14.08.2017 / 10:27

Abdullah AYAN

Mersin limanında bir milyar dolar kimin cebine nasıl gitti?

Genel olarak özelleştirme dediğimiz model tüm dünyada uygulanmaya başlanırken bazı ilkeler koyulmuş ve küresel anlamda bu kuralların işleyişine dikkat edilmiştir.

 Bu alanda en önemli ilke, devletlerin bazı alanlardan, sektörlerden çekilirken, o alandaki piyasaları tabir yerindeyse "değneksiz köy" haline getirecek işletmecilerin insafına terk etmezler.

Örneğin elektrik dağıtım işini birilerine belli gelir karşılığı devredersiniz ama o sektörden devletin çekilmesi, yerini alan işletmecinin dilediği gibi at oynatması, kafasına göre tüketiciden para toplayacağı anlamına gelmez.
Bankaları BDDK, Enerji sektörünü EPDK, cep telefonu hizmetini BTK gibi oluşturulan kurumlar üzerinden denetler, piyasaların oyun kurallarını da yine bu kurumlarla devletin koordinasyonu sayesinde düzenlersiniz.
Kısaca devlet ve devletin oluşturduğu kurumlar, oyunun kurallarını belirlerken, aykırı davrananlara, tüketicinin mağdur edilmemesine yönelik adımları atmakla yükümlüdür.
Bu komünist Çin' de de böyledir, kapitalizmin kalesi ABD' de de...
 
Ve elbette teorik olarak Türkiye' de de...
Özelleştirmenin hemen ardından yeni işletmeci MİP' in uygulamaya başladığı zamlar üzerine konuyu araştırmaya başlayınca karşılaştığım akıl almaz tabloyu neredeyse on yıldır yazıp duruyorum.
 
Belli oranda da olsa işletmeci şirketin ortaklık yapısının değişmesiyle, liman ve limanda verilen hizmetlerin yeniden kamuoyunda tartışılmaya başlanması, artık yazmaktan yorulduğum ve son bir iki yıldır ara verdiğim kimi konuları yeniden gündeme getirme, bilinmeyenleri anımsatmama vesile oldu.
Umarım aşağıda yer alan ve tümü de yasal haklarımı kullanarak topladığım belgeler ışığında vereceğim bilgiler iş dünyasını temsil eden kurumları en azından bundan sonraki süreçte uyandırır. Böylece doğacak lobi gücü, bugüne kadar dilediği biçimde at oynatan MİP' e karşı güçlü iradeyle ortaya çıkar da, denetleme görevini unutmuş görünen kurumların yetkilerini hatırlamasını sağlar.
 
Aslında, yasal olarak Mersin limanının özelleştirilmesi sürecinde, devlet otoritesi özelleştirme şartnamesi ve ardından devir sözleşmesiyle bu konuda hem düzenleme hem denetleme konusunda teorik olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.
Örneğin 2004 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu Mersin limanının özelleştirme yetkisini ÖİB' e devrederken 2004/128 sayılı kararda; "İşletme hakkını devralacak yatırımcının limandaki iş ve işletme denetim ve kontrolünün TCDD tarafından yerine getirilmesi" öngörülmüş, ÖİB ise limanın 36 yıllık işletme hakkını Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş (MİP)' e devrine ilişkin ÖİB ve MİP arasında akdedilen 11.5.2007 tarihli sözleşmenin hizmet tarifelerini düzenleyen 9. maddesinde, hiç bir tartışmaya yol açmayacak kadar açık ifadelerle şu hükümleri kayıt altına almıştır:
 
* İşletici firma 11.5.2010 tarihine kadar geçen sürede limanda uygulayacağı tarifeler TCDD' nin 31.12.2006 tarihli tarifesinden daha yüksek olamaz.
* Ancak bu dönem üretici fiyat endeksinde ABD doları/TL paritesinden daha fazla değişim gerçekleşmesi halinde tarifelerde bu fazlalık oranında arttırıma gidilebilir. (üç yıllık ÜFE ve dolar paritelerine bakıldığında %2-3' ü aşmayan değişimler dışında fark olmadığı görülecektir a.a.)
* Yine bu 3 yıllık süre içinde limanda daha önce TCDD tarafından verilmeyen bir hizmetin uygulanması halinde uygulanacak tarifenin TCDD tarafından onaylanması şarttır.
* İşleticinin 11.5.2010 tarihinden sonra da herhangi bir hizmet için, maliyetini ciddi biçimde aşacak fahiş fiyat uygulamasından kaçınacak.
* Bu hususların, işletme hakkı süresince TCDD tarafından denetlenmesi ve işleticinin söz konusu yükümlülüklere uymadığının tespiti halinde yine TCDD tarafından sözleşmede belirlenen para cezalarının uygulanması ,
 
Yukarıda 4 madde olarak yer alan tüm hükümler, 2010 yılında yaptığım başvuru üzerine ÖİB tarafından 14.6.2010 tarihinde tarafıma resmi olarak iletilen belgede yer alan bilgilerdir.
Herkesin anlayacağı dille yazılan bu denli açık hükme rağmen limanı devralan MİP, Devleti temsil eden hükümetin oluşturduğu Özelleştirme Yüksek Kurulunun denetleme yetkisiyle donattığı TCDD yetkililerinin gözleri önünde bakın ne yapıyor!
 
* TCDD liman işletmesinin 2004' ten beri Mersin limanında ücretsiz uyguladığı ISPS olarak adlandırılan Uluslararası Güvenlik Uygulamasını ücretli hale getirip, dolu kontaynerden 9 dolar, boş kontaynerden 3 dolar tahsil etmeye başlıyor.
* MİP limanı devraldıktan sonra yine TCDD liman işletmesinin o güne kadar ücretsiz yerine getirdiği ve en azından 3 yıl daha ücret talep edilmemesi gereken kontayner kilit çözme hizmetinden 4 dolar/kont almaya başlıyor.
* Hizmet alan ve dünyadaki rakipleriyle baş etmek zorunda kalan mükellefin asıl canını yakan tarife ise TCDD' nin limanı devrettiği güne kadar uyguladığı kontayner başına 85 dolar olan elleçleme (doldurma/boşaltma parası) ücretini 3 yıl boyunca fiyat arttırmama hükmüne karşın 11.5.2007 tarihinden hemen sonra 143 dolar olarak uygulamaya başlıyor. (Ki liman TCDD tarafından işletilirken de para kazanıyor ve söz konusu elleçleme hizmetinin maliyeti 20'lik kontaynerde 30, 40'lık kontaynerde 40 dolar civarıydı)
 
Kısaca MİP, denetlemekle yükümlü TCDD sorumlularının gözleri önünde 3 yıl boyunca ISPS+Kilit çözme+ kontayner elleçleme adı altında 9+4+58=71 dolarlık ücreti fazladan alıyor.
Bununla da yetinmiyor. Sanki o 3 yıl boyunca hiç zam yapılmamış gibi 3 yılın dolduğu tarih olan 11.5.2010 tarihinde tüm liman tarifelerini kendi inisiyatifiyle ve denetleyicinin, hizmet alanların gözü önünde yeniden arttırıyor.
 
Faaliyet gösterdiği 10 yıl boyunca ilk 3 yıllık fiyatları baz alsak bile yılda ortalama 1,2 milyon kontayner elleçleme miktarı üzerinden 852 milyon doları (ki o üç yıldan sonra da düzenleme adı altında zamlar durmuyor ve elleçleme fiyatları daha da artarak girişimcinin cebinden çıkan para 1 milyar doları aşacaktır) hizmet alanların cebinden çekip alan MİP 'in Türk ortağı AKFEN, bugün 36 yıllık işletme hakkının tamamını 765 milyon dolara satın alınan limanın kalan 25 yıllık işletme hakkıyla ilgili şirketteki %50 payının %40' ını 869 milyon dolara satıyor.
 
MİP, "zam yapılamaz" ilkesine karşı onca fiyat artışını yaparken, Devlet tarafından denetleme görevi verilmiş TCDD ne mi yapıyordu?
2010 yılında yaptığım başvuru üzerine TCDD Genel Müdürlüğü, Limanlar Daire Başkanlığının tarafıma gönderdiği 01.07.2010 tarih 10140 sayılı belgede sorunun yanıtı herkesin anlayacağı biçimde yer alıyor...
 
Şöyle diyor o yazıda TCDD Limanlar Daire Başkanlığı:
"Kuruluşumuz şirketin taleplerine( o taleplere bazı hizmet kalemlerine ilave olarak yansıtma dense de, ülkede yaşayan herkes zam anlamına geldiğini bilir)11.8.2007-11.2.2008 tarihleri arasında gerçekleşen farkın sözleşmede belirtilen esaslar doğrultusunda mevcut tarife fiyatlarına yansıtılması keyfiyet ve sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu bildirmiştir."
Devletin denetlemekle yükümlü kıldığı kurum, yapılacak artışın yasal gerekçelerini inceleyeceğine, en azından hizmet alanların da hakkını koruyacağına "keyfiyet ve sorumluluk size aittir" diye topu MİP' e atıyor. İstediğin gibi "oyna" diyor.
Duruma bakınca; "Allah yüzümüze bakmış, böylesi denetim anlayışına karşı MİP yine de insaflıymış" diyesi geliyor insanın...
 
Özetleyeyim;
 
Liman tarifelerini ve verilen hizmeti denetlemekle yükümlü TCDD, devletçe bu alanda verilmiş olan yasal gözetim, gerektiğinde cezai uygulama gibi müeyyideleri yerine getirmemiş.
Bu konuda gerekli yasal işlemlerin başlatılması, en azından bundan sonra ortaya çıkacak yeni fiyat tarifelerine karşı belirlenen denetim mekanizmasının işletilmesi ve geçmişte yapılan sözleşmeye aykırı zamlar nedeniyle hizmet alanların cebinden çıkan milyar doları aşkın paraya karşı sözleşmede yer alan cezai hükümlerin emrettiği tutarların derhal ve geçmişten bugüne yasal faizleriyle birlikte tahsili cihetine gidilmesi kamu yararı açısından en doğru yol olacaktır.
 
 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar