06.04.2017 / 09:48

Abdullah AYAN

Bir referandum daha var...

Cumhuriyetin ilanı Osmanlı İmparatorluğu küllerinden doğan genç Türkiye' nin miladıdır ama o günden 1960 darbesine kadar ülkenin yönetildiği anayasa halk oyuna sunulmamış, Mecliste kabul edildiği haliyle hayata geçirilmiştir.

 Bu bakımdan 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından halk oyuna sunulan ilk anayasa ile ilgili yapılan referandum ülke tarihinde bir ilktir ve bu referandumun ardından benzer nedenlerle seçmen 6 kez daha sandığa gidecektir.

Kısaca Türkiye' de bugüne kadar referandum anlamında halkın önüne sandık 7 kez çıkarılmıştır ve her oylamanın hafızalara kazınan tartışmaları, seçmende iz bırakan sloganları, oyun renginden zarfın şekline kadar detayların bile iz bıraktığı konular yıllar boyu yazılıp çizilmiştir.

Ve toplumsal hafıza her zaman olduğu gibi, o dönem için yaşamsal önem verdiği o kadar çok mevzuu zamanla unutup gitmiş, bir döneme damgasını vuran tartışmalar bir süre sonra küllenip arşivlerin tozlu raflarına kaldırılmıştır.

Bugün kim hatırlar 1960 darbesinin ardından hazırlanan anayasanın halk oyuna sunulduğu 1961 referandumunu ve yine bir başka darbenin ardından hazırlanan 1982 anayasa taslağının kabulü için 1982 referandumunda yaşananları...

2010 referandumundaki "yetmez ama evet" sloganını pek unutan olduğunu sanmıyorum ama 1982' deki "evet/hayır" ı temsil eden oy pusulalarındaki mavi/beyaz renklerin çevresinde yaşananları, darbeci generallerin "evet" çıkması için 'şeytan ayrıntıda gerek' misali evet' i temsil eden beyaz renk ile hayır anlamına gelen mavi renk üzerindeki atraksiyonlarını bugün kaç kişi hatırlar.

Örneğin saflığın timsali beyaz evet için seçilmişti ve her yerde beyaz teması işleniyordu ama mavi demek bile yasaktı.

Vakit bulursam ileride başka bir yazıda; 1982' de ülke genelinde yaşananları, kendi izlenimlerimi daha detaylı anlatırım ama 1982 referandumunun mavi/beyaz eksenine oturtulan kampanyasında cuntanın uyanıklığıyla ilgili somut bir örnekle yetineyim: evet için beyaz, hayır için mavi pusula atılacaktı zarfa ama mavi rengi ağza almanın bile derdest edilmenize yol açması yetmezmiş gibi pusulaların koyulacağı zarflar az biraz şeffaf cinsinden ve beyaz olarak seçilmişti.

Beyaz "evet" pusulası beyaz zarfın içinde dikkat çekmiyordu ama şeffafa yakın beyaz zarfın içinde mavinin nasıl sırıttığını ve göz altına alınanların kaybolduğu ülkede o maviyi zarfın içine koymanın ne anlama geldiğini anlatmaya gerek yok sanırım.

Elbette darbecilerin  %92 ile kabul edilmesiyle övündükleri o anayasanın ulaştığı bu rekorda "evet demezsek bu cunta gitmez, ensemizde boza pişirirler" diyen halkın katkısı yadsınamazdı ama, yaratılan korku dolu ortamın da rolü unutulmaz...

Yine de hayır' cılar zeka dolu üretkenlikle dönemin ölümlere varan korku dolu iklimiyle dalga geçtiler...

Örneğin Özdemir Asaf' ın o ünlü dizeleri:

Sanki o dayatılan anayasanın, beyaz oy pusulasıyla aklanamayacağını görmüş gibi yıllar önce kaleme aldığı kısacık Jüri adlı şiiri:

"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu

Birinciliği beyaza verdiler"

Cunta kampanyaları, renkleri, toplantıları yasaklayabilirdi ama 8 kelimelik 2 dizeyi yasaklayamadı...

Şiirle, sanatla baş etmek zordu ama sonuçta muratlarına erdi Evren ve şürekası...

Anayasa halkın "kahir ekseriyeti, teveccühüyle" kabul de edildi ve yıllardır o 'ama-yasa' nın dar kalıpları içinde nefes almaya, yaşamaya çalışıyor insanlar...

Gerçekten de 82 anayasasında özgürlükler, mesken masuniyeti, insan hakları bir yana çevreden spora, sağlıktan eğitime hayatın her alanında akla gelen ne varsa unutulmamaya unutulmamıştı da, atacağınız her adım, her cümlenin sonuna eklenen bir "ama" nın duvarına çarpıyordu ve çarpmaya devam ediyor...

O duvar 35 yıldır karşımızda duruyor ve yapılan onca değişikliğe rağmen tek tuğla oynamadı yerinden...

 Aslında 1961 referandumunu, o günlere damgasını vuran "düşük, kuyruk" tartışmalarını, bütün baskılara rağmen hayli yüksek çıkan "hayır" oylarını ve Mersin özelinde o günlerde yaşananları anlatacaktım ama bir sonraki yazıda...

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yerel seçimler ve Mersin ittifak denklemleri... - 30.11.2017
>> Seçimlere doğru ittifaklar, Mersin özelinde durum... - 24.11.2017
>>  Tuz deposundan Taş Bina' ya... -41- (Akkahve işletmecisi Hasan' ın öyküsü) - 20.11.2017
>> Seçimlere doğru umumi manzara... - 16.11.2017
>> Tuz deposundan Taş Bina'ya -40- (Tek tipleştirmeye karşı çok renkliliğin hikâyesi) - 15.11.2017
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar