Saat: 08:01

UEFA Uluslar Ligi başlaması ile insanlar bu ligin statüsünü ve kuralalrını merak etmeye başladı işte tüm ayrıntıları ile Avrupa Liginin detayları...
UEFA’nın 55 üye ülkesinin de katılacağı Uluslar Ligi dört ligden oluşuyor. A, B, C, D olarak ayırılan liglerdeki ülkelerin ayrımı UEFA katsayılarına göre yapıldı. A liginde en iyi on iki, B liginde sonraki on iki, C liginde on beş, D liginde ise on altı takım mücadele edecek. A ve B ligleri üç takımlı dört gruptan; C grubu bir tane üç, üç tane de dört takımlı gruptan; D grubu ise dört takımlı dört gruptan oluşacak. Yani toplamda 16 grup olacak. Her gruptaki takım, birbiriyle iki kez karşılaşacak. Maçlar da Eylül-Kasım 2018’de oynanacak.
Peki bu takımlar neden karşılaşacak? Bu format neden getirildi? Futbolda uluslararası müsabakalar fazla rağbet görmediğinden – ki buna sadece hazırlıklar değil elemeler de dahil – UEFA seyirci çekebilmek, Avrupa’da uluslararası futbola ilgiyi çekebilmek için bu formatı buldu. Peki ya bu format beraberinde neleri getirecek? Neler vaat ediyor? Ve neden seyirciler bu turnuvayı umursamalı?
1) Hazırlık Maçlarına Elveda
Zaten keyifsiz olan milli arayı daha da keyifsiz kılan şey uluslararası hazırlık maçlarıydı. Sadece seyirciler değil, oyuncularında bundan pek keyif aldığı söylenemez. Gerek sakatlanmamak, gerekse maçın ülke puanı hariç fazla bir şey ifade etmemesinden ötürü maçlar temposuz ve sıkıcı geçerdi. İşte bu maçların yerini Uluslar Ligi alacak. Hazırlık maçları belki tamamen bitmeyecek ama oldukça azalacak çünkü bu turnuva ile Avrupa’nın uluslararası fikstürü bir hayli sıkışıyor. Uluslar Ligi Eylül-Ekim ayları arasında süreceğinden, EURO 2020 elemeleri Mart 2019’da başlayacak.
2) Avrupa Şampiyonası ve Uluslar Ligi
Az önce kaç ligde, kaç takımlı kaç grup olduğu kafanızı mı karıştırdı? O zaman hazırlanın çünkü kafanız daha da karışacak çünkü Avrupa Şampiyonası’na gitmenin bir başka yolu Uluslar Ligi’nden geçiyor ve bu tüm hesapları bir kez daha alt üst etti.
Avrupa Şampiyonası’na katılacak sayısı 16’dan 24’e yükseldiğinde en iyi üçüncülük kavramı çıktı. Yani dokuz gruptaki en iyi üçüncü de direkt olarak katılırken, diğer sekiz üçüncüden dört tanesi play-off yoluyla turnuva biletini alacaktı. En iyi üçüncülük de bize yaramıştı. Bakalım Uluslar Ligi öyle olacak mı? Tabi bu sefer o kadar da kolay değil.
UEFA, Uluslar Ligi hazırlık maçlarından farklı, amacı olsun diye ucuna bir ödül de koymuş durumda. Her ligdeki grup liderleri daha sonra birbirleriyle yüzleşecek. Böylelikle her ligdeki dört grubun liderleri tek ayaklı yarı final ve final ile EURO’ya katılım biletini kapabilecek. Yani EURO 2020’de yer alacak 24 takımın dört tanesi bu turnuvadan play-off bileti alacak. Yani bu sefer en iyi üçüncü değil, B liginin en iyisi olmamız gerekecek.
3) Aman Hocam Küme Düştük!
Hayır, yanlış duymadınız. Gerçekten milli takım olarak küme düşebilirsiniz! Sadece ucunda bir ödül olduğunu mu sandınız? Aslında ucunda bir başka ödül daha var ancak sıra bir nevi “cezada”. Bu liglerin katsayılarla oluştuğunu söylemiştik. 2018 Dünya Kupası Elemeleri‘nin ardından Avrupa takımlarının katsayıları ile ligler oluşturuldu ve bir daha katsayılar kullanılmayacak. Çünkü bu noktadan itibaren takımlar kaderlerini kendilerini belirleyecek – tabi format devam ederse. Bulunduğu ligdeki grupların liderleri, üst lige çıkacak. Yani B, C, D liglerindeki grupların liderleri bir üst lige çıkacak. Peki ya grupların sonuncuları? Onlar da alt lige düşecek. Kim bilir, bu sistemden sonra belki de Yılmaz Vural hayallerini süsleyen bu göreve getirilir!
4) Tarih Yazmak
Bu turnuva tarihe geçecek mi bilinmez? Belki bir kez yapılacak ve yerine başka format getirilecek, belki de hem seyirciler hem de takımlar tarafından sevilecek. Bunu birkaç yıl sonra göreceğiz ancak bu turnuvanın kazananı tarih yazacak. Evet, kazananı. Az önce ligler arası geçişin küme düşme ve yükselme ile mümkün olduğunu belirtmiştik. Peki ya A ligindekiler? Sadece küme mi düşecekler? Hayır. A ligindeki dört grubun liderleri, 5-9 Haziran 2019 tarihleri arasında birbirleriyle karşılaşacak. Katılacak dört takımın arasından bir ev sahibi seçilecek ve iki yarı final, bir de final karşılaşması oynanacak. Kazanan da 24 Ocak 2018’deki Uluslar Ligi kura çekiminde tanıtılacak turnuvayı müzesine götürecek. Yani bir ilki başaracak. Almanya? İspanya? Belki de İngilizler finalde penaltıları kazanıp kupayı götürür? İşte bu gerçekten tarih yazmak olur.
5) Hem Keyif, Hem Fırsat
Açık konuşalım, elemelerin hoşumuza gitmemesinin sebebi rekabetin az olması. Elbette arada sürprizler oluyor ancak çoğu grupta beklenen oluyor ve karşılaşmalar ‘torba’ sisteminden ötürü keyif vermiyor. İki dev ekibin karşılaşmasını nadiren görebiliyoruz – ki özellikle Dünya Kupası elemelerinde diğer takım üzücü bir şekilde play-off’un yolunu tutuyor. Durum böyle olunca da kimse izlemiyor. Ne UEFA, ne maçı yayınlayan kuruluşlar, ne de seyirci bir şey kazanmıyor. Ancak bu durum Uluslar Ligi ile değişiyor. Çünkü her ligde birbirinin ayarında takımlar mevcut. Grupların çekilmesine yaklaşık üç ay olsa da ligler belli oldu. A ligine bakarsanız Dünya Kupası seviyesinde karşılaşmalar hayallerinizi şimdiden süsleyebilir. Belçika’nın hücum gücü Buffon’u geçebilecek mi? Hangi altın jenerasyon? Fransa mı, Almanya mı? Yoksa sürpriz yapabilecek Belçika mı? Yoksa Lewandowski sivrilip, her bir dev ülkenin arasından ülkesini zirveye taşıyabilecek mi?
Diğer ligler o kadar keyifli görünmeyebilir. Elbette her maçın kötü olacağını ve hiçbir maçın kaliteli olmayacağını söylemiyoruz ama A ligine göre sönük kalıyorlar. Tabi play-off biletini saymazsak. İlk lig her ne kadar biz seyirciler için keyifse, diğer ligler de diğer takımlar için eşsiz bir fırsat. A liginden Hollanda hariç tüm takımlar Euro 2016’ya katıldı. Yani diğer 43 takımdan yalnızca 13 tanesi turnuvada boy gösterebildi. Dünya Kupası elemelerinden ise yine Hollanda hariç A liginden her takım grubunu ilk ikide bitirdi. Yani diğer gruptaki ülkeler için – özellikle D grubu – büyük bir fırsat. Kim bilir, belki San Marino 8 maç sürpriz yapıp ve kendisini Avrupa Şampiyonası’nda bulur?
6) Farklı Karşılaşmalar
Liglerdeki her ülke birbirine coğrafi ya da kültürel olarak yakın değil. Hatta bazılarının futbolda yolları fazla kesişmemiş bile, örneğin Galler ile en son 1997’de karşılaşmışız. Elbette birbirine coğrafi, kültürel ya da futbol tarihi olarak yakın eşleşmeler de olabilir: Fransa-İngiltere, İngiltere-Almanya, Sırbistan-Arnavutluk, İspanya-Portekiz… Ancak birbirinden farklı karşılaşmaların olma ihtimali futbolseverleri heyecanlandırıyor. Tabi olası bir Andorra-Malta maçını kaç kişinin izleyeceği, kaç kanalın yayınlayacağı bilinmez.
Kaynak:fourfourtwo