08.06.2017 / 10:33

Abdullah AYAN

Mersin Fındıkpınarı'nda petrol bulunması...

Bir önceki yazıda yüzlerce yıl önce şifa aranan Liparis çayının (günümüzdeki Mezitli deresi) kokusu yüzeyindeki yağ tabakasıyla zift ve katran içerdiğini tarihi belgelerden alıntılarla vurgulamaya çalıştım.

 Gelelim petrol bulunma hikayesine...

Evet, Mersin' de hem de Mezitli ve Tece civarında denize dökülen Kandak derelerini dağlardan besleyen yatakların geçtiği yerlerde 1948 yılında petrol bulunur.

Nasıl mı?

Anlatayım:

Mersin' in geçmişte ilgi gören iki yaylası var ve iki yaylanın da bitmeyen yol çilesi...

At sırtında saatler süren yolculuk zaman içinde yerini motorlu araçlara bırakır ama yol derdi azalmaz, aksine klimanın olmadığı o yıllarda kentin nemli sıcağını, sivrisinek vızıltılarını çekmek istemeyenlerin çoğalmasıyla daha da artar.

Dağ yollarının eski keçi patikaları il özel idare bütçelerinin kısıtlı imkanları çerçevesinde yıllar boyu ıslah edilmeye çalışılır.

Örneğin 1947 yılında Mersin-Gözne arasında 2300 ve Mersin-Fındıkpınarı yolunda ise 3235 metre yol inşaat ve tamiratına 15 bin lira sarf edilir.

1948' de de her iki yolun bozuk ve geçide engel yerleri amele postası (yolda çalıştırılan geçici işçiler) sürekli onarılır ve bu iş için yine il özel idare bütçesinden 6 bin lira harcanır.*

İşte bu yol çalışmaları sırasında Kasım 1948' de Fındıkpınarı civarında petrole rastlanır.

Rastlanır dediysem, öyle hafife alınacak cinsten bir şey de değil.

Haberlerin kamuoyunda hızla yayılması nedeniyle görüşü sorulan dönemin Mersin Valisi Şefik Bicioğlu Yeni Mersin gazetesinin önemli kalemi Yusuf Ayhan' a petrol bulunma hikayesini şöyle anlatacaktır:

"Bir müddet önce Mersin-Fındıkpınarı arasındaki yol yapılırken bazı sarp yerlerde dinamit kullanılması icap etti. Lüzumlu tertibat alınarak yolu kapayan kayalıklar dinamitle atıldı. Bu sırada gayet kesif (yoğun) miktarda petrol kokusu yayıldı. Dikkat edilince kaya parçalarından pek çoğunun petrol kokusu yaydığının farkına varıldı. Bu kaya parçalarından bir kısmında petrolün pas yaptığı bariz şekilde görülmekte idi."

Bicioğlu' nun bundan sonraki sözleri olayı daha da ilginç kılar. Valiye göre;
"zaten halk bu yörede yıllardır sulara petrol karıştığını müşahede etmekte ve bu nedenle buradaki sulara gazlı su(o dönemde evlerde yakıt ve aydınlatma amaçlı en çok kullanılan petrol türevi gazyağı) adını vermiştir"

Petrole rastlanınca ne mi yapılır?

Petrollü kaya parçalarından numune alınır, bir miktar Ekonomi Bakanlığına, bir miktar da Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne gönderilir.
Dönemin uluslararası saygınlığı olan petrol mütehassıslarından Macar prof. Louis Lechzigy numunelerle bizzat ilgilenir. Lechzigy' in incelemeleri sonucu elde ettiği bulguları Vali

Bicioğlu heyecan içinde anlatır:

"Macar petrol mütehassısının kati lisanla verdiği malumata göre burada parafini bol, asfaltı az, çok yüksek evsafta ve mebzul petrol vardır. Profesör bu müşahede ve intibaını tekrar tekrar teyit etmiştir.

Tabahhuratın (sıcaklık sonucu çıkan buhar) ve kokunun pek fazla olması petrolün mevcudiyetine muhakkak bir işaret sayılmakla beraber miktarının da o nispette yüksek olduğu hükmünü uyandırmış ve profesörden aldığımız müjde ile şüphesiz hepimiz sevinmişizdir.

Fındıkpınarı bölgesinin Raman (o günlerde Batman' daki Raman yatakları da bulunmuş ve hayli heyecan yaratmıştı A.A.) derecesinde hatta onun da fevkinde bir petrol havzası olduğu böylece anlaşılmış ve tespit edilmiş bulunuyor.

Yakında yapılmasına intizar ettiğimiz tetkikatı sabırsızlıkla bekliyoruz."

Dönemin Valisi Bicioğlu' nun ifadesiyle kesin incelemeler sabırsızlıkla beklenir ama şu kadarını söyleyeyim: 3 Kasım 1948 sonrasındaki binlerce gazete sayfasını taramama rağmen Fındıkpınarı petrol yataklarıyla ilgili en küçük bir ek bilgiye, habere rastlamadım.

Mersin' dede petrol kralı olarak o günden bugüne ortaya çıkan biri olmadığına göre, bize o haberin heyecan dolu havasını solumak düşüyor...

*Mersin Valisi Şefik Bicioğlu' nun Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle 29 Ekim 1948 günü Yeni Mersin gazetesine verdiği demeçten
 

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar