A24.com.tr » yaşam » Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43'üncü yıl dönümü, Kıbrıs Harekatı nedir, neden yapıldı?

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43'üncü yıl dönümü, Kıbrıs Harekatı nedir, neden yapıldı?

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43'üncü yıl dönümü, Kıbrıs Harekatı nedir, neden yapıldı?

Yakın tarihimizin en büyük askeri olaylarından Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43'üncü yıldönümüne girilirken, merak edenler için Kıbrıs Harekatı nedir, neden yapıldı? sorularının yanıtını araştırdık.

"Ayşe tatile çıksın" parolasıyla başlayan Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43'üncü yıldönümü nedeniyle Ada'ya gelen Başbakan Binali Yıldırım, burada KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte düzenlenen etkinliklere katıldı. 

Girne Kapısı'ndaki Atatürk Anıtı'nda düzenlenen törene, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, TBMM Başkenvekili Akif Hamzaçebi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele katıldı.
Katılımcıların tören alanındaki yerlerini almasının ardından Cumhurbaşkanı Akıncı ve Başbakan Yıldırım Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı'nın okunması ve bayrakların göndere çekilmesinin ardından Akıncı ve Yıldırım anıt özel defterini imzaladı.

Kıbrıs Barış Harekatı, Attila Harekatı ya da 1974 Kıbrıs'a Türk Müdahalesi olarak da bilinir. 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askeri harekatın adıdır.

1571'de Osmanlı yönetimi Kıbrıs'ta yer aldı. Daha önce Ada'da Venedikliler egemendiler. Osmanlı yönetimi, Venediklilerin elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesi'ne aktardı. Kiliseye geniş yetkiler verdi. Böylece Rum kilisesine ve toplumuna güç geldi. Giderek bu güç Türkiye'den gelip yerleşen Türklere karşı kullanılacaktı.
1878'de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs'ın yönetimini geçici olarak İngiltere'ye verdi. Birinci Dünya Savaşı'nda da İngiltere, Kıbrıs'a el koydu.

Kıbrıs adası resmen 1924'de Türkiye'nin kuruluş anlaşmaları olan Lozan antlaşmasında Büyük Britanya toprağı olmuştur. Türkiye o günün şartları gereği Kıbrıs adasının üstündeki İngiliz egemenliğini resmen kabul edip altına imza atmıştır.
1950'lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rum Kesimi böyle bir Ortak Devlet'e razı olmadı. Kıbrıs'ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; uluslararası anlaşmaları çiğneyerek, Türklere saldırılarda bulunarak, Rumlar 1963 yılında Ortak Devlet'i yıktı.


Zürih Antlaşması (11 Şubat 1959)
Madde 3: Bu Antlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) halinde Yunanistan, Türkiye ve İngiltere bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler. Üç garantör devletten biri, birlikte veya birbirlerine danışarak (işbirliği halinde) hareket etmek olanağı bulunmadığı takdirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile hareket etmek hakkını korumaktadırlar.

Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye'nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması'nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır. Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir.


Birinci Barış Harekatı

5 Temmuz 1974'te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları I. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz'da sona eren konferansta Türk tarafının istekleri doğrultusunda: "Ada'da bir güvenlik bölgesinin kurulması, Rum ve Yunan işgalindeki Türk bölgelerin derhal boşaltılması, esir durumda olan asker ve sivillerin mübadele edilmeleri veya serbest bırakılmaları, barışın sağlanması ile birlikte anayasaya uygun bir hükümetin yeniden kurulmasının temini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu olmak üzere iki otonom idarenin mevcudiyeti" kabul ve ilan edildi.

Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Acil olarak toplanan TBMM, Hükümete genel savaş açma yetkisi verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi.
20 Temmuz 1974 sabahı uçakların bombardımanından sonra Türk ordusu 6:15'ten itibaren havadan indirme ve denizden çıkarma başladı. Denizden çıkarma Karaoğlanoğlu plajına yapılmıştır. Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdahale edemeyeceğini düşünmüş bu yüzden ilk başta etkili müdahale edememişlerdir. Ancak akşama doğru karşı harekata başlamışlardır.

Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi. Pakistan, Afganistan ve Iran Türkiye'ye yardım sözü verdi. Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askeri mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi. Bunun yanında Suudi Arabistan da 1,5 milyar dolarlık petrol ile 1 milyar dolar nakit para hibe etmiştir.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada'da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu.

22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükümeti de yıkılmıştır.


İkinci Barış Harekatı; "Ayşe Tatile Çıksın"

Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Milli Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır.

Cenevre konferansına katılan Dışişleri Bakanı Turan Güneş anlaşmanın mümkün olmadığı anlamına gelen "Ayşe Tatile Çıksın" parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e bildirmiştir. Ayşe, Turan Güneş'in kızının adıdır.

Bunun üzerine 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başlamış ve 16 Ağustos'ta Lefke ve Magosa'nın kurtarılmasıyla sona eren üç günlük II. Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. Harekat neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk'ü öldü.
 

YORUMLAR
  Kardeş olduklarına şaşıracağınız ünlü isimler
Kardeş olduklarına şaşıracağınız ünlü isimler