05.06.2017 / 10:45

Abdullah AYAN

Mersin' de petrol bulundu (mu)...

Başlığı yazı ilgi çeksin diye koyduğumu sananlar çıkabilir. Haksız da sayılmazlar...

 Öyle ya, Türkiye'de yıllardır gazetelerden başlayıp sonrasında televizyonlara sıçrayan hayli okur/izleyici ilgisi çeken mevzudur petrol bulunma hikayeleri...

Kısa yoldan köşe dönmenin hayli prim yaptığı bu topraklarda durmadan bir yerlerde petrol çıktığı haberleri yanında, en az bulunması kadar "bizi çekemeyen büyük güçlerin bir anda zengin olmamızı sağlayacak yatakları alel acele kapattıklarına" ilişkin komplo teorileri de inanmaya hazır kitleleri mutluluktan coşturur.

Ama benim ne öyle bir amacım var, ne de beklentim...

Ayrıca petrolün önem kazandığı günden beri bulunduğu ülkeleri zenginlikten çok kan ve göz yaşı bataklığında boğduğu gerçeği ortadayken Anadolu'da petrol çıkmadığına sevinmek mi, üzülmek mi gerekir, o soruyu da aklı-ı selim sahibi insanlar bir kez daha düşünmeli derim.

Gelelim Mersin'e ve Mersin' de petrol bulunmasına...

Aslında hikayenin başlangıcı Mersin' in bir kaç haneli köyden ibaret olduğu günlerden çok daha eskilere dayanıyor.

Klikya' yı dolaşan ve gözlemlerini kaleme alan Vitrom isimli seyyah Pompeipoli ile Soli tarihi şehirlerini birbirinden ayıran Liparis çayından söz eder.

Ve yine Vitrom' a göre bu dere kimi hastaların yıkanıp şifa bulduğu yağlı akarsudur.

1811-12 yıllarında Anadolu' nun güney sahillerini dolaşan ve haritasını çıkaran ünlü İngiliz amiral Sir Francis Beaufort* 'Karamania ya da Küçük Asya'nın Güney Sahili ve Antik Kalıntılar hakkında'** isimli eserinde, özellikle Mersin kıyılarını en ince ayrıntısına kadar haritalar eşliğinde Soli' nin 6 mil kuzeyinde karasakız ve zift kaynaklarına rastladığını anlatır.

Tarsus' un yıldızının parladığı, Anadolu' nun dünyaya açılan kapısı sıfatından da öte kültür, sanat ve elbette ticaretinin de önemli iki merkezinden biri olduğu yıllar...

Yabancı misyonlar kadim şehri mesken tutmuş, pek çok ülke irtibatı güçlendirmek için birbiri peşi sıra konsolosluklar açıyor.

Bunlardan biri Fransa...

1830' larda Fransa' nın Tarsus konsolosu bugün de bölgenin tarihiyle ilgilenen herkesin ilgisini çeken gözlemlerini ülkesinin Hariciyesine aktardığı (1837'de notlar kitaplaştırılacaktır) bilgilerde Pompeipolis-Soli civarındaki bir evdeki su membaının yüzeyinde zift toplandığını yazmakta...

Kavalılar döneminde Süveyş Kanalı inşa edilirken, Toroslar' dan kesilen suya dayanıklı sedir (katran) ağacı yanında yukarıdaki bilgilerden yararlanıldığı ve bölgeden sağlanan ziftin Mısır'a götürüldüğünü de not etmekte yarar var...

Tüm bunlar iyi güzel de, bir zamanlar derenin zift kokması Mersin' de petrol bulunduğunu gösterir mi? diye soracak olursanız?

Evet Mersin' de elle tutulur, gözle görülür, devlet yetkililerini ve halkı heyecanlandıran bir petrol bulunma öyküsü de var...

Sonraki yazıda da onu anlatayım...

*Sir Francis Beaufort İngiliz imparatorluğunun en önemli amirallerinden biridir. Darvin' in evrim teorisi kitabını yazarken en büyük ilhamı veren Galapos adalarına gitmesini öneren ve yönlendiren Beaufort' tur.

**Karamania or, A Brief Description of the South Coast of Asia-Minor isimli kitabında Anamur'dan Tarsus'a kadar tüm yer adları şaşırtıcı biçimde günümüzdekiyle benzerlik arz etmektedir.

Lamas, Ayash, Korghos (Korikos ya da Kızkalesi) , Pompeipolis, Soli, Mezetlu, Karadoovar, Tersoos kitaptan gözüme çarpan bazı isimler.

Kitap Ali Neyzi tarafından Türkçeye kazandırılmıştır.

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar