A24.com.tr » gündem » AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)

- "(Kobani eylemleri soruşturması) Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman deniliyor ki, 'Türkiye'de siyasal katılma yolları kapatılıyor.' Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek bir siyasal katılma yoludur? Bu nasıl bir zavallılıktır?" - "Kobani olayları denilen Türkiye'de 6-7 Ekim'de gerçekleşen bu olaylar, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına düşmanlık eden bir mekanizmanın ve zihniyetin o zaman yaptığı çağrılar ile gerçekleşti. Tabii ki bunun bir karşılığı olacak ama o suçu kimler işledi, o karşılığı kimler görecek buna yargı karar verecek" - "(ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Yunanistan ve GKRY ziyareti) Sadece Rum Kesimine giderek, Türk kesimine uğramayarak gerekse Yunanistan'a bir ay içinde iki kez ziyaret ederek, tarafgir olduğuna dair mesajlar vererek hem tarafsızlığını kaybediyor, hem de bu sorunun çözümüne pozitif bir katkı sağlamamış oluyor" - "Ermenistan tarafı panik içinde. Saflarında savaşan paralı askerler olduğu ve PKK unsurlarıyla yakın bağlantıları olduğu ortaya çıkıyor. Ermenistan Başbakanı bunu örtbas etmek için Türkiye'nin oraya cihatçı gruplar gönderdiğini söylüyor. Halbuki oraya yabancı unsurları getiren Ermenistan'dır"

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kobani eylemleriyle ilgili soruşturmaya ilişkin, "Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman deniliyor ki, 'Türkiye'de siyasal katılma yolları kapatılıyor.' Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek bir siyasal katılma yoludur? Bu nasıl bir zavallılıktır?" dedi.

Çelik, Parti Genel Merkezi'ndeki, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı Kobani soruşturmasının hemen ardından özellikle bazı muhalefet partilerinin takındığı tavır ve HDP'ye verdikleri açık destek konusundaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine Çelik, soruşturmanın hangi olaylar hakkında olduğunu hatırlamak gerektiğini belirtti.

Çelik, 6 Ekim'den itibaren bazı siyasilerin çağrısı üzerine Diyarbakır'da, 7-8 Ekim'de Türkiye genelinde olaylar başladığını anımsattı.

Açık bir isyan çağrısıyla 37 vatandaşın hayatını kaybettiğini ifade eden Çelik, o dönemde hangi siyasilerin bu vahşi eylemler olurken nasıl bir teşvik dili kullandığının kayıtlarda durduğunu belirtti.

Eylemlerde 326'sı güvenlik görevlisi olmak üzere 761 vatandaşın yaralandığını anlatan Çelik, o zaman Kobani için "düştü düşecek" denildiğini hatırlattı. Çelik, "Eğer Türkiye Kobani'ye destek vermeseydi, bir günde 100 bin Kürt kardeşimizi Türkiye'ye almasaydı orada çok ağır bir katliam gerçekleşecekti." diye konuştu.

Suriye ya da Irak içindeki Kürt unsurlardan Kobani Kürtlerine yardım etmeye çalışan Kürtleri PKK'nın engellediğini ifade eden Çelik, "Niye? Kobani'de bir katliam olsun. Ne kadar Kürt ölürse ölsün ama yeter ki PKK'nın propagandası yapılsın diye." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Kobani'ye yardım kanalı açıldığını, bir günde 100 bin Kürt'ün Türkiye'yi alındığını belirtti. Bunun kolay bir mesele olmadığını dile getiren Çelik, güvenlik kayıplarının önüne geçilerek insani sebeplerle Türkiye'nin Kürtlerin canını kurtardığını ifade etti. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buna karşılık burada sözde bunun siyasetini yapıyorum diyenlerse isyan çağrısı yaparak 37 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine 763 vatandaşımızın yaralanmasına yol açtı. Olaylar 35 ilde 96 ilçede ve 131 yerleşim merkezinde meydana geldi. 25 alıkoyma, 395 hırsızlık, 15 yağma, bir sürü konut dokunulmazlığını ihlal, devlet kurumlarının yıkılması ve zarara uğratılması gibi bir sürü şeyle karşılaştık. Şimdi bunlar soruşturulmasın mı? Bunların üstüne gidilmesin mi?

Diyorlar ki, bu kadar zaman geçtikten sonra bu niye yapılıyor? O, yargının bileceği iş. Yargı diyor ki, ben çeşitli soruşturmalar sonucunda yeni delillere ulaştım ve bu konuyu soruşturuyorum. Sonuç itibarıyla tek tek biz dosyaları bilemeyiz, tek tek kişilerin durumunu bilemeyiz. Ama Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık ifadeleriyle o ifadeler de ortadadır, 'PKK terör örgütü değildir, PKK'ya sırtımızı dayıyoruz' diyenler, yani Türkiye'deki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını öldüren bir terör örgütünü kutsamaya çalışanlar o gün açıkça isyan çağrısı yaptılar. İnsanların öldürülmesine ve sokakların yağmalanmasına yol açan çağrılarda bulundular. Bu, dünyanın her yerinde suçtur."

- "İhanet, 'PKK terör örgütü değildir' diyenlerden çıkıyor"

Çelik, hangi dosyanın içinde ne bulunduğuna ve hangi kişinin durumunun ne olduğuna karar verecek olanın yargı olduğunu vurguladı.

Yargısal sürecin, soruşturma sürecinin hukuka uygun şekilde sürdüğünü belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman deniliyor ki, 'Türkiye'de siyasal katılma yolları kapatılıyor.' Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek bir siyasal katılma yoludur? Bu nasıl bir zavallılıktır? Siyasal katılma yolları ve demokratik zeminler esasında demokrasiyi güçlendirmek ve teröre karşı olmak için kullanılır. Fakat öylesine ezik, öylesine zavallı bir mantık var ki demokrasi, hukuk devleti diyor bütün bu kavramları kullanıyor ondan sonra teröre destek veriyor. 'PKK terör örgütü değildir' diyor 'PKK'ya biz sırtımızı dayamışız' diyor. 'PKK terör örgütü değildir' cümlesini birisi kullandığı andan itibaren demokratik alanın da hukuk alanın da dışına çıkmıştır. 'PKK terör örgütü değildir' diyen birisi doğrudan Türkiye'deki demokratik toplum düzenine ve hukuk devleti düzenine karşı bir sabotaj içerisindedir. Bu kadar net. Bunun tersini söyleyen varsa onunla aynı demokrasi anlayışında olmadığımız açıktır."

Çelik, Türkiye'ye ihanetin de Kürt vatandaşlarına ihanetin de "PKK terör örgütü değildir." diyenlerden çıktığını belirtti.

Siyasal katılma yolunun mantığının demokrasiyi, hukuk devletini güçlendirmek için olduğunu dile getiren Çelik, canını kaybeden 37 vatandaşın, Türkiye'nin demokratik toplum düzenine, kamu düzenine karşı yapılan isyan çağrılarının soruşturulacağını söyledi.

Çelik, şunları kaydetti:

"Tutuklamaları eleştireceğim diye birtakım siyasi sinyal mekanizmaları kuracağım diye Kobani olaylarındaki hayatını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımızın Türkiye'ye verilen zararın unutturulması gibi bir şeye müsaade etmeyiz. Biz kimin suçlu kimin suçsuz olduğuna karar verecek değiliz. Kobani olayları denilen Türkiye'de 6-7 Ekim'de gerçekleşen bu olaylar, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına düşmanlık eden bir mekanizmanın ve zihniyetin o zaman yaptığı çağrılar ile gerçekleşti. Tabii ki bunun bir karşılığı olacak ama o suçu kimler işledi o karşılığı kimler görecek buna yargı karar verecek."

- "Soğukkanlılığını kaybeden taraf Türkiye değil, Yunanistan tarafı"

Türkiye'nin Azerbaycan'a desteğinin askeri mühimmat ve asker gönderimi şeklinde mi olacağı yolundaki soru üzerine Çelik, ayrıntı ve detayına girmeden, iki devlet tek millet olarak Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi.

Çelik, bugüne kadar ilk defa kürsüde hem Türk hem de Azeri bayraklarının bulunduğuna dikkati çekerek, "Bunun bir anlamı var. Bu anlamı herkes bilir. Destek şu mekanizmayla olacak, bu mekanizmayla olacak, şu unsurlarla olacak gibisinden ayrıntıya girmeye gerek yok. Zaten askeri işbirliğimiz var, zaten diğer alanlarda işbirliğimiz var. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü, kendi toprak bütünlüğümüz kadar hassasiyetle savunuyoruz. Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkına kendi hakkımız olarak sahipleniyoruz." ifadelerini kullandı.

Çelik, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Yunanistan ziyareti sırasında yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Pompeo'dan beklemediğimiz, tarafsızlığını kaybettiğini gösteren bir açıklama. Soğukkanlılığını kaybeden taraf Türkiye değil, Yunanistan tarafı. Meis adasına gelip provakasyon yapan onların Cumhurbaşkanı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına en çirkin ifadelerle saldıranlar onların medyası. Miçotakis'in ve Yunan Dışişleri Bakanının yaptığı konuşmaların bir başbakana, bir dışişleri bakanına yakışmayacak üslupta olduğunu, tam tersine Türkiye'yi fiili durumla karşı karşı bırakmak isteyen aşırı sağcı bir dil kullandıklarını biliyoruz."

Pompeo'nun kurduğu cümlenin yanlış olduğunu dile getiren Çelik, "Burada kurulması gereken cümle, 'Türkiye'nin bu konuda gösterdiği diplomatik yaklaşıma ve soğukkanlılığına teşekkür ediyoruz, Yunanistan'dan da bunu bekliyoruz' demek şeklinde olmalıydı." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ile ABD'nin müttefik iki ülke olduğunu anımsatan Çelik, "Akdeniz'deki barışı önemsiyoruz, dünyanın çeşitli yerlerinde ortak misyonlarımız var. Sadece Rum kesimine giderek, Türk kesimine uğramayarak, gerekse Yunanistan'a bir ay içinde iki kez ziyaret ederek, tarafgir olduğuna dair mesajlar vererek hem tarafsızlığını kaybediyor, hem de bu sorunun çözümüne pozitif bir katkı sağlamamış oluyor. Umarım Sayın Pompeo ve ABD makamları kısa zamanda bu pozisyonlarını değiştirirler." ifadelerini kullandı.

- "Ermenistan tarafı panik içinde"

Ermenistan Dışişleri Bakanının Ermenistan'a ait bir uçağın Türk F-16'sı tarafından düşürüldüğü ve Türkiye'nin bölgede cihatçıları gönderdiği yolundaki iddialarının sorulması üzerine Çelik, şöyle devam etti:

"Ermenistan tarafı panik içinde. Ermenistan saflarında savaşan paralı askerler olduğu ve PKK unsurlarıyla yakın bağları olduğu ortaya çıkıyor. Ermenistan Başbakanı bunu örtbas etmek için Türkiye'nin oraya cihatçı gruplar gönderdiğini söylüyor. Halbuki oraya yabancı unsurları getiren Ermenistan'ın kendisidir. Maalesef bu yalana da dünyada kimse inanmadı, Türkiye'de tek CHP'li bir yetkili hariç kimse itibar etmedi. Burada bir suçluluk durumu örtbas etme var."

Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın olayın başından beri dünyadaki herkesi arayıp Türkiye'nin faaliyetlerine karşı herkesi kışkırttığını kaydeden Çelik, şunları söyledi:

"Orada Azerbaycan toprağını işgal eden kendisi değilmiş gibi, bütün bir şeyini Türkiye üzerinden kuruyor. Türkiye'nin bir F-16'sının Ermenistan'ın bir savaş uçağını düşürdüğünü yaydılar. Bu tamamen yalandır. Böyle bir olay olmadı. Bütün bunları niye yayıyor? Kendi saldırganlığını örtbas edip Türkiye ile ilgili bir kara propaganda şemsiyesi oluşturup asıl gündemi örtmek için bunu yapmaya çalışıyor. Bu da nettir. Oraya paralı asker götüren başka unsunlarla bağlantı olarak orada faaliyet yürüten, insanlık suçu işleyen, uluslararası hukuku ihlal eden, 1949 Cenevre sözleşmesini ihlal eden Ermenistan olduğu için bu tip bir propaganda içine giriyor."

(Bitti)


YORUMLAR
  Toplu taşımayı tercih eden ünlü isimler...
Toplu taşımayı tercih eden ünlü isimler...