Ahmed KAYMAK

Yukarıda yıllar önce söylenmiş bu söz, sanırım en çevreci bir atasözü olarak kulak verilmesi gereken bir söz.

Uzungöl bir doğa harikası olarak Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı Turistik şirin bir belde.

Son fotoğrafları içimi acıttı, giderek ve hızla betonla kaplanıyor.Şu beton kafalar yüzünden. Her yer beton.

En güzel en bereketli verimli topraklarımız üzerinde beton apartmanlar hançer gibi kuleler. Şehrin gürültüsünden kaçanlar hemen birleşik bir arazi kapatıp betonla kaplıyor ya site veyahut da villayla kaplıyor. Ortalıkta arazi tarla, orman kalmadı.

Yakında çocuklarımıza toprağı müzede göstereceğiz herhalde.

Tıpkı eskiden doğada yaşayan hayvanları, şimdi hayvanat bahçelerinde sergilediğimiz gibi.

Bu arada doğa bizi en ağır şekilde cezalandırıyor. Seller, kasırgalar, toprak kaymaları ile ondan çaldıklarımızı geri istiyor.

İNSAN bence tahrip açısından tahrip gücü en yüksek bombadan bile güçlü. Acımasızca doğayı tüketiyoruz .

Gezegenimizin Dörtte 3'ü suyla kaplı ve bu suyun ancak % 1 i içilebilir yani tatlı su.

Tatlı su kurnazı Müteahh-İT'ler hızla ormanlara, nerede bir kara parçası görse beton kaplamaya odaklanmış, vahşice katliamlar ve tahribatlar yapmakta.

Hatta bu iş o kadar abartılmış ki insanlar Kabe'ye bile yukarıdan bakan otellerde hac ve umre yapmakta. Böylece daha YÜKSEK ecir ve sevaplar?? Kazanmakta.

Denizi, gölü doldurup arsalar kazananlar, ormanları yakıp toprak kazananlar.

Tarlaları satın alıp apartmanlar, TOKİ'ler, organize sanayi bölgeleri yapanlar. Sizler kazandıkça İNSANLIK kaybediyor.

Buradan tek ricam biraz akıl biraz insaf biraz vicdan.

Sorunsuz, yaşanılası, ekolojik olarak kirletilmemiş ve daha temiz bir dünyada yaşamak için beton ve paranın değil de, kuşların sesine kulak verelim lütfen.

Yoksa o kuş seslerini banttan dinlemek zorunda kalabiliriz

Kızılderililerle başladık, onlarla bitirelim bari.

“ Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.”