiş.... Askerdeyken göndermişti, jest olsun diye (gülüyorlar).

Çapkın mıydınız?

Ayşen Gruda: Çapkındım ama gözlerim fıldır fıldır değildi. Hayatımda biri varken hayatımda sadece o vardır. Benim için önemli olan cerbeze...

Nedir o?

Ayşen Gruda: Beni güldürebilen erkeği severim. Kabak gibi oturanı sevmem.

Daha sonra birçok projede birlikte rol aldınız. Birbirinize karşı bir daha bir şey hissetmediniz mi?

Ayşen Gruda: Ay tutturdun be aşk aşk! Bizi burada evlendireceksin! Biz çok iyi arkadaş olduk. Müjdat da evlendi. Aramızda ne kin ne de nefret kaldı.

Birbirinizi nasıl anlatırsınız?

Müjdat Gezen: Bütün kadın komedyenlerle çalıştım. Ama Ayşen kadar yaratıcı olana rastlamadım. Çok iyi dostuz. İş yoksa bile hâlâ geceleri telefonlaşır, sanat ve Türkiye meselelerini konuşuruz.

Ayşen Gruda: Müjdat’ın insanlara belli etmeden yardımcı olan bir tarafı var. Herkesin burun kıvırabileceği oyunculara daima rol vermiştir. Mesela Lale Oraloğlu... Ne güzel oldu, bir oyunda oynadı.

Kimsenin bilmediği bir anınız var mı?

Müjdat Gezen: Bu anlattıklarımızı zaten ilk kez paylaştık ama bir şey daha var: Yıllar önce ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ oynuyoruz. Kamer Genç, o dönem çapkınlık yaparken yakalanıyor ve gazetecilerin “Neredeydiniz” sorusuna “Çiçek suluyordum” diyor. O sırada Ayşen’le Ateşböceği Ercan karı-kocayı oynuyorlar. Ayşen oyunda kocasına “Neredesin” diye soruyor, Ercan da doğaçlama olarak “Çiçek sulamaya gittim” diye cevap veriyor. Ortalık yıkılıyor. Ayşen buna cevap veremedi ya, uykuları kaçıyor. Ertesi gün Ercan yine “Çiçek suluyordum” deyince Ayşen lafı yapıştırıyor: “Sen önce evdeki çiçekleri sula! Ayrıca sen çiçek sulayamazsın çünkü hortumun kısa.” Ayşen bu kadar güçlü bir oyuncu işte...

Hababam Sınıfı’ ve ‘Gırgıriye’ hâlâ büyük bir beğeniyle izleniyor. O günlere özlem duyuyoruz... Şimdilerde eksik olan ne?

Müjdat Gezen: Tutmuş bütün Türk filmlerine bak, hepsinin hikâyesi çok sağlamdı. Çok bizden hikâyelerdi.

Yıllardır sahnelerdesiniz, Türkiye’yi gözlemliyor ve mizah yapıyorsunuz. Sizce neleri kaybettik?

Müjdat Gezen: Merhametimiz, sevgimiz, saygımız azaldı. Kimyamız bozuldu. Neye sevinip neye üzüleceğimizi şaşırır olduk.

Ayşen Gruda: Buna da ‘anomali’ deniyor. Yani bireyde ve toplumda değerlerin çökmesi. Bundan sonraki kuşakların işi daha zor.

Peki o zamanlara ait mahalle kültürümüze ne oldu?

Müjdat Gezen: Mahalleler artık yok.

Ayşen Gruda: Evet. Arsa kalmadı. Şu hayatta arsa kadar önemli bir şey var mı? Bu yüzden mahalle kültürü denen şey de kalmıyor. Yeni nesil çitlembik nedir onu bile bilmiyor. Biz çitlembik ağaçlarının tepesinde büyümüştük. O nasıl bir mutluluktur...

Müjdat Gezen: Geçen gün, oyun provasında çocuklara “Gül şurubu nedir” diye sordum. Hiçbiri bilemedi.

Ayşen Gruda: Şimdikiler bir koladır tutturmuş gidiyor.

Yeni neslin hiç mi elle tutulur yanı yok?

Ayşen Gruda: Olur mu? Şimdiki kuşak dünyayı biliyor. Bizim de eksiğimiz oydu.

Müjdat Gezen: Bizde bilgisayarlar falan yoktu ama çok kitap okurduk. O büyük zenginlikti. Kitaplar sığınılacak limandı. Benim tuvalette bile kitabım vardır.

BİZİM YÜREĞİMİZ ZENGİN

Neredeyse her gün bir filminiz televizyonda gösteriliyor. Telif alıyor musunuz?

Müjdat Gezen: Hayır. Hatta mesela ben ‘Gırgıriye’ gibi yazdığım işler için de bir şey almıyorum.

Hakkınızın yendiğini düşünüyor musunuz?

Ayşen Gruda: Tabii... Kanalların bana trilyonlarla borcu var. Ama bizim yüreğimiz zengin. Standartlarımız zaten kötü değil. Çocuklarımız, torunlarımız var. İkimizin de kızları arkadaş, daha nasıl bir zenginlik olabilir?

Ama günümüzde oyuncular bölüm başına yüzbinlerce lira alıyor... Bakınca “Ne şanssızmışız” diyor musunuz?

Ayşen Gruda: Sabahlara kadar çalışıyorlar, alsınlar. Biz de öyle çalışırdık. Mesela bir yılbaşı gecesi saat 22.30 olmuş, biz hâlâ ‘Gırgıriye’ çekiyorduk.

Müjdat Gezen: Ayşen ya, o çekimdeki ayılardan biri Gülşen’e eliyle hareket yapmıştı, hatırladın mı? Türker Abi (İnanoğlu) de küfrederek ayıyla kavgaya girişmişti. Neyse, bizim zamanımızda fukaralık çoktu. Bir gün sete ekmek arası geldi. İçine bir baktım, pilav var... Herhalde döner düştü diye yerlere bakınıyorum. Yapımcı “İdare edin” dedi. Ama çok eğlenirdik. Bu nesil de çile çekiyor. Bu mesleği yapanlar çile çekmesin.

Şimdiki nesil için şöhret olmak daha mı kolay, daha mı zor?

Müjdat Gezen: Kritik bir soru. İki cevap var. Birincisi; daha kolay çünkü bir sürü kanal var ve oraya çıkıyorsun, beş bölüm sonra hayranların oluyor. İkincisi; daha zor çünkü oyuncu sayısı çok daha fazla.

Peki eskilerden en çok kimleri özlüyorsunuz?

Müjdat Gezen: Annem “Ölmüş kişilerin ardından özlüyorum deme, Allah’ın gücüne gider” derdi ama Tarık’ı (Akan) gerçekten çok özlüyorum. Levent Kırca, Zeki Alasya, Savaş Dinçel...

Ayşen Gruda: Adile Naşit. Altlı üstlü otururduk. Hâlâ ayak seslerini duyduğumu zannediyorum. Hepsinin kaybından sonra canımız çok yandı.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

 

YORUMLAR
  2018 Grammy Ödülleri adayları belli oldu! (60. Grammy Ödülleri aday listesi!)
2018 Grammy Ödülleri adayları belli oldu! (60. Grammy Ödülleri aday listesi!)