AB ile gergin diyalog toplantısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şunları söyledi:

Türkiye ve AB arasındaki diyalogun devam etmesinden yanayız.

Göç anlaşması ve uygulamasını da değerlendirdik.Türkiye olarak yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. AB de yükümlülüklerinin bir kısmını yerine getirmiştir.

Vize serbestisi ve geri kabul anlaşmasını da bu göç anlaşmasına bağlamıştık. Büyük oranda görüşlerimizde birlik var uyum var. Bir an önce Katar krizinin çözülmesi için çaba sarf ediyoruz. Mogherini’nin ziyareti de çok faydalı olmuştur. Haremi Şerif’teki İsrail’in uygulamalarını doğru bulmadığımızı özellikle vurguladık. İlişkilerimizde sorunlar da var. Bu sorunlar gizli değil. Bu sorunların aşılması için diyalogumuzun devam etmesi gerekiyor.

Türkiye’deki demokratik muhalefetle teröristleri bir tutmamak gerekiyor. Bunların içinde teröristlere silah taşıyan da var. Demokratik muhalefetle bunları bir arada tutmak doğru olmaz.

AB Bakanı Ömer Çelik şöyle konuştu:

Karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Mogherini’ye Mescidi Aksa hakkındaki açıklaması için ayrıca teşekkür ettim. Aramızda sorunlar olduğu anlaşamadığımız konular olduğu açık ama bu aramızdaki diyaloga engel değil. Aramızdaki diyalogun yeni bir zemini var. 1 yıl içinde pek çok diyalogu gerçekleştireceğiz. Ama şunun altını çiziyorum. Türkiye AB ilişkilerinin omurgası katılım müzakereleridir. Bizim en çok tartıştığımız konu ifade hürriyeti, demokrasi gibi konular. Açık yüreklilikle görüşlerimizi paylaşıyoruz. Şu anda sorunun yoğunlaştığı konu 23 ve 24. fasıllardır. Fasılların açılmasını savunuyoruz.

Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin yapıcı tutumu görünmüştür. Türkiye 5 fasıldaki tüm hazırlıklarını tamamlamıştır. Gümrük birliğinin güncellenmesi meselesi gündemimizdeki meselelerden biridir. Terör örgütlerinin sembolleri ve propaganda imkanları ortadan kaldırılmalıdır. DEAŞ’a hangi muamele yapılıyorsa PKK ve FETÖ’ye de aynı muamele yapılmalıdır.

Liderler düzeyinde bir Türkiye-AB zirvesi yapılmalıdır.

Geçtiğimiz zamanda Türkiye ile müzakereler kesilsin şeklinde sesler yükseldi,. Bunlar vizyonsuz görüşlerdir.

Aldığımız çok önemli bir karar var bir sonraki zirveyi Adana’da yapılacak. En önemli karar bu.

SORU CEVAP

-Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’yı Türkiye’yi bölmekle suçladı. Almanya Türkiye ilişkilerinin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU:

Farklı düşünceler içinde olabiliriz. Ortak hedeflere doğru ilerlememiz lazım.
AB üyesi ülkelerle farklı sorunlar da yaşayabiliriz.

Hangi ülke yanlış yapıyorsa pekala o ülkenin yanlışını söyleyebiliriz. Referandum sürecinde benim uçuş izinlerim iptal edildi. Bunu hangi Avrupa değerleriyle bağdaştırıyorsunuz.

Nerde kaldı standartlar. Esas sorun burada. Çifte standart diyoruz da neden böyle diyoruz.

2 gazeteciyi sınır dışı ettik. İkisi de casusluktan yakalandı.

O ülkeler bizden rica etti iade ettik.

Son zamanlarda moda bu. Gazetecileri ajan olarak kullan yakalanınca nasıl olsa kıyamet kopacak baskı oluşacak Türkiye üzerinde.
Uluslararası Af örgütü dünyaca kredibl örgüttür. Ama objektif ve dengeli olmalı. Görüşme başka bir şey o örgütün mensubu olmak farklı bir şey.

Bu örgütün başındaki kişi ByLock programını kullanmış.

Bu şahsın işlediği suç Uluslararası Af Örgütünü bağlamaz ki. Şahısla ilgilidir bu.

FETÖ gelmiş Uluslararası Af örgütü Türkiye’yi ele geçirmiş. Bizim UAÖ ile bir sorunumuz yok.

AB bunları bir terör örgütü olarak görmediği için onlara karşı attığımız her adımı insan hakları ihlali olarak görüyor.

Almanya ile ilişkilerimizi iyileştirmek için Sigmar Gabriel ile yakın ilişki içindeyiz.

Bazı sorunlar var ama bunu aşmak için Sigmar ile çalışıyoruz. Umarız ilişkilerimiz eskisinden daha iyi bir noktaya gider.

ÖMER ÇELİK:

Sayın cumhurbaşkanımızın Türkiye halkının çıkarlarını korumak görevi vardır.

Türkiye Cumhurbaşkanının Almanya’daki Türk vatandaşlarının toplantısına video konferansla katılması engelleniyor. Ama aynı zaman için Kandil’deki terör örgütünün başı video konferansla katılıyor.

Türkiye Almanya ilişkilerinin çok derin bir tarihi vardır. Sorunlara her zaman bir özüm buluruz.
Türkiye’deki Alman vatandaşları tutuklanıyor diye bir durum yok.
Kendisine gazeteci diyen birisinin makinesinde Türkiye’deki askeri üslerin fotoğrafı çıkarsa kimse buna gazeteci olarak sahip çıkamaz.