18.12.2014 / 11:57

Abdullah AYAN

Yolsuzluk endeksinin neresindeyiz?

Uluslararası şeffaflık örgütü diye evrensel kabul edilen bir kuruluş var bu kuruluş gerek Birleşmiş Milletler gerek OECD verilerini işin içine katarak tüm ülkelerin yolsuzluk algısını bir endeksle ölçüyor ve endeksi her yıl bir rapor halinde yayınlıyor.

 Şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi günümüzde önem kazanan değerler yanında yolsuzluk algısı sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan önemli bir kriter.
Önemli çünkü, küresel yatırımcı bir ülkeye yatırıma giderken bu yolsuzluk algısının göstergesi olan endekse bakıp karar veriyor.
Kısaca yatırım yapılabilir ülke olma özelliğini yitirmeniz yetmiyor, sözünü ettiğim endeks dış borçlanma faizlerinizi bile etkiliyor. Bir başka ifadeyle anlatayım: İste uzun vadeli yatırım anlamına gelen yatırımcı ister tesis, ister kısa vadeli borç vermek üzere para getirirken ülkenizin yolsuzluk notuna bakıyor, bu not aynı zamanda dış borçlanma maliyetini yani faizi belirleyen riski de etkiliyor.

Uluslararası şeffaflık örgütü (UŞÖ) 20 yıldır ölçüyor endeksi ve 1995’ ten beri bu konuda tüm ülkelere ayna tutan raporlar yayınlıyor.
Raporların sonuncusu Aralık 2014’ te yayınlandı. 20 yıllık tüm raporlara bakıldığında Türkiye’ nin durumunu bir cümleyle özetlemek mümkün: “az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, bir de baktık ki arpa boyu yol gitmişiz”
Aslında 2014 raporu olmasa geçerliliği olacak bu benzetme bile son bir yılda uğradığımız dibe vuruş nedeniyle hayal olmuş görünüyor.
20 yıldır tüm ülkeler arasında orta altı yerlerde dolaşıp duran, yolsuzluğun stabilize olduğu bir yerdeyken son bir yılda dünyada en hızlı düşüş kaydeden ve 5 puan birden yitirerek kör kuyulara yuvarlanan bir Türkiye algısı var ortada.
Ne şeffaf olabilmiş ne de içine tam olarak kapanmış halde 20 yıldır endeksin orta ve orta altı kategorisinde yer alan Türkiye için 2014 sonunda varılan durak hiç te iç açıcı değil.
İlk ölçümün yapıldığı 1995’ te 100 üzerinden (100 ideal şeffaflık anlamına geliyor) 42 puana sahip Türkiye 2001 krizinin ardından dibe vurup 32 puana kadar geriler. Kara tablo 2003, 2004 te de etkisini sürdürür. 3 yıl boyunca bu 31-32 bandında dolaşıp duran bir ülke…
Karamsarlığın doruğa çıktığı günlerde sihirli değnek anlamına gelen AB süreciyle başlayan değişim 2004’ te hız kazanır. Bilgi Edinme Yasası, AB kriterlerinin dayattığı benzer yasal düzenlemeler vs. derken dibe vuran endeks yönünü yukarı çevirir. 2005’ te 36’ ya çıkarak başlayan iyileşme trendi biraz daha yükselip önce 40’a 2008’ de 45 puana dayanır.
Uluslararası kabul edilir en düşük geçerli not olan 50’ ye erişmek ancak 2012-2013 döneminde mümkün olacaktır.
Ya sonra?
Sonrası gerçekten hayal kırıklığı…
2013 Aralık ayında ortalığa dökülen iddialarla başlayan süreç 2014’ te Türkiye’ nin dünyadaki en sert düşüşle karşılaşmasına yol açar.
Çin, Angola, Ruanda gibi ülkelerin 4 puan gerilediği bu son yılda ülke 5 puan düşüşle, o ortalama öğrencinin sınıf geçme notu olan 50’ yi mumla arayacak aralığa 45 bandına döner.
Araf çizgisi diye de tarif edeceğim bu notun daha acıklı tanımı şu: 175 ülke arasında 53. Sırada yer alan ve bu yeri itibariyle de zaten sıkıntıda olan Türkiye tam 16 basamak birden inip 69’ luğa iner.
Bir taraftan dünyanın en büyük 10 ekonomisi iddiasına, bu 69. Sırasıyla da iç karartan bir tabloya sahip med cezirler yaşayan ülke…
Yukarıda değindiğim gibi başdöndüren düşüşün önemli faktörü elbette 17 Aralıkla gelen ve sonra üstü örtülmeye çalışılıyor algısıyla tüm olumlu havayı kara kışa döndüren gelişmeler.
Ama sorun bundan ibaret değil.
Değil çünkü, lokal olarak Türkiye’ ye özgü lokal bir sorun olmaktan çıkıyor yolsuzluk algısı ve tüm gelişmekte olan ülkeleri sarıp sarmalayan bulaşıcı bir virüse dönüşme istidadı taşıyor.
Örneğin yolsuzluk için en ağır cezaları öngören, yolsuzluğa bulaşmanın enseye sıkılan kurşunla cezalandırıldığı Çin’ in son üç yıldır 39 olan ülke puanı 2014’ te 36’ ya gerilemiş. Daha anlaşılır biçimde anlatayım: Bugün itibariyle 2014’ ü dünyanın en büyük ekonomisi payesiyle taçlandıracak olan Çin yolsuzluk sıralamasında 104. Sırada…
Stratejik ortaklıklara soyunduğumuz Putin Rusya’ nın durumu daha da vahim. Zaten yeterince kötü 28 olan puanını bu yıl 27’ ye düşüren Rusya dünya klasmanının neresinde mi? 136. Lıkta ve esamisi bilinmez nice Afrika ülkesinin bile altında.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü sadece yolsuzluk endeksi yayınlamıyor, her ülkeyi ayrı ayrı değerlendirdiği ve şifa niyetine çözüm reçetelerini önerdiği raporlarla içini dolduruyor endeksin.
Türkiye’ ye bu kara tabloyu tersine çevireceği öneriler neler mi?
Aslında çok basit ve hepimizin anlayacağı, yıllardır artık dinlemekten bıktığımız bir reçete var önümüzde. İşte UŞÖ’ nün 5 maddelik diyet! Paketi:
-Siyasilerden başlayarak mal varlıklarının kamuoyuna açıklanması,
-Siyasi etik yasasının bir an önce hayata geçirilmesi,
-Dokunulmazlıkların kaldırılması,
-Siyasetin finansmanının şeffaf hale getirilmesi ve herkesin erişimine açılması,
-Seçimlerin şeffaflıkla izlenmesi ve denetlenmesi
Aslında önerileri yerine getirmek hiç zor değil, Mecliste temsil edilen partiler elbette başta iktidar olmak üzere bu alanda bir irade ortaya koysa, bir günde yasalaşıp hayata geçecek, hepsi de makul ve tüm vatandaşların gönlünden geçen basit, makul, kabul edilebilir, uygulanabilir kriterler bunlar…
Bu kadar basitse neden gerekli adımı atmıyoruz? Dediğinizi, en acımasız soruyu dilendirdiğinizi duyar gibiyim…
Sorunuza bir soruyla da ben cevap verip noktalayayım:
Siyasetin şeffaflaşması, siyasinin hesap vermesi sonunda neyi getirir?
O gelecek şeffaflığın dağıttığı bulut kimin işine gelir, o ışık kimi kör eder?

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar