13.02.2017 / 10:16

Ahmed KAYMAK

14 Şubat Aziz Valentin Günü

Sevgililer gününe az kaldı bizde nedir? Nereden gelmiştir? Deyip araştırınca bir baktık ki, st. Valentine günü imiş.

III. yüzyılda Roma tahtında “ zalim” lakaplı II. Claudius oturmaktadır. Savaş tutkunu bu hasta adam savaşa engel oluyor diye çok ileri gidip evlenmeyi dahi yasaklamıştır. Fakat bu emre uymayanların başında Aziz olarak kabul edilen filozof Valentinus vardı. Efsaneye göre İmparator onu hapse attırır.

Bu sırada hapishane gardiyanının Julia adında kör ama çok güzel ve zeki bir kız kardeşi vardır. Hapisteki filozofu dinler Hz İsa nın körlerin gözünü açıp, ölüleri nasıl dirilttiğini filozoftan dinler. Birlikte dualar ederler. Duaları bir gün kabul olur Julianın gözleri açılır.

Fakat ertesi gün Valentinin ölüm emri gelir. Ölmeden Julia ya bir mektup yazar ve “ senin Valentin” diye imzalar, mektup julianın eline geçtiğinde 14 Şubat 270 dir. Sevgililer gününün buradan geldiğine inanılır.

Ben öyle bazı şeylerin bir güne sığdırılması taraftarı değilim. Anneler günü bunun başında gelir. Anneni koca yıl arayıp sorma git anneler gününü kutla, günü kurtar oh ne ala. Babalar günü de böyledir. İnsan anne ve babanın hakkını ödemeye bir günü boş verin bir ömür yetmez.

Allahın günlerini markalamışlar.” Dünya bilmem ne günü” diye anlam katmaya çalışırlar. Aslında hiçbir günün diğerinden farkı yoktur güneş yine aynı yönden doğar aynı yönden batar Sevgi hiç bir güne sığar mı? Oysa “SEVDA ZAMANA SIĞMAZ”

Biz ki, kadınlar gününde kadını döven, öldüren, öğretmenler gününde öğretmeni coplayan bir milletiz. Bir gün bir bahçeden çiçek yol götür sevdiğine ver. Ne yapalım kültürümüzde var üç kâğıt “ 15 GIZI GANDIRDIM BİR ŞİŞE LAVANTAYA”

Günümüz kapitalizmi sömürebilecek her şeyi sömürmektedir. Hiçbir kavram ve kuralı tanımaz. Büyük devrimci Che Guevera bile rozet, poster, afiş,t short , kartpostal vb. gibi ürünlerle tüketimi pompalayıp bir şekilde kapitalizme hizmet eder. Bilboard lar, çarşaf çarşaf afişler radyo televizyon reklamları daima insanları daha çok tüketmeye kanal ize eder.
Pompalanan tüketim başta insanı dahi her şeyi tüketir. Bir Yahudi atasözü der ki: “Bana 10 lira verirsen 1 liralık iş, 9 liralık da reklam yaparım” demiş.

Çarşaf çarşaf ilanlar, afişler, kampanyalar, Televizyon ve radyo reklamları, vahşi kapitalizme ve pompa sistemine hizmete dip acımasızca sömürür. Ya paranız yoksa? O zamanda borçla kredi kartı sistemiyle ödeme gücünüz sorulmadan elinize bir kart tutuşturuverirler. Siz de o plastik parayla beleşe alır sonra katmerli ödersiniz. Deniz suyu gibi içtikçe susuzluğunuz artar, battıkça batarsınız. Herkes de seni suçlar sokakta eline kartı tutuşturana kimse gıkını çıkarmaz. Okuyamadığımız kargacık burgacık yazılarda zaten hepsi yazar. Bankanız daima haklıdır ve sözleşmeyi değiştirebilir oranlarla oynayabilir, yani her halükarda sizi öper.

Bir defasında bana bir kızımız böyle bir kart verecekti, bende; “ Kızım benim okumam yazmam yok bana bir okuyuver hele” demiş ve ancak böyle kurtulmuştum ellerinden
İçi ve içeriği boşaltılmış günler sadece esnafa yaramakta esnaf da hiçbir günü kaçırmamaktadır. Kasaplarımız yılbaşında hindi, kurbanda kurbanlık satar.
Düğün evinde DEF ci ölü evinde YAS cı olurlar.

Satış olsunda ne yi nasıl satacağımızın önemi yok. Hani demiştik ya paranın dini olmaz bu Likyalılardan beri böyledir. Ama bizim de bir günümüz olmaz, emekliyi, memuru, köylüyü hatırlamazlar 1 Mayıs da olmasa ne güzel olurdu. Esnafın, çiftçinin, emeklinin memurun var mı? Bu arada sevdiğimize olsun öğretmenimize olsun, günü olan herkese GÜNÜNÜ GÖSTERİRİZ.

Tüm esnafımızın, pompacıların ve çiçekçilerin sevgililer günü kutlu olsun.

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yoruldum dinlenmekten - 21.05.2020
>> Korona günlükleri - 13.04.2020
>> Aptal kutusu - 22.11.2019
>> Fırça - 31.10.2019
>> GEL DE YAZMA - 09.09.2019
A24 Yazarları
Recep Ali AKSOYLU Ahmed KAYMAK
Kitap israfına şimdi de EBA mı eklendi
Tüm Yazarlar