Hipster Etkisi
Fransız Sinir bilimci Jonathan Touboul, ‘Hipster Effekt’ olarak anılan popüler kültürden farklılaşma çabası olarak tanımlayabileceğimiz bu etkiyi araştırmış.
Zamanın ruhuna uygun (Zeitgeist) toplumdaki popüler akıma, yani toplumdaki baskın (dominant) ana akıma, estetik, sanat, giyim, sinema, edebiyat vs. moda akımlara, toplumsal ortak zevklere anglo saksonlar ‘mainstream’ diyorlar.
Alt kültürler ve estetik yeraltı (Underground) akımlar farklıdır oysa.
Biz burada çok da ayrıntıya girmeden, bu toplumsal ana akımın dışında kalıp bireyselliğini vurgulamaya, genele uymamaya, bu genel akımın ve anlayışın dışında kalmaya çalışanlara Hipster diyelim.
Touboul, bu ‘Hipster effect’ denilen etkiyi araştırmış ve şaşırtıcı bir sonuca varmış.
Gençler topluma başkaldırıp farklılaşayım, özgünleşeyim, orijinal olayım, bunu da dış görünüşüme yansıtayım derken, bir bakmışsınız hepsi birbirine benziyor.
İşte buna Hipster Etkisi deniyor.
Yazdığı “The Hipster Effect: When Anticonformists All Look the Same “ başlıklı bilimsel makalede hipsterlerin aslında son derece eşsüremli (Senkron) davrandıklarını yazıyor ve bu duruma bir açıklama getirmeye çalışıyor.
Hiç kimse eğilimleri (trendleri) anında algılayıp tespit edemez diyor.
Tüm farklılaşma çabalarına karşılık, birbirlerinden bağımsız olarak ama eşsüremli olarak hemen hemen aynı kararları ve tepkileri veriyorlar.
Ama sonuçta birbirlerine benzemekten kaçınamıyorlar diyor.
Hipsterler, kendilerini algılayışlarıtla dışardan algılanışları arasındaki uçuruma verilebilecek oldukça iyi birer örnektirler de aslında.
Kendileri ne kadar farklı olmaya çalışsalar da, dışarıdan bir kitle olarak algılanıyorlar.
Gür saçlar ve sakal-bıyık yüksek testesteron göstergesi onlar için.
Geçmişteki yumuşak, feminen çizgilere, nice guy ’lere fark atıyorlar böylece ve erkekliklerini vurguluyorlar kendilerince.
Saç traşında asimetrik bir tarzı seçebiliyorlar.
Tamamını okumak için
